Konu: | Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 8 |
Tarih: | 16.10.2024 |
NEJLA DEMİR (Ağrı) - Teşekkürler Sayın Başkan. Bu hafta Meclis kürsüsünde tüketici haklarını konuşuyoruz, konuşmaya da devam edeceğiz. Ancak tüketici temel alım gücünden bile koparılmış iken başka haklarının peşinden koşabiliyor mu? Koşsa bile Hükûmette bir karşılığı var mı? Bu soruların cevaplarının Hükûmetçe düşünülmediği ortadadır. Temel gıdaya erişim hakkını bile kaybetmiş olan yurttaşlar haklarını dahi aramaya mecalleri kalmamış durumdayken TÜİK 2022 gelir dağılımı verilerinde düzeltme yaptı, hesaplama yaparken “Gini” diye bir katsayı kullanıldı. Hesaplamanın tekniğine veya rakamlarına girmeden şunu söyleyebilirim: TÜİK’in yeni hesaplama sonucuna göre halkın refah düzeyi artmış. Bir kez daha görüyoruz ki devlet kurum ve yetkililerinin konuşmalarına ve verilen rakamlara bakılırsa refah düzeyi artmış, herkes hür ve eşit, adalet pik yapmış durumda. Kâğıt üzerinde her şey on numara beş yıldız. Yine, kâğıt üzerinde her şey yolundayken yaşamını akışında, yasaların uygulamasında neden durum farklı diye sormak istiyorum. Değerli milletvekilleri, “Sorun yoktur.” deyince sorunlar bitmiş olmuyor. Refah payımız artmış ise emekliler marketlerde, pazarlarda neden çürük sebzenin pazarlığını yapıyor? Fırınlarda bayat ekmek kuyrukları uzadıkça uzuyor. Asgari ücretli aldığı ücretle sadece kira ve fatura giderlerini karşılayabiliyor. Siz “Refah düzeyi artmış.” derken kimi kastediyorsunuz? Aynı yere bakıp farklı şeyler gördüğümüz kesin. Hükûmet kâğıt üzerinde illüzyonlarla günü kurtarmaya çalışırken gelir dağılımı dünden daha kötü durumda, zenginler dünden daha zengin olurken fakirler dünden daha fakirleşiyor. Bütün bunlar olurken AKP'nin her seferinde kâğıt üzerinde yaptığı yeni reformlarla karşımıza çıkması gerçekten komiklikten öte aymazlıktan başka bir şey değildir. Değerli arkadaşlar, gıda enflasyonunda ilk sıralardayız. Çiftçinin tarlada 3-4 liraya domates, karpuz ve soğan satamadığını, zarar ettiğini söyleyip isyan ettiği bir dönemi yaşıyoruz. AKP kurmayları hâlâ sözlerinde “Her şey mükemmel.” deyip bizi ve toplumu aldatmaya devam ediyor. Tarım Bakanı önergelerimize verdiği cevaplarda çiftçiye verdiği milyonlarca liralık destekten söz ediyor ama çiftçi ise bankalara, tefecilere olan borçlarını kapatmak için varını yoğunu satmak zorunda kalıyor. Tarım ülkesi olan Türkiye'de her çiftçinin en az 2 ila 3 bankaya borcu var çünkü insanlar borçlarını ancak tekrar borçlanarak kapatabiliyor. Değerli milletvekilleri, bir an olsun AKP'nin tozpembe tablolar noktasında haklı olduğunu kabul edip her şeyin iyi gittiğini kabul edelim. Peki, üretici neden ürettiğini satamıyor? Tüketici neden tarla fiyatından en az 10 kat fazla fiyatla ürün almak zorunda kalıyor? İnsanların evine ayda bir kere olsun kırmızı et girmiyor, yurttaş yeterli ve dengeli beslenemiyor, on binlerce genç yabancı ülkelere göç ediyor. Binbir engele rağmen üretim yapabilmiş üretici ürününü neden tarlada bırakıyor, neden yollara dökmek zorunda kalıyor? Esnaf siftah yapmadan kepenk kapatıyorken üretici ve tüketici hakkından bahsedebilir miyiz? Dolayısıyla söylediklerinizde haklı değilsiniz. Doğru olanı yani çiftçiyi, esnafı, işçiyi değil sermayeyi desteklediğinizi söyleyemediğiniz için gerçekleri çarpıtmaya devam ediyorsunuz. Değerli arkadaşlar, basında birçoğunuz görmüşsünüzdür, İstanbul Eyüpsultan’da bir yurttaş acı gerçeği bağıra bağıra haykırdı: “Biz açız aç. Ayakta durmak yaşamaksa eğer, evet, yaşıyoruz. İsyan ediyorum, ben açlıktan ölmek zorunda değilim.” Bu sözleriyle “Kral çıplak.” derken siz hâlâ neyin yalan rakamlarını bizimle paylaşıyorsunuz? O yüzden ısrarla şunu ifade ediyoruz: Bu yalan ve sömürü düzeninin değişmesi gerekiyor. Ekmeğin adil bölüşümü, hakça bir düzen için DEM PARTİ olarak her türlü yasanın emekçiyle, işçiyle, çiftçiyle, kadınla birlikte yapılmasının yolunu hep birlikte inşa edeceğiz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)