GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:15.10.2024

CHP GRUBU ADINA NAİL ÇİLER (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygı sevgiyle selamlıyorum. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde değerlendirme yapmak için Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Öncelikle sözlerime, son günlerde yaşadığımız şiddet olaylarının tümünü lanetleyerek başlamak istiyorum. Evet, yaşadığım kent Gebze, sanayinin devleştiği, farklı kültürlerin birleştiği, teknolojinin vücut bulduğu bir yerdir; son zamanlarda adının şiddetle anılmasını kesinlikle kınıyorum ve bu olaylarda üzerime düşeni yapacağıma söz veriyorum. Evet, değerli milletvekilleri, biliyorsunuz, teklifte yer alan 2 madde, geçtiğimiz yasama yılının sonunda sürelerle alakalı gereklilik olduğu için yasalaştı. CHP olarak konuyla ilgili olarak, değerlendirmelerimizi yaptık. Teklifin diğer maddelerini ise şimdi görüşüyoruz. Öncelikle, kanun yapma tekniği açısından şu torba kanun sevdasından bir türlü vazgeçmedik. Teklifle, 2690 sayılı Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun Muafiyetleri ve Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun’un 2’nci maddesi, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 8’inci maddesi, 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 2 maddesi değiştirilmektedir. Bu kanun tekniği bu Meclise tabii ki yakışmıyor. Değerli vekiller, 14 maddelik bir kanun teklifini tartışıyoruz ancak bugün burada konuşmamıza sebep olan 2 madde var: 11 ve 12'nci maddeler. Şimdi, teklifin 11 ve 12'nci maddeleriyle e-ticaret sektöründe özellikle büyük ölçekli firmaların daha az yıllık ticaret lisans bedeli ödeyebilmesine dönük düzenleme yapılmaktadır. Görece büyük ölçekli e-ticaret şirketlerinin kanunda artan oranlı ve dilimler hâlinde hesaplanan yıllık ticaret lisans bedellerini daha az ödeyebilmesi için kanunun etrafından dolanan yeni bir hesaplama getirilmekte, lisans bedellerinin dilim ve tutarları değiştirilmeden lisans bedeline tabi tutulacak net işlem hacmi “ihracata ve yatırıma ödül verme” adı altında düşürülmek istenmektedir. Mevcut kanunda e-ticaret firmaları eğer ihracat yapıyorlarsa bu ihracat tutarları toplam yıllık hacimlerinden düşülerek lisans bedeline tabi tutulmaktadır. Biraz kitabın ortasından konuşmak gerekirse e-ticaret sektörü yüzde 86,5'u Çinli bir şirkete ait olan faydası için bir kanun yapmaya çalışıyoruz. 1/7/2022 tarihinde 7416 sayılı Kanun yoluyla yapılan değişiklikler, temelde Covıd-19 salgını sürecinde işlem hacmi hızla büyüyen e-ticaret sektöründe kamu eliyle kurallar ve sınırlamalar getirilmesini öngörmekteydi. Bunun amacı, e-ticaret piyasasında kartelleşmeyi yani oligopol piyasasının oluşmasını engellemekti; diğer bir ifadeyle 2-3 ya da 4 oyunculu değil, geniş tabanlı bir piyasa oluşturmaktı. Şimdi konuştuğumuz bu teklif gelirken Rekabet Kurumu size ne görüş verdi değerli Komisyon üyeleri? Eğer olumlu görüş verdiyse önceki raporlarında neden bir firmanın diğerlerine karşı çok güçlendiğini yazdı; bunu bilmemiz lazım. E-ticaret, ürün ve hizmetlerin internet üzerinden satışını ve dağıtımını içeren bir ticaret türüdür. Bunun birçok avantajı var. E-ticaret platformuyla artık hem alıcılar hem de satıcılar dünyanın her yerinden işlem yapabiliyorlar. Bu tür ticaretle küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyümesi yani KOBİ'lerin gelişmesi ve hedef kitleye doğrudan erişimi sağlanır. Evden ticaret yapma imkânınız var, dünyanın her yerine satış yapma fırsatınız var, yedi gün yirmi dört saat satış yapma olanağı gibi birçok faydası bulunuyor. İş modelleri değişiyor, geleneksel ticaret modelleri rafa kalkıyor. Biz e-ticaretin faydalı olduğunu biliyoruz. E-ticaret, doğrudan KOBİ’leri koruyacak ve geliştirecek yapıda olmalıdır. Şimdi, bu kanun teklifi KOBİ’leri korumuyor; bu kanun teklifi Trendyol’u koruyor arkadaşlar. