Konu: | Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 6 |
Tarih: | 10.10.2024 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanun teklifiyle ilgili dün bazı hassasiyetlerimizi ve itirazlarımızı dile getirmiştim. Şimdi, yine, 2 konuya temas etmek istiyorum. Bu kanun teklifindeki 2 arızalı maddeye temas etmek istiyorum: Birincisi, proje okulları. Bu proje okullarla ilgili Bakana şöyle bir yetki verilmiş -daha önce de verilmişti biliyorsunuz- bu proje okullarının idarecilerini Bakan Bey atıyor. Peki, idareciler kimi atıyor? İdareciler de öğretmenleri seçebiliyorlar. Peki, diğer okullar, proje okullarda olmayanlar ne yapılıyor? Bunlarla ilgili olarak da mülakatla oraya idareciler atanıyor. Peki, bu doğruysa eğer, Bakan Bey’in ataması doğruysa bu doğruyu diğer okullarda yapalım. Eğer yanlışsa, gelin, proje okullarda da idarecilerini yine aynı şekilde mülakat üzerinden yapalım yani bu mülakat, eğer bir problem yoksa burada bununla yapalım ve öğretmenleri de yine aynı şekilde seçerek değil de bunları da atayarak yapmamız gerekmektedir. Diğer bir konuya gelince, değerli arkadaşlar, “Mülakatı kaldırıyoruz.” demiştiniz bununla ilgili olarak. Daha önce Sayın Cumhurbaşkanı şöyle demişti: “Mülakatları kaldıracağız.” Anlatmak istemiyorum, uzun uzun konuşmak istemiyorum, vaktim oldukça sınırlı ve demişti ki: “Millî Eğitim Bakanımla ve İçişleri Bakanımla konuşacağım ve daha sonra da bu mülakatlarla ilgili görevinin dışında olan bölümlerle ilgili kaldıracağız.” Ardından bu hatırlatılınca da şöyle demişti: “Böyle bir şey söylemişsem eğer bunu yerine getiririz.” “Mülakat gibi mülakat yapacağız.” dedi Sayın Bakan, Cumhurbaşkanının bu mülakatlardan şeklî olarak şikâyetçi, şekvacı olduğunu söyledi ve dedi ki: “Mülakat gibi mülakat.” Mülakatlar kaç dakika sürüyor? On beş dakika ile yirmi dakika arasında bir süreç içerisinde değerlendirme yapılıyordu. Bunu siz neye uzatıyorsunuz biliyor musunuz? Tam iki yıla uzatıyorsunuz, iki yıl boyunca mülakat yapacaksınız. Nasıl yapacaksınız? Uygulama dersleri var. Bakın, uygulama dersleri var, davranış notları gibi bir uygulama dersi var ve bu uygulama dersinin bir mülakat kısmı var yani teori kısmı var, bir diğer taraftan da yazılı kısmı var. Peki, bunu kimler yapacak? Okul müdürü yapacak, dersin öğretmeni yapacak, akademideki öğretim elemanından birisi yapacak ve bunlar bunun ortalamasını almış olacaklar. Peki, burada subjektif değerlendirme yok mu? Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun, böyle bir değerlendirme olabilir mi? Bu değerlendirmede şöyle işler olabilir mi? “Ben senin kılık kıyafetini beğenmedim, sakalın var veya sakalın yok, bıyıkların şu şekilde.” Böyle diyebilir mi? “Eteğin bu şekilde, kolun bu şekilde, ayağın bu şekilde.” diyebilirler mi veya bu şekilde değerlendirebilirler mi? Değerlendirebilirler. Türkiye’de hâlâ ideolojilerin esiriyiz biz. Cemil Meriç’in söylemiş olduğu gibi “İdeolojiler idraklerimize giydirilen deli gömlekleri.” Hâlâ parti taassubu içerisinde hareket ediyoruz; hâlâ mezheplerimizin, etnisitelerimizin çok ciddi şekilde bu işlerde rolünün olduğunu gözlemliyoruz, particiliğimizin rolünün olduğunu gözlemliyoruz. O nedenle ben diyorum ki: Gelin, bu uygulamaları kaldırın. Bu uygulama -zaten göreceksiniz- Anayasa Mahkemesinden dönecek. Gerek proje okullarıyla ilgili yapmış olduğumuz uygulamalar gerekse de buradaki mülakatlar üzerinden yapacağınız yanlış tasarruflar nedeniyle Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın eşitlik ilkesine uygun bir şekilde bunu kaldırmış