| Konu: | (10/171) VE (10/460) ESAS NUMARALI BASIN ÇALIŞANLARININ ÇALIŞMA ŞARTLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ VE BASIN ÖZGÜR-LÜĞÜNÜN SAĞLANMASI, TÜRKİYE'DE YEREL MEDYA KURULUŞLARININ VE ÇALIŞANLARININ SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA VERİLEN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN GÖRÜŞMELERİNİN GENEL KURULUN 17 NİSAN 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 93 |
| Tarih: | 17.04.2013 |
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına basın çalışanları ve yerel basının sorunlarıyla ilgili verilen araştırma önergesiyle ilgili grubum adına konuşmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, siz hiç ekmeksiz kaldınız mı, evinize emek götürmediğiniz günler oldu mu? İster ulusal basından, ister yerel medyadan evine ekmek götüremeyen bir sürü arkadaşımız var. Bir gün, saat akşamın beşinde "Yarın işine gelmeyeceksin, işine son verildi." diye hiç karşılaştınız mı? Ama ister ulusal medyada ister yerel medyada "Yarın sabah işine gelme." denilen bir sürü kardeşimiz var. İnsan onurunun ve kalemin çok kolayca heba edildiği bir yer yerel basın ve ulusal basın.
Değerli arkadaşlar, Meclisteki basındaki arkadaşlarımız, Meclisteki arkadaşlarımız; bakın, kimler geldi -ben on bir yıldır buradayım- kimler geçti, bir sürü insan geldi, eğer onuruyla, kalemiyle hep onurlu durduysa bunların birçoğu gitti. Mutlaka, Türk basınında çok onurlu kalemler var ama onurlu kalemler hep birer birer ayıklanıyor arkadaşlar. Ben bir kez daha, bugün bize yarın size? Belki bugün sizi koruyorlar o onurlu olmayan kalemler ama yarın aynı kalemler, sizin başınıza da bela olacaktır. Bunlar her zaman birilerinin atına binerler, bunlar her zaman birilerinin sırtına binmeye çalışırlar, yaşamları hep bu şekildedir, bugün bize yarın size. Yarın aynı kalemler size ters döner, ters yazar çünkü onların kalemlerinin iki ucu da sivri arkadaşlar.
Değerli milletvekilleri, özelikle, ben burada, yerel basın konusunda birkaç kelime etmek istiyorum. Değerli arkadaşlar, Anadolu'daki yerel basın, sadece ilanla geçinen, aldıkları ilanlarla yaşamlarını sağlamaya, çalışanlarına maaş vermeye çalışan, o yörenin aynası yerel basın, yerel gazeteler ama maalesef Basın İlan Kurumu -altını çiziyorum- 1930'lu yıllardan kalan bir yasayla idare ediliyor. Basın İlan Kurumu yasası gelmediği sürece, Türkiye'nin yerel basın konusundaki gerçekleri dile getirilmediği sürece, bugünün yaşam koşullarında yerel basına aktarılmadığı takdirde yerel gazeteler birer birer kapanır veya birilerine teslim olurlar arkadaşlar.
Yerel gazete çok önemli bir medya ama geliri olmayan bir yerel gazete yaşamı boyu hep zorlanmaktadır. Basın İlan Kurumu yeterince destek vermiyor. Basın İlan Kurumu Türkiye'deki ilan sektöründeki ilanları yeterince düzenlemiyor.
2002 yılından sonra, bir tarihte burada bir yasa geçiyordu. Gece saat ikide, o günkü duyarlı arkadaşlarımızla birlikte, özellikle yerelde verilecek ilanların 2 yerel gazeteye verilmesini istedik ve tüm gruplar -o zaman iki gruptuk- kabul ettiler. Nitekim eğer bugün yerel gazeteler biraz yaşayabiliyorsa, o gün çıkan, Kamu İhale Yasası'na konulan bir maddeyle yaşıyorlar.
Arkadaşlar, Basın İlan Kurumu Kanunu'nu mutlak değiştirmemiz lazım. Yeni bir moda çıktı, bir ilan veriyor bir kurum, bir yıl o ilanla alım yapıyor.
