GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a defalarca yönelttiği ancak Bakanlığın cevap vermediği soru önergelerindeki sorulara, Bahçelievler ve Niğde Çocuk Yuvalarında yaşanan olaylara, iktidarın mısır ithalatında yüzde 130 olan vergiyi yüzde 5’e düşürmesine ve 1 milyon ton mısır ithalatına izin vermesine, bugün Bandırma Limanı’ndan aldığı belgelere, cari açık problemine ve İstanbul Havalimanı’nın VIP servisinde bir çantanın içerisinde 60 kiloluk altın bulunduğuna ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:10.10.2024

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Saygıdeğer milletvekilleri, içinde bulunduğumuz yüce çatının ve parlamenterlerin temel sorumluluğu millet adına yasama yapmak ve millet için denetleme yapmaktır, aynı zamanda bütçe yapmaktır. Fakat maalesef artık Parlamentoda eskiden olduğu gibi, yasamayı tartışmayacağım ama denetleme faaliyetlerini yapamıyoruz. Bakın, zaten gensoru şansımız yok ama verdiğimiz soru önergelerine dahi ne yazık ki genellikle cevap almıyoruz, aldığımız cevaplar da maalesef yetersiz oluyor. Bakın, Sayın Mahinur Özdemir Göktaş, aileden sorumlu Sayın Bakan, kendisine defalarca soru önergesi verdim, defalarca, duvar gibi, Bakanlık cevap vermiyor, bunun karşılığında götürüp mahkemeye veriyor beni; bu, Meclis için bir züldür, bir ayıptır. Bugün son derece önemli, soru önergeleriyle de birlikte önemli şeyler açıklayacağım. Bakın, ben Bandırma’da, Bandırma Çocuk Yuvasında yaşanan ve müfettiş raporlarıyla tespit edilmiş bazı şeyleri sordum kendisine, cevap vermemiş. Öte yandan, yine Sayın Bakana bir başka soru önergesi daha verdim. Balıkesir'de 2 yavrumuz bir gece yarısı çocuk yuvasından alındı, dışarıya götürüldü ve maalesef bu çocuklar kendisini dışarıya götüren yetişkinler tarafından taciz edildi ve uyuşturucu kullanıldı ve ondan sonra çıkan yangında o yetişkin hayatını kaybetti, çocuklardan biri de uzun süre yoğun bakımda kaldı. “Nedir bu olayın aslı? Niye böyle bir şey oldu?” diye soruyorum, cevap yok. Öte yandan, yine burada, bu kürsüde, bu Mecliste konuştum ve bir araştırma önergesi verdim, ciddi bir çalışma yaptım Mersin Çocuk Yuvasında kalan çocuklarla ilgili. 4 yaşında, 5 yaşında yuvaya emanet edilmiş çocukların yuvada devşirilerek PKK’ya katıldıklarına dair belgeler geldi elime. 14 yaşında, 15 yaşında çocuklar yuvadan kaçırılmış, PKK’ya katılmışlar ve daha sonra Emniyet birimleri tarafından yakalanmışlar ve bir kısmı şu anda Adana'da cezaevindeler ve çocuklarla konuştum cezaevinden ve bunu ifşa ettim burada; Sayın Bakan lütfedip bize bilgi vermek yerine cezaevine müfettişler gönderdi “Acaba Turhan Çömez bu çocuklarla nasıl konuştu?” diye, bunun peşine düştü, bu da kabul edilemez bir durum. Öte yandan, Zonguldak ili Kozlu ilçesinde, orada çalışan, çocuk yuvasında çalışan 24 yaşındaki T.A.’nın oradaki 14 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz ettiğine dair belgeler geldi, orada kamuoyu gündemine de yansıdı. Bunu da sordum kendisine, “Sayın Bakan nedir bu? Böyle bir şey var mı, yok mu? Varsa eğer ne yaptınız, bize cevap verin.” dedim, lütfedip cevap dahi vermedi ama ne zaman bir açıklama yapsam hemen gidip mahkemeye veriyor hatta şu anda Meclisteki dokunulmazlık dosyalarımdan bir tanesi de onunla ilgili. Umarım kaldırılır dokunulmazlık dosyam ve mahkemede kendisiyle tüm bu belgeler ışığında hesaplaşırız. Bir başka konu daha: Bundan yaklaşık yedi sekiz ay önce bir baba 3,5-4 yaşındaki yavrusunu Bahçelievler Çocuk Yuvasına emanet etmiş. Raporlarına baktım, sağlık raporlarına, çocuk yuvaya emanet edildiğinde sapasağlam ve bir gece kanamalı bir şekilde o yavru yuvadan