| Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 24.10.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) – Sayın Genel Kurul, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Önemli bir konu ilaç sıkıntısı. Toplumun sağlığa, ilaca ulaşım hakkı sabit aslında. Devlet, sağlık otoriteleri de bunu yerine getirmek zorunda; bu bir zorunluluk. Kronik hastalıklar başta olmak üzere kanser ilaçlarına maalesef ki ulaşılamıyor. En basit ilaçlara belki de artık ulaşamıyoruz. Soğuk algınlığı ilaçlarına bile ulaşılamıyor. Antibiyotikler, büyüme hormonları, antidepresanlar, romatizma ilaçları başta olmak üzere ilaca ulaşım sıkıntısı yaşıyoruz. Neden ilaca ulaşılamıyor? Aslında eczacılar, ilaç şirketleri, tedarik zincirinde bulunan firmalar; bunların söyledikleri euro kuru. İlaç euro kurunun düşük olması ve ithalat sürecinde yaşanan zorluklar, ilacın sağlanmasında onlara pahalıya mal olması; bununla ilgili olarak da bunun eşitlenmesinin, euro kuruna eşitlenmesinin bu sorunu ortadan kaldıracağını söylüyorlar. İşin aslı öyle mi; ilaç sadece para, eder, değerle mi ölçülmek zorunda? Aslında ülkelerin sağlığa yatırımları var, sağlık bütçeleri var. Bu sağlık bütçelerinde olması gereken durumlar var. Türkiye, OECD ülkeleri içerisinde sağlığa en az yatırım yapan ülkeler arasında. Gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 3,7'sini ancak sağlığa ayırıyor, OECD ortalaması ise 9,6. Geçen yılın bütçesine bakalım; geçen yılın bütçesi 730 milyar liraydı, bunun sadece ve sadece üçte 1’i birinci basamak sağlık hizmetlerine, geri kalanı ise tedavi edici hizmetlere ayrılmıştı fakat bu dönem sağlığa ayrılan bütçe 1 trilyon 17 milyar lira civarında, bunun ise bu dönem dörtte 1’inin birinci basamak sağlık hizmetlerine ayrıldığını görüyoruz. Aslında bunun anlamı ne? Bunun anlamı şu: Eğer tedavi edici hizmetlere sağlık bütçesini ayırıyorsanız bu durumda insanların hastalandıktan sonra tedavilerini öngörüyorsunuz demektir. Eğer insanlar hastalandıktan sonra, yurttaş hastalandıktan sonra tedavi olmak için hastanelere başvuruyorsa o zaman da ilaç teminini sağlamak zorundasınız, onlara ilaç getirmek zorundasınız. Fakat ülke tercihlerini tedavi edici hizmetlerden, piyasacı sağlıktan yapmasına rağmen bu koşulları da sağlama yetisine maalesef ki sahip değil. Şimdi, en çok bu konuda sıkıntı yaşayanlar tabii ki eczacılar. Eczacılar diyorlar ki: “Biz nöbet tutuyoruz, nöbet sırasında hastalar geliyorlar ve biz onlarla karşı karşıya kalıyoruz.” Onlara diyoruz ki: “Reçetenizde bulunan ilaçlar yok.” “Peki, depolarda var mı?” “Hayır, yok.” Bugün eczacıların söylediği reçete edilen ilaçlardan 10 kalemden neredeyse ancak 1 tanesine ulaşılabildiği, oysaki ilaca erişim en temel hak. Ve yine eczacıların tabiriyle “Bulunamayan ilaçlar en pahalı ilaçlardır.” diyorlar. Bununla ilgili olarak -eczacılar odası- yaklaşık 19 oda, 30 bin eczane Hükûmete çağrı yaptı ve bu sorunun en kısa sürede çözülmesini önerdi. Bugünün sorunu değil, 2018 yılından beri Türk Tabipleri Birliği bu konuyla ilgili açıklamaları yapıyor, kamu otoritelerine çağrıda bulunuyor ve “Gelin, bunu birlikte çözelim.” diyor. 2022'de tekrar açıklama yapmışlar, demişler ki: “İlaca erişimde sorunlar devam ediyor, aşıya erişimde sorunlar devam ediyor ve bu konuyla ilgili çözüm üretelim.” Plan ve Bütçe Komisyonuna bütçe geliyor. Sağlık harcamalarına ayrılan pay belli ama OECD ortalamasının çok altında. Mevcut gelen 1 trilyonluk bütçenin en az 2 katı kadar bütçenin sağlığa ayrılması gerekiyor ve bunun da birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerine, halk sağlığı hizmetlerine ayrılması gerekiyor ki ilaç sıkıntısı ya da medikal sarf malzemeleri ve benzeri problemler yaşamıyor olalım. Burada bütçe tercihleri önemli. Tabii ki hangi kalemlere fazla bütçe gittiğini burada tartışmadan bu sorunlara çözüm üretmek çok zor. Geçen dönem faiz harcamalarına harcanan yüzde 11’lik bütçe kalemi bu dönem yüzde 13'lere çıkmış durumda. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun, tamamlayın. HEVAL BOZDAĞ (Devamla) – “Neden bu kadar faiz harcaması?” sorusunu sormak zorundayız. Savunma ve güvenlik harcamaları 40 milyar dolardı geçen 2024 bütçesinde, 2025 bütçesinde 47 milyar dolara çıkmış; bunu sorgulamak zorundayız. Vergi harcamaları geçen dönem 2,2 trilyon liraydı, bu dönem 3 trilyon lira yani istisnalar, kısaca, şirketlerden, büyük sermayeden almadığımız vergiler diyelim. Tasarruf yapıyoruz sağlıktan. Doktor Mahmut Ortakaya, Siverekli kendisi, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyeliği yaptı zamanında ve Diyarbakır Tabip Odası Başkanlığı. Onun çok güzel bir sözü var: “Sağlıktan tasarruf edilemez ve özgürlükten tasarruf edilemez. Sağlıktan tasarruf ölüm getirir, özgürlükten tasarruf ise esaret getirir.” O yüzden, iktidarı özgürlüklere ve sağlığa bütçe ayırmak üzere çağırıyorum. Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)