| Konu: | HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE MERSİN MİLLETVEKİLİ ALİ RIZA ÖZTÜRK'ÜN; AVUKATLIK KANUNU İLE HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ, SİVAS MİLLETVEKİLİ HİLMİ BİLGİN VE ÇANKIRI MİLLETVEKİLİ İDRİS ŞAHİN İLE 8 MİLLETVEKİLİNİN; 1136 SAYILI AVUKATLIK KANUNU, HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU VE 3568 SAYILI SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ, ERZURUM MİLLETVEKİLİ OKTAY ÖZTÜRK'ÜN; HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE AVUKATLIK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ SS444 |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 93 |
| Tarih: | 17.04.2013 |
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
İlk soruyla başlayayım. Sayın Dilek Akagün Yılmaz "Son bir ayda 101 KCK tutuklusu tahliye olmuş, burada bunlar tahliye olurken Ergenekon, Balyoz vesair davalarda tahliye olmuyor. Neden?" diye sordular.
Sayın Yılmaz, siz de avukatlık yaptınız bildiğim kadarıyla, her dava kendi şartları içerisinde değerlendirilir. İddianamede sanıklarla ilgili tanzim edilen, talep edilen ceza maddeleri, talep edilen ceza miktarları, bütün bunlar davanın mahiyeti, davada yargılanan kişilerin özel durumları da tutuklu kalıp kalmayacaklarında özel önemi olan hususlar.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Bağımsız ve tarafsız mahkemeler için geçerli.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Şimdi, KCK soruşturmalarında, yapılan yargılamalarda sanıklar için sevk maddeleri, yargılanması istenildiği maddelerin ceza limitleri ile bahsettiğiniz, adı geçen davalardaki ceza limitleri arasındaki farkı benim size ayrıca hatırlatmama gerek yok. Bunları bilmediğinizi asla kabul etmem.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - O bile bu iktidarın ayıbı olmasına yeter Sayın Bakan. KCK'yla içeridekileri aynı tutmak bile yeter yani. KCK oldu masum!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Dolayısıyla, burada takdir mahkemelerindir. Bir örgüte üye olma davasındaki tutuklu kalınacak süre ile müebbetle yargılamalarda tutuklu kalınacak süre arasında bir fark olmasının hukuken çok garipsenecek bir şey olmadığını düşünüyorum.
Yine, sorunuzun ikinci kısmına ilişkin olarak: Sayın Kışanak'ın söylediğini bahsettiğiniz bir cümleden "Kürdistan'dan gelen temsilciler" ifadesinin doğru olup olmadığını? Ben bu ifadeyi tasvip etmem ama Sayın Kışanak milletvekilidir, bunu söylemişse sorunun muhatabı kendisidir. Türkiye'de dört bir coğrafyanın her tarafı bu ülkenin bayrağı altında, bu ülkenin parçasıdır. O coğrafyada yaşayan insanların etnik kökenleri, inanışları, mezhepleri, sosyal katmanlarda bulunuş tarzlarına göre yöre adları belirlenmez ama çağdaş modern devletlerde devlet yönetimi de ülkesinin dört bir köşesindeki vatandaşına aynı sıcaklıkta, aynı kucaklayıcılıkta yaklaşan yönetimdir.
Sayın Can, "2002'den bu yana kaç adliye sarayı yapılmıştır?" diye sordunuz. Değerli milletvekilleri, bunları değişik vesilelerle sizlerle paylaşıyoruz. Şu anda, bizim hizmete sunduğumuz adliye sarayları 160'ı aştı. Bunlar, kapalı alan itibarıyla, 2002'ye kadar yapılmış olanların, metrekare itibarıyla 4 katından fazla bir alana ulaştı. Bu açıdan, fiziki mekân olarak Türk yargı sisteminin problemlerini önemli şekilde halletmiş durumdayız. Danıştay Başkanlığının, Anayasa Mahkemesinin sorunları çözülmüştür. Yargıtay Başkanlığı için yer tahsisi yapılmıştır, burada proje çalışmaları yapılıyor. Bu, proje ve ruhsat çalışmalarından sonra Yargıtayımızın da fiziki mekân sorunu çözülecektir. Böylece, yargı sistemimizin fiziki mekânla ilgili sorunu çözülecek.