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Biz 20 milyar lira -Komisyondan önce Bakanlık yetkililerinin telafuz ettiği tutar bu- gelirden vazgeçeceğiz. Plan ve Bütçe Komisyonu bu kanun teklifini görüşemeyecek, Rekabet Kurumu, Hazine ve Maliye Bakanlığı görüş vermeyecek, oldubittiyle kanun yapacağız. Bu doğru bir şey değil. Örneğin, teklife göre 460 milyarlık işlem hacmi olan şirket 20 milyar ihracat yapmış olsun -örnek olarak veriyorum- ve 20 milyar da teşvik almış olsun. Bu hesabı yaptığımız zaman bu şirket ne kadar vergi veriyor? 16 milyar yani 460 milyar para kazanacak, hiç değiştirmiyoruz, 460 milyar işlem hacmi değişmiyor ama bizim yapmış olduğumuz düzenlemeyle 66 milyar lisans ücreti ödemek yerine 16 milyar ödeyecek. Burada devletin kasasına girmesi gereken tam 50 milyarlık bir kazanç devletin kasasına maalesef girmiyor; tüyü bitmemiş yetimin hakkı var burada arkadaşlar, vicdan sahibi olmamız lazım. Değerli milletvekilleri, Kocaeli bölgesi İstanbul’dan sonra ihracatta Türkiye 2’ncisi olan, 14 OSB’siyle iş yoğunluğunun olduğu bir bölge. Sadece Gebze’de 122 tane AR-GE merkezi bulunmakta. Hani Togg var ya bizim göz bebeğimiz, millî varlığımız; Togg’un AR-GE merkezi Gebze’de ve burada 1.150 AR-GE mühendisi çalışmakta. Biz “Ya üreterek var olacağız ya da tüketerek yok olacağız.” diyen bir neslin çocuklarıyız. Biz istihdamın artmasını, ticaretin gelişmesini, girişimcilerin yetişmesini, KOBİ’lerin ayakta durmasını tabii ki istiyoruz; yapılan girişimler olumsuzsa desteklemeyeceğiz ama olumlu olan her şeyi de burada üzerimize düşeni yapıp desteklemek zorundayız. Ülkemize yatırım gelmesi yani üretimin artması stratejik meselelerden tabii ki biridir. Ancak bir süredir getirilen kanun tekliflerini de hayretle takip ediyoruz. İş dünyasından gelen insanlar ve iş dünyası kanunun ruhuna bakar, güvenmek ister. Bu kanun teklifi Komisyona gelmeden iki saat önce bilgilendirme toplantısı yapılıyor, daha önceki konuşmacılar söyledi. On saatte kanun teklifi Komisyonda kabul edildi. Torba kanun olan bu teklifi, tali komisyonda görüşülmesi gereken teklifi, tali komisyonda görüşülmeden on saatte bitirdik Komisyonda. Anayasaya uygunluk denetimi yapılmadan aceleyle kanun yaptık, bu sağlıklı bir çalışma yöntemi değil. Elbette ülkemize yatırım yapan, kapsayıcı ekonomik kurumlara sahip olmamız gerekir ama yatırım gelsin diye ısmarlama kanun yapmak da bu Meclisin ağırlığına maalesef yakışmıyor. (CHP sıralarından alkışlar) Geçtiğimiz dönem, 2022 yılında bir kanun yapıldı. E-ticarete lisans ücreti getirilerek hem adil ticaretin sağlanması hem de oluşan piyasadan gelir elde etmek için bu kanun yapıldı, o dönem oy birliğiyle bu Meclisten geçti. 2023 yılında lisans ücretlerine ilişkin değişiklik yapılarak parasal sınırlar değiştirildi. Şimdi, 2024 yılında bir değişiklik daha teklif ediliyor. Bakınız, 2022 yılında 10 milyar liraya sıfır vergi olarak başlayan lisans ücreti 10-20 milyar lira aralığında on binde 3 olarak devam ederek artırılıyordu. 2023 yılında 10 milyar, 15 milyara çıkarıldı. 