Arkadaşlar, bir malın fiyatı değişmez mi? Bir malın yazlık veya kışlık fiyatları değişmez mi? Bir yıl önce verilen bir ilanla, bir şekilde eğer siz ihtiyaç temin ediyorsanız, yerel gazeteler bir şekilde bertaraf ediliyor. Değerli arkadaşlarım, bu nedenle Basın İlan Kurumu yasası Meclise gelmesine rağmen, her ne hikmetse, kim çektiyse, kim çektirdiyse Basın İlan Kurumu yasası Meclisten çektirildi. Basın İlan Kurumunun yasası gelmediği sürece, Basın İlan Kurumu yasasında bugünkü Türkiye'nin gerçek koşullarını, ihale koşullarını gerçek bir şekilde saymadığımız sürece yerel gazeteler hep sürünecektir. Yerel gazeteleri süründürmeye kimsenin hakkı yoktur. Hepimiz sahip çıkmalıyız çünkü bu toplumun ve demokrasinin gerçek aynalarından biridir yerel gazeteler.
Değerli milletvekilleri, bir de yerel televizyonlarımız var. Biliyorsunuz, bunların bir kısmı karasal, bir kısmı da uydu yayınıyla. Değerli arkadaşlar, karasal yayın yapan yerel televizyonlar -ilk televizyon çıktığı zaman- yıllardır illerinde çok önemli hizmetler vermektedir. Şu veya bu şekilde, taraflı veya tarafsız ama bir şekilde bu yerel televizyonlar illerinde dinlenilen bir medya grubudur.
Şimdi yeni bir moda çıktı, frekans ihalesi açıldı illere. Her ile yedi tane veriliyor radyolarla beraber. Ama bugüne kadar hizmet veren, bugüne kadar o ilin çilesini çeken karasal yayın yapan televizyonların hiçbir hükmü yok, bunlar da ihaleye giriyor. Arkadaşlar, on yıldır, on iki yıldır emek veren ve çok büyük zorluklarla mücadele veren bu televizyonların bir hakkı olmalıydı, bir ayrıcalığı olmalıydı. Ama maalesef, yeni açılan frekans ihalesi radyolarla birlikte bunları ele alıp, bir şekilde, yıllardır emek veren insanları saf dışı bırakıyor.
Yine aynı şekilde, bu yerel televizyonlarımızın da yerel ilan alma serbestisi olmalı. Reklamlar tamam ama bir şekilde bunlara da ilan verme cazibesi getirilmelidir arkadaşlar.
Yine aynı şekilde, yerelde İnternet haberciliği yapan siteler var arkadaşlar, her ilde. Değerli arkadaşlarım, maalesef acı söylüyorum, Türkiye'de başıboş, en disiplinsiz, en kolay bir şekilde, her önüne gelenin, altını çiziyorum, her önüne gelenin, her bir hesabı olanın, her bir şekilde bir başkasına çamur atma ihtiyacı olanın çok kolayca kurduğu sitelerdir bu sitelerin çoğu. Çok onurlu bir şekilde kurulan siteler var, çok büyük haber portalı olan yerel siteler var, onların önünde saygıyla eğiliyorum. Günde yüz bin kez girilen, bir ilin bir haber portalı var, bir haber sitesi var, ciddiyeti yönünden. Ama maalesef, birisiyle hesabı olan, birisiyle işi olan, birisine çamur atmak isteyen, ihale almak isteyen, kamu görevlilerine hakaret etmek isteyen, bir başka siyasi partiye hakaret etmek isteyen, buradan bir çıkarı olan birilerinin kurduğu en kolay haber siteleri.
Arkadaşlar, bu disipline edilmelidir. Hiç kimsenin kimseye çamur atmaya, onuruyla oynamaya hakkı yoktur. Eğer devlet bunu disipline edemiyorsa yazıklar olsun bu devlete! Ama başını almış gidiyor, kimse önüne geçmiyor. Ben bunu her yıl burada söylüyorum. Benim onurumla kimsenin oynamaya hakkı yok. "Git mahkemeye, suçsuz olduğunu ispat et." O zaman, çamur atan o namussuz suçluyu ispata davet etmiyorsunuz, kolayca düzenek kurduruyorsunuz, kolayca hakaret ettiriyorsunuz, ispatını benden istiyorsunuz. Bu bir onursuzluktur, insan onuruyla oynamaktır.
Bu açıdan, yerel basının, yerel medyanın, özellikle yerel İnternet haber kanallarının mutlaka bir disipline edilmeye ihtiyacı var ama bu edilirken bunların gelirlerini? Bunların onurluca yaşaması için, kimseye muhtaç olmaması için, kimsenin eline bakmaması için mutlaka yasaların bir şekilde getirilmesi lazım.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)