Buna bağlı olarak teknik altyapı konusunda da önemli gelişmeler yaşandı. UYAP Bilişim Sistemi'yle yargı sistemimiz birbiriyle entegre vaziyette, hem ilk derece mahkemeleri hem yüksek mahkemeler entegre vaziyetteler ve bütün sistem birbirine UYAP ağıyla bağlı durumda ve bilişim teknolojileri 2002'yle mukayese edilmeyecek şekilde mükemmel bir noktaya taşınmış durumda. Avrupa Konseyine üye ülkeler içerisinde yargı alanında bilişim teknolojisini en yüksek oranda kullanan ülke Türkiye şu anda, bu da bizim açımızdan sevindirici bir gelişme.
İkinci bir husus: HSYK kararlarının yargı denetimine açılmasına ilişkin bir soru sordunuz. O da, bildiğiniz gibi, 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile sağlanmış bir durum. O tarihe kadar HSYK kararları yargı denetimine kapalı idi ancak o tarihte yapılan değişiklikle, meslekten ihraç kararları yargı denetimine açılmıştır. Bu, ağır bir sonuç olan meslekten ihracın bir de ayrıca mahkemelerin denetiminden geçmesini öngören doğru bir yaklaşım idi Sayın Can.
Yine, Sayın Tunç'un "Tutuklu yargılamalardan dolayı yaygın şikâyetler ve muhalefetin dile getirdiği eleştiriler var. Türkiye'de tutuklu yargılamaların değişim oranını bize aktarır mısınız?" diye bir sorusu var. Değerli milletvekilleri, bunu daha önce de ifade etmeye çalıştım. Türkiye'de tutuklu yargılama oranlarında çok önemli, ciddi değişimler var. Gerçi, Sayın Köktürk bunun hükmen tutukluların hesaba katılmamasından kaynaklı bir görece iyileşme olduğunu ifade ettiler ama ben şunu çok net ifade edeyim: Hem Yargıtayın içtihatları hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatları karşısında "hükmen tutuklu" diye bir sınıf yok artık. Bunlar, mahkeme, ilk derece mahkemesi kararını verdikten sonra hükümlü statüsünde değerlendiriliyorlar.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) - Hangi tarihte başladınız bu uygulamaya Sayın Bakanım, onu soruyorum.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Bu açıdan 2002'yle 2012 arasındaki kıyaslamada bunu da hesaba katsanız bile, hükmen tutukluları koysanız bile yarı yarıya yakın bir azalma söz konusudur.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de, cezaevlerinde bulunan her 100 kişinin 50,4'ü tutuklu imiş. Ne zaman? 2001 yılında. Bu soruyla paralel olarak Sayın Ali İhsan Köktürk'ün sorusuna da cevap vermek istiyorum. O da "2002'de 59 bin olan cezaevi mevcudunun şimdi 130 binlere gelmiş olmasını neye bağlıyorsunuz?" diye sordular. Değerli milletvekilleri, 2002'de o rakamlar var olabilir ama öncesinde çıkartılan 2001 affından dolayı en dip yaptığı noktadaki rakamdır 59 bin. Oysa 1999 rakamlarına bakarlarsa cezaevlerinde 70 binleri gören mevcutlar var.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) - 134 bin değil ama.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Değerli arkadaşlar, 2005'te yeni ceza yasasının yürürlüğe girmesiyle beraber suç ve suçlulukla mücadele önemli ölçüde kolaylaştırılmış ve cezaevinde kalış süreleri artırılmıştır. Ceza İnfaz Yasamıza göre, 2005 öncesinde yüz gün ceza alan bir kişi kırk gün cezaevinde kalmak suretiyle şartla tahliye olabiliyordu yani cezasının yüzde 40'ını infaz etmek suretiyle iyi hâlliler tahliye olabiliyor idi. 2005 değişikliğinden sonra?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Kalanını daha sonra inşallah cevaplamaya devam edeceğiz.