10-20 milyar sınırı 15-30 milyar oldu ve sınırlar aynı şekilde artarak devam etti. İhracat tutarlarında toplam cirodan düşerek hesaplamalar yapılıyordu fakat değerli milletvekilleri, 2023 yılı e-ticaret hacmi 1,85 trilyon Türk lirasıdır -Ticaret Bakanlığının verileri bunlar- 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 115 büyümüştür. İşlem sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 22,25 artarak 5,87 milyar adet olarak gerçekleşmiştir. Ticaret Bakanlığınca 2024 yılında e-ticaret hacminin 3,4 trilyon Türk lirası ve işlem sayısının da 6,67 milyar adet olacağı öngörülmektedir. E-ticaret hacminin genel ticaret hacmine oranı 2019 yılında yüzde 10,1 iken yıllar içinde büyük bir artış kaydederek 2023 yılında yüzde 20,3'e ulaştı yani burası büyüyen, iyi bir pazar. Bizim bu pazara yerli oyuncuları katmamız lazım; KOBİ’leri, taciri, tüccarı da katmamız gerekiyor. Sektör yerli oyuncularla birlikte büyümelidir, ayrıcalıklar yerli ve küçük olan oyuncular için yapılmalıdır. Biz dijital platformda ne yapıyoruz? Çok laf, az iş yapıyoruz; tekrar ediyorum, dijital platformda çok laf, az iş yapıyoruz. Ticarette internetin sunmuş olduğu fırsatlardan tam olarak yararlanamıyoruz. Bizim bu fırsatları yerli oyunculara kullandırmamız ve büyütmemiz lazım ancak bu kanun teklifi tam tersini yapıyor. Kredi kartıyla çorbasını kaynatan vatandaştan 750 TL para almak istiyorsunuz. İktidar 70-80 milyar için sesini çıkaramıyor, diğer yandan Çinli firmalara yapılan bu istisna yerli üretimimizi sekteye uğratıyor. Çinli otomobil üreticilerine verilen teşvikler neden TOGG’a verilmiyor? Değerli arkadaşlar, biraz tarihten hatırlatmak isterim. 1535 yılında Kanuni Sultan Süleyman Fransızlarla bir anlaşma yapar. Bu anlaşmayla Fransa'yla dostluklar pekiştirilmek istenmiş, ticarette de bazı ayrıcalıklar verilmiştir. 15-16’ncı yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu, ticareti kendi lehine çevirmek için Venediklilere, Cenevizlilere ve Fransızlara ayrıcalık vermiştir; bu ayrıcalıklar Osmanlı İmparatorluğu’nu çöküşe götürmüştür. Bu ayrıcalıklar bugün tarih kitaplarında “kapitülasyonlar” olarak anılmaktadır; yarın bu kanunlar da öyle anılacak. Bir devlete, bir şirkete hizmet eden kanun teklifine başka bir şey diyemeyiz. Biz bu kapitülasyonları Lozan'da kaldırdık arkadaşlar, şimdi geri getirmeye çalışıyorsunuz. Değerli vekiller, bu kanun teklifi ısmarlama bir kanun teklifidir. Şimdi, bu kanun teklifine neden “ısmarlama kanun teklifi” diyorum? Çünkü teklifin 11 ve 12’nci maddeleriyle beraber değerlendirdiğimiz elektronik ticaret lisans bedellerinin belirlenmesinde esas alınan dilimler ve artan oranlı tarifenin tutarları eleştiri konusu olabilir ancak ihracatta “e-ticaret firmalarına kolaylık ve indirim getirme” adı altında adrese teslim ve 2024 yılının tamamı için 4 katı tutarında indirimler sağlanıyor. Sonuç olarak lisans bedeli kuşa döndürülecek, adil rekabet ve eşitlik ilkesine aykırı bu düzenleme bazı firmaları piyasada tekelleşmeye götürecektir. Sayın milletvekilleri, bu tek bir maddeyle, Bakanlık bürokratlarının ifade ettiği rakamla en az 20 milyar lira, bize göre çok daha fazla vergi gelirinden vazgeçiyoruz. Ne için vazgeçiyoruz bu vergiden? E-ticaret firmaları daha çok kâr etsin diye. Bunu kabul etmiyoruz. Önümüzdeki haftalarda konuşacağız. Bugün Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen teklifle kredi kartı limiti üzerinden vergi almaya kalkıyordunuz, vatandaşın tepesine biniyorsunuz. Emekli vatandaşlarımıza verdiğimiz 2.500 lirayı bile çok görüyorsunuz, “33 milyara mal oldu.” diyorsunuz. Bütçeyi zora soktu diye verdiğiniz 2 bin lirayı vatandaşın başına kakıyorsunuz. En az 20 milyar arkadaşlar, en az; Çinli e-ticaret firmalarının vergilerini siliyorsunuz. Kredi