olacak. Siz geliyorsunuz, bugünkü kanunla ilgili, bu maddeyle ilgili, bunlarla ilgili elma şekerinin içerisine zehirler zerk ediyorsunuz ve “Bu bir elma şekeri.” diye takdim ediyorsunuz. Sansür yasası getiriyorsunuz, adına “Dezenformasyon Yasası” diyorsunuz. Milleti kutuplaştıran işler yapıyorsunuz “Barış ve kardeşlik projeleri” diyorsunuz. İğneden ipliğe her şeye zam yapıyorsunuz, yasa getiriyorsunuz, bununla ilgili olarak ona da “Millî Dayanışma Paketi” adını veriyorsunuz. O nedenle, ben diyorum ki: Gelin -dün söyledim- bu yasa teklifini geri çekin. İnanın, hiçbir şekilde zarar görmezsiniz, bu yasayı geri çekin, Millî Eğitim Akademilerini hemen, derhâl kaldırın. Eğitim fakültelerini beş yıla çıkarın. Öğretim elemanı alımlarında asla ve asla subjektif değerlendirmelere mahal vermeden gelin, bunu objektif bir şekilde yapın; ÖYP programını nasıl getirdiyseniz. Öğretmen olamayan niye üniversiteye hoca olur, neden üniversiteye öğretim görevlisi olur, neden üniversiteye araştırma görevlisi olur? Oluyorlar bunlar. Neden oluyorlar? Orada duygusal bağlar oluşuyor, yakınlaşmalar oluşuyor, ideolojiler oluşuyor, parti taassupları bunları getiriyor, buralara bizim önümüze getirip koyuyorlar. O nedenle, biz diyoruz ki: Buradaki bu mülakat uygulamasını kaldıracağınız gibi, bu yasa teklifini de geri çekin. Beş yıla çıkartın eğitim fakültelerini. Burada hem bir yandan öğretim elemanlarını iyi şekilde yetiştirin, yerleştirin. Sonra bakıyorsunuz, burada, bu akademideki öğretim elemanlarını nereden alacağınızı söylüyorsunuz? Eğitim fakültelerinden alacağınızı söylüyorsunuz. Madem eğitim fakülteleri başarısız, eğitim fakülteleri iyi öğretmen yetiştirmiyor, eğitim fakültelerinin problemleri var öğretim elemanları nedeniyle; e, bu öğretim elemanlarını nasıl seçeceksiniz? Kim seçecek bunları? Kurayla mı seçeceksiniz? Mesela, Muğla Üniversitesinden kimi kurayla getireceksiniz? (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Özdağ, tamamlayın. SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) – Kimi getireceksiniz? Kurayla mı yapacaksınız veya bir kriteriniz mi olacak? Sadece profesörler mi girecek, sadece doçentler mi girecek; sadece yardımcı doçentler, doktor öğretim üyeleri mi girecek? Niye böyle bir yola tevessül ediyorsunuz? Etmeyin bunları, kaldırın bunları; bunlar doğru işler değil. Bakın, göreceksiniz, Anayasa Mahkemesi bunu iptal ettikten sonra yine tekrar buraya getireceksiniz. Zaman zaman söylüyorum bu kürsüden vakit çok değerli diyerek, nakit de çok değerli diyerek. Hem nakdi bu kanun teklifinde iyi kullanmıyorsunuz; bir yandan “tasarruf paketleri” diyorsunuz, bir diğer yandan da yine aynı şekilde israfın veya keyfîliklerin önünü açmış oluyorsunuz, bir diğer taraftan da vaktin kıymetini bilmiyorsunuz. O vaktin kıymetini bilmediğiniz için de bu yasa teklifi 2’nci kez buraya geliyor. Kaç tane yasayı bu şekilde getirdiniz? Onlarca, yüzlerce yasayı buraya getirdiniz. Bir daha görüştük, bir daha görüştük. Sadece 5 bin lira emekli memurlara verilen bir defaya mahsus olmak üzere bir zam için, 5 bin lira için 3 defa bu Meclis, sadece o 5 bin lira için zamanını heder etmişti. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) – O nedenle biz de diyoruz ki bu yasa doğru bir yasa değildir; bu yasa Türkiye'de hukuku, liyakati, ehliyeti, zekâyı ve yeteneği ölçen bir yasa değildir hatta onları hiçe sayan ve de ortadan kaldıran bir yasadır. O nedenle bu yasa teklifine “hayır” oyu vereceğimizi bir kez daha deklare ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)