| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 24.10.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; şüphesiz Türkiye’deki bütün kurumlar son derece kıymetlidir, hepsinin özenle korunması lazım ancak bazı kurumlar var ki daha hassasiyetle korunması ve muhafaza edilmesi lazım. Geçtiğimiz yıl, göz bebeğimiz İçişleri Bakanlığımız Emniyet Genel Müdürlüğümüzün önünde hain bir terör saldırısı gerçekleşti ancak ondan sonra bu terör saldırısıyla ilgili yapılan eleştirilerin cevapları gelmedi. Teröristler ülkeye nasıl girdi? Gittikleri yerlerden silahları nasıl aldılar? Birini katlederek kilometrelerce, yüzlerce kilometre gelerek Ankara’ya nasıl ulaştılar? Bunların cevapları gelmedi. Maalesef dün Ankara’da, Türkiye’nin kalbinde çok güzide bir kurumumuz, özenle korumamız gereken çok nadide bir kurumumuz hain bir terör saldırısına maruz kaldı. Tabii, bu ister istemez yeniden “Acaba bir güvenlik zafiyeti mi var? Problem nerededir?” bununla ilgili tartışmaları da gündeme getirdi. Bakın, içimizde zaman zaman yurt dışında beraber NATO PA toplantılarında o ülkelerin savunma sanayisine yapılmış ziyaretleri birlikte gerçekleştirdiğimiz arkadaşlar var. Daha bundan birkaç gün önce Fransa’da bir savunma sanayisi işletmesine gittik ve hep beraber diplomatik pasaport taşıyan milletvekili olarak inanılmaz bir güvenlik bariyerinden geçtik. Pasaportlarımız alındı, ayrıca kartlar verildi, pek çok özel engelli bariyerlerden geçtik. Yanlış mıydı? Doğruydu. Peki, Türkiye’de neden biz böyle bir zafiyetle karşı karşıyayız? Bakınız, TUSAŞ’a gelen teröristler bazı iddialara göre sınırdan geçmiş, kimi iddialara göre paramotorlarla gelmişler, bilmiyoruz. Ancak ortada şöyle bir gerçek var: Bunlar sırtlarında mühimmatlarla, patlayıcılarla, uzun namlulu silahlarla, otomatik silahlarla Ankara’nın kalbine kadar gelmişler; bir taksiciyi, bir emekçiyi katletmişler ve onun cesedini katlettikleri taksinin arkasına koyarak TUSAŞ’a kadar ulaşmışlar ve bu vahim hadise maalesef gerçekleşmiş. Şimdi size bir kroki göstereceğim: Bakın, patlamanın olduğu yer, TUSAŞ’ın girişinin olduğu, ikinci girişinin olduğu yerin hemen önü. İlk gelen bilgiler, arkasındaki bagajda bir ceset taşıyan taksinin jandarmanın bulunduğu korunaklı bölgeden geçtiği yönündeydi. Çok önemli bir soru işareti; bir sarı taksi, içinde 2 kişi var, aracın içerisinde uzun namlulu silahlar var ve aracın bagajında katlettiği bir vatandaşımız var. Doğru düzgün kimlik kontrolü yapılmadan, bagajı incelenmeden -kaldı ki Ankara'da bir alışveriş merkezine dahi gitsek araçların bagajları açılır ve incelenir- bütün bunlar yapılmadan buradan geçiyor; hemen önünde yine plaka tanıma sistemi olan bir merkezî giriş var, ondan da bir anlamda kendini koruyarak katliamı gerçekleştirdiği mahale kadar ulaşıyor. Burada, baktığınızda, herhangi bir güvenlik önlemi alınmamış ve buradan yani iner-kalkar bariyerin bulunduğu yerden geçerek içeriye giriyor ve orada bazı çalışanları maalesef bir anlamda derdest ediyor, bir süre onları rehin tutuyor ve yine özel kuvvetlerimizin yaptığı hakikaten takdire şayan operasyonlarla katliam daha da büyümeden önleniyor. Tabii, burada başka bir problem daha var. Bakın, daha orada çatışmalar sürerken, içeride rehineler varken ve maalesef, yaralılar helikopterlerle taşınırken oradaki kamera görüntüleri çarşaf çarşaf bütün medyaya servis ediliyor. Terörün zaten iki amacı vardır: İnsanları katletmek ve bununla beraber bir korku uyandırmak, endişe uyandırmak ama en az bunun kadar önemlisi, bir propaganda yapmak, dünyaya propaganda yapmak. Burada da amacına ulaştı; dış basında da maalesef bu görüntüler yer aldı ve Türkiye için çok ciddi bir kaygı uyandırdı. Tabiatıyla tüm bunları dikkatli bir şekilde ele almak, bu vahim olaydan ders çıkarmak; bunu bir siyasi polemik ya da tartışma malzemesi yapmadan bu zafiyetin, bu eksikliğin iyi niyetle, samimiyetle üstüne gitmek gerekiyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun. TURHAN ÇÖMEZ (Devamla) – Tabii, burada vurgulamak istediğim bir başka konu daha var. Diğer partilerin mensupları arkadaşlarımız da bu eleştiriyi yönelttiler; üzüntü verici olan şu ki Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanı bu olayın olduğu gün, iktidar partisinin, bir siyasi partinin genel merkezinde o siyasi parti milletvekillerine brifing veriyor. Tabiatıyla burada, bu olayı eleştirmekle beraber, Millî İstihbarat Teşkilatının buradaki sorumluluğunu ve yetersizliğini, yine Emniyet Genel Müdürlüğünün ve tabiatıyla İçişleri Bakanlığının yetersizliğini enine boyuna konuşmak ve tartışmak durumundayız. Tabii, yapılan müdahalenin yerinde olduğunun, özellikle sağlık müdahalesinin zamanında ve yerinde olduğunun da altını çizmek isterim. Allah bir daha bu ülkeye böylesi acı olaylar yaşatmasın, böylesi ızdıraplar yaşatmasın; birliğimizi, bütünlüğümüzü bozmasın ve yaşanan bu dramdan, bu acıdan, bu vahşetten ders çıkarıp bir daha olmaması için önlemler almayı nasip etsin. Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)