kartından yani borçtan vergi almak gibi bir hinliği yapıp bu firmaların vergilerini silmeye söyleyecek söz bulamıyorum. Vatandaşına kolaylık göstermeyen iktidar, küresel şirketlerin mihmandarı oldu. Daha hiç tahsil edilmemiş bir ticaret “E-ticareti olumsuz etkiliyor.” diyerek hızla kanun yapmaya kalkıyorsunuz; gelin, bundan vazgeçin. Sayın Başkan, Komisyonda firmaların sadece büyüdükleri için cezalandırıldıklarını söylemiştiniz. Kredi kartı kullanmak zorunda kalan, geçinemediği için borçla yaşayan vatandaşlarımız neyin cezasını ödüyor da 750 lirasına göz dikiyorsunuz? Siz vergiyi cezalandırmak olarak görüyorsunuz. Vatandaşı neden cezalandırıyorsunuz? Lütfen, vatandaşın borcundan vergi almaya kalkmayın. E-ticaret firmaları lisans ücretini savunma sanayisine aktarsın, bu firmalar savunma sanayisine destek versin. Buyurun, önerge verelim, hep birlikte “evet” diyelim, var mısınız? Kabul etmiyorsunuz tabii ki. (CHP sıralarından alkışlar) Son dönemde yaptığınız kanunlara bakıldığında Çin devletine kapitülasyon veriliyor. Daha önce Körfez ülkelerine enerji üzerinden verilen ayrıcalıklar vardı, şimdi Çin devletine ticaret üzerinden veriliyor. Az önce tarihte neler yaşandığını anlattım. Bunlardan ders almamız gerek. Bunu kabul etmek mümkün değil. Siz inat edip bu teklifi kabul etmekte ısrar ederseniz yerli e-ticaret markaları, KOBİ'ler zarar görecek bundan. Bakın, ihracatın merkezi bir yerden geliyorum. Gebze gibi bir yerde yani İstanbul'dan sonra ihracatta Türkiye 2’ncisi olan bir yerde… Napolyon’un çok güzel bir sözü var: “Eğer dünya tek başına bir ülke olsa başkenti İstanbul olurdu.” diyor. İstanbul'u saymazsanız Kocaeli ihracatta Türkiye 1’incisi, bunu kabul etmek lazım. Bizim KOBİ’lerimize hiçbir faydası yok. Destek verelim derken KOBİ’leri borçlandırıyorsunuz. Eskiden büyüklerimiz bize miras bırakırdı; işini bırakırdı, malını mülkünü bırakırdı. Şimdi bırakacağımız en büyük miras ne biliyor musunuz sayenizde? Borçlu bir memleket, borçlu bir vatan bırakmaktır arkadaşlar. Bizim önceliğimiz tabii ki vatandaşımız olmalı. Teklifin tümüne baktığımızda itiraz edeceğimiz maddeler olabilir ancak çoğunluğu kanunlar arası uyum sağlanması için hazırlanan maddelerdir. Bunlar üzerine söyleyeceğimiz çok fazla bir şey yok ancak şunu anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum: Üretim, istihdam, ticaret bizim ana felsefemiz olmalıdır ama hiç kimsenin de arkabahçesi olmaya gerek yok. Türkiye kendi kaynaklarını iyi yönetirse, kendi kendini iyi yönetirse biz piyasada hâkim oluruz. Şimdi, ithalat ve ihracat konusunda hep ihracatı konuşuyoruz, hiç ithalatı konuşmuyoruz. Hani biz 2023'te çok sevinmiştik, ihracatımız 500 milyar dolar olacaktı? Vietnam'a bakın arkadaşlar, Vietnam'a. 97 milyon nüfusu var Vietnam'ın; daha yeni, genç bir ülke, 1978'de bağımsızlığını kazanmış; 1980'de de Güney Vietnam, Kuzey Vietnam birleşerek Vietnam ülkesi oluşmuş. Vietnam'ın 97 milyon nüfusu var; bir araştırın, enflasyon yüzde 3, işsizlik oranı yüzde 2, geçen seneki ihracatı da 351 milyar dolar ama bütçesine bakıyorsunuz, bütçenin çoğunluğu eğitime ayrılmış, kendi kaynaklarını kendisi kullanmaya çalışıyor, marka ürünlerinin üretim merkezi olmaya devam ediyor. Demin AK PARTİ'li bir meslektaşımız dedi ki: “Bir ülkenin kalkınması için eğer bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum at, on yıl sonrasını düşünüyorsan fidan dik, yüzyıl sonrasını düşünüyorsan insana yatırım yap.” Geçen hafta biz ne yaptık burada? Öğretmenlik mesleğini konuştuk. Ne dedik: Gelin, eğitime hep birlikte destek