hastaneye götürülüyor, ağzından kan geliyor, vücudunun diğer taraflarından kan geliyor ve çocuk önce entübe ediliyor ve ondan sonra hayatını kaybediyor. Çok vahim bir durumdur devlete emanet edilmiş bir yavrunun hayatını kaybetmesi; kanayarak, kanamayla hayatını kaybetmesi bir darp işaretidir ve son derece ciddidir. Buna dair defalarca uyardık, ikaz ettik ve bugün babayla tekrar konuştum. Baba iki gözü yaşlı bana dedi ki: “Avukatlarımıza bilgi vermiyorlar. Çocuğumun otopsi raporunu vermiyorlar. Dava dosyasına ulaşım engeli var. Gizlilik kararı olduğu için ne avukatım ne ben ona ulaşamıyoruz.” Bakın, acılı bir babaya devletin ya da bir Bakanlığın bu şekilde muamele etmeye hakkı yok. En son, yine bu konuyla ilgili, bugün Niğde’den bir haber geldi. Niğde’de 9 yaşında bir yavru çocuk yuvasındayken hayatını kaybetmiş ve bir saygın gazeteci İsmail Saymaz bunu gündeme getirdi. Peşine düştüm ne olmuş diye. Kendisine verilen bilgi de çocuğun aslında rahatsızlığı olduğu ve o nedenle öldüğü şeklindeydi ama ben olayın üstüne gittiğimde başka şeyler de öğrendim, onu da paylaşacağım, o da şu: Çocuğun epilepsisinin olduğunu söylüyorlar ve bakın, hiçbir yerde epilepsi krizi geçiren insan ölmez, ölebilir ama büyük hatalar neticesinde ölebilir. Devlete emanet edilmiş bir çocuk için “Epilepsi krizinden öldü.” diyemezsiniz, bu çok vahim bir hatadır. Ama başka bir şey daha ortaya çıktı Sayın Başkan, Valilik konuyu araştırırken acaba başka bir ihmal var mı diye kurumdaki geçmiş bütün videoları inceledi ve inanılmaz bir gerçekle karşılaştı; orada sistematik bir şekilde çocukların darbedildiği ve şiddete uğradığı şeklinde çok ciddi bilgiler ortaya çıktı. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Çömez, buyurun. TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) – Şu anda yine yayın yasağı geldi, yine dosyaya ulaşım engeli geldi ve oradaki kişilerle ilgili birtakım yaptırımlar başladı. Bakın, bu çocuklar bize emanet, bu yavrulara bu şekilde muamele etmeye hiçbirimizin hakkı ve salahiyeti yok. Sorumluluk sahipleri, yetki ve sorumluluk sahipleri, makam sahipleri hesap vermek zorundadırlar; şeffaf olmak, hesap vermek ve muhataplarına ve millet adına burada hesap soranlara cevap vermek zorundadırlar. Sayın Başkanım, bir başka konuya daha temas edeceğim izninizle. Bakın, Türkiye 2022 yılında 2,7 milyon ton mısır ithal etmiş, 2023 yılında ise 2,5 milyon ton mısır ithal etmiş; Türkiye’nin yıllık ödemiş olduğu para aşağı yukarı 1 milyar dolar civarında. Mısır, nişasta bazlı şekerler için kullanılıyor, gıda sanayisinde kullanılıyor, hayvan yemlerinde kullanılıyor fakat öylesine plansız bir uygulama var ki bu iki yıl içerisinde yurt dışından ithal edilen bu inanılmaz rakamlardaki mısır münasebetiyle -ki vahim olan da şu, Ukrayna'dan ve Rusya'dan ithal ediliyor bu mısır- maalesef Türk çiftçisi düşen mısır fiyatları sebebiyle geçen yıl domates ekti, biber ekti ve karpuz ekti. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Çömez. TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) – Teşekkür ediyorum. Bunlardan dolayı da büyük zararlar gördü; özellikle Balıkesir bölgesinde, Marmara ve Ege Bölgesi’nde çiftçiler bu ürünlerini sokaklara döktüler. Peki, ne oldu bunun karşılığında? Devlet inanılmaz bir borç altına girdi, mısır ithalatına senelik 1 milyar dolardan fazla para verdi fakat bu sene mısırda bir sıkıntı baş gösterdi, Adana'dan fiyatları aldım, geçtiğimiz günlerde Adana'da mısırın tonu 8.500; yine, dün Bandırma’dan fiyat aldım, Bandırma’da mısırın tonu 10.800. Tabii, krizi fark ettiği için iktidar ne yaptı? Dedi ki: “Mısır ithalatında yüzde 130 olan vergiyi kaldırdım, yüzde 5’e düşürdüm.” Ve ne yazık ki Türk çiftçisi inim inim inlerken, ürünlerini sokağa dökerken 1 milyon ton mısır ithalatına izin geldi. Bu izni de artık kim getirecek veya bunları da kim getirecek bilmiyoruz. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Buyurun Sayın Çömez. TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bugün Bandırma Limanı’ndan bazı belgeler aldım, bu belgeler Bandırma Limanı’nın belgeleri; utanç belgeleridir aslında, Türk tarımı için kahrolmamız gereken utanç belgeleridir. Okuyorum size: Mısır, mısır, mısır; tonlarca mısır geliyor yurt dışından -birkaç gün öncesinin belgeleri- ve gemiler şu anda Bandırma Limanı’nın açıklarında bekliyorlar. Soya fasulyesi, buğday kepeği, tonlarca, on binlerce ton buğday kepeği şu anda Bandırma Limanı’nın açıklarında bekliyor. Daha da vahimi, gübre ithal ediyoruz, maalesef küspe ithal ediyoruz ve pancar küspesi ithal ediyoruz. Cargill münasebetiyle Türk pancar sektörü ve şeker sektörü çökertildi. Türkiye’de Atatürk zamanında en önde sektörlerden biri olan pancar sektörü çökertildi. Şu anda on binlerce ton pancar küspesi Bandırma Limanı açıklarında bekliyor. Bir konu daha var, müsaade ederseniz onu da lütfen tamamlayayım Sayın Başkanım. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Çömez. TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Bakın, cari açık Türkiye'nin önemli problemlerinden bir tanesi. Bununla ilgili geçtiğimiz yıl, Ağustos 2023'te Maliye Bakanlığı dedi ki: “Cari açık önemli bir problem ve cari açığı önlemek için Türkiye'ye külçe altın ithalatını engelleyelim. Doğru bir karar.” Peki, ne yapalım? Aylık 12 tonla sınırlayalım, 12 tondan fazla altın Türkiye’ye ithal edilmesin.” fakat öyle bir şey yaptılar ki bu altın ithalatını bazı imtiyazlı şirketlere verdiler ve yapılan hesaplamalara göre, geçen yıldan bugüne ülke tam 500 milyon dolar servet transferi yaptı. Sizlerin, bizlerin, bizi izleyenlerin, aziz Türk milletinin cebinde olması gereken para, gitti, bu birtakım çetelerin cebine tahvil edildi, tahsis edildi, 500 milyon dolar. Şimdi, daha vahim bir şeye geleceğim. Bu uygulama Türkiye’de altın fiyatlarını yükseltti, şu anda dünya geneline göre kilo başına altın fiyatı 5 bin dolar daha fazla. Bunu görür de rant peşinde koşanlar durur mu? Başladılar Dubai’den çantayla altın kaçırmaya. Ve çok vahim bir durum… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) – Bitireceğim Sayın Başkanım, bitireceğim. BAŞKAN – Son kez açıyorum Sayın Çömez. TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) – Maalesef, 20 Eylül 2024’te Dubai’den kalkan uçak İstanbul’a indi ve İstanbul’da VIP servisinde, kocaman bir çantanın içerisinde 60 kiloluk altın bulundu. Yanında kim var? Eski bir AKP’li milletvekili, eski bir bakan yardımcısı, üstelik gümrüklerden sorumlu bir bakan yardımcısı ve o bakan yardımcısının özel kalem müdürü tam 60 kilo altını Dubai’den aldı, Türkiye’ye kaçırdı. Şimdi buradan soruyorum, MİT’in yetkililerine soruyorum, Bakanlığın yetkililerine soruyorum: Düşün bu işin peşine, inanılmaz bir skandalla karşılaşacaksınız. Bu bununla da sınırlı değil, kamuoyunun bildiği çok önemli isimler yapıyorlar bunu ve bu, sadece bir seferde yapılmış bir kaçakçılık değil, yüzlerce kere yapılmış bir kaçakçılık ve her seferinde birileri bir çantayla cebine 300 ila 500 bin dolar indiriyor. Türkiye’nin bunlara tahammülü yok; Türkiye’nin bu yolsuzluklara, Türkiye’nin bu kaçakçılığa, bu rezalete tahammülü yok. İnsanlar sokaklarda açlıktan inim inim inlerken, böylesine, birilerinin cebine para boca edilmesine Türkiye’nin tahammülü yok. Çok teşekkür ediyorum.