verelim, bu mesleği ayaklar altına düşürmeyelim. Hatta şu sözü söylemiştim: Öğretmen bir güneştir, suya düşer ıslanmaz; öğretmen bir altındır, yere düşer paslanmaz. Hani o desteği niye vermediniz, niye vermediniz arkadaşlar? (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar) Kaç gün oldu, okullar açıldı, temizlik yapamıyorsunuz; temizlik yapan belediyelerimizi de engellemeye çalışıyorsunuz. Bu mu vicdan, bu mu vicdan? (CHP sıralarından alkışlar) EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) – Sokakları temizleyin, sokakları! NAİL ÇİLER (Devamla) – Sokakları da temizleriz. İktidar olursak Türkiye'de hiçbir sokak kirli, hiçbir insan aç kalmayacak, hiç kimsenin kredi kartından para alınmayacak, hiç kimsenin tapuda yaptığı işlemden para alınmayacak, hiç kimsenin yaptığı satıştan 3 bin lira para alınmayacak arkadaşlar. Bu mu vicdan? Biz bu vatanın bekçileriyiz, ihtiyaç varsa bütün sermayemizi veririz bu ülke için. (CHP sıralarından alkışlar) Söz konusu vatansa gerisi teferruat deriz ama siz arkadan dolanmaya çalışıyorsunuz; bu kabul görecek bir şey değil, lütfen arkadaşlar... Şimdi, bunu anlayabilene aşk olsun arkadaşlar. Bakın, Çinli BYD firmasını anlatmaya çalışayım size. Manisa’da yok pahasına arazileri firmaya tahsis ettiniz, doğru mu? Doğru. Sonra ne ayrıcalıklar tanıdınız? Dış ticarette korunma önlemleri kapsamında ithalat rejimi kararında değişiklik yaparak Çin menşeli elektrikli araçlara yüzde 40 veya 7 bin dolarlık ilave gümrük vergisi getirildi. BYD yatırım yapmaya karar verince BYD’ye yönelik bir ayrıcalık tanınarak teşvik belgeli yatırım yapan firmaların yapacakları ithalata ilave gümrük vergisinin alınmaması hükme bağlandı. BYD markası verilen imtiyazla kaç bin gümrüksüz araç ithal edecek, onu söyler misiniz? BYD üretime başladıktan sonra neler yapacak, onu lütfen Komisyon izah edebilir mi? Bunları cevaplamanız lazım. Şimdi, Çinli Chery markası “Hani bana, hani bana.” diye koşuyor, Samsun’da yatırım yapacakmış, “O ayrıcalıklardan ben de yararlanacağım.” diyor. Daha önce yatırım yapan otomotiv markalarına BYD’yle aynı imtiyazlar tanındı mı? Bunu öğrenmek istiyorum. TOGG yatırım yapmadı mı bu ülkeye? Siz TOGG’u yok ediyorsunuz, bunu yapmayın arkadaşlar. Değerli arkadaşlar, kantarın topuzunu bozdunuz. Unutmayın, o kantar gün gelir hepimizi tartar. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Hans ülkemizde 100 liralık yatırım yapacak diye Ali ustam 10 liralık yatırımdan vazgeçiyorsa biz Ali ustayı korumak zorundayız. Bu ülke Hans’ın çocuklarıyla değil; Ali ustanın, Mehmet ustanın mühendislik okuyan evlatlarıyla, hukuk okuyan çocuklarla yükselir; AR-GE merkezleriyle, kuluçka merkezleriyle yükselir; siz bunlara destek vermiyorsunuz, Körfez’den gelecek paraya, Çin’den gelecek paraya bel bağlıyorsunuz. Türkiye Büyük Millet Meclisinde çıkan kanunlar milletin vicdanını yaralamamalı, adil olmalı. Esnaf şu anda finansa ulaşamıyor, sanayici dar boğazdan geçiyor, yüzde 50’yle kaynak kullanabilse ne mutlu ona. Bizim, bu kanunların yerine derhâl Perakende Ticaret Kanunu’nu konuşmamız lazım, AVM’lerde tatili olmayan insanları konuşmamız lazım, AVM lobisini konuşmamız lazım, hal yasasını konuşmamız lazım. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) NAİL ÇİLER (Devamla) – Başkanım, bir dakika lütfen... BAŞKAN - Kimseye vermedik, yirmi dakikada söylenemeyen zaten bir dakikaya zor sığar. NAİL ÇİLER (Devamla) – Fahiş fiyatların konuşulmasını istiyorum ve hepinizi saygı, sevgiyle selamlıyorum. (CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)