GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:09.10.2024

NAİL ÇİLER (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öğretmenlik mesleği milletler için hayati önemde saygın bir meslektir ancak iktidarınız, öğretmenlerin saygınlığını yok etmiştir. Komisyonda da söylemiştim, 13'üncü yüzyılda Şeyh Edebali’nin çok güzel bir sözü var, der ki: “Ey oğul, insanı yaşat ki devlet yaşasın.” Evet, biz de bugün diyoruz ki insanı eğit ki devlet yaşasın. İnsanı eğitmezseniz devlet yaşamaz arkadaşlar. Şimdi konuştuğumuz bu kanun teklifiyle devlet okullarında çalışacak öğretmenlerimiz Millî Eğitim Akademisine kabul alıp mezun olduktan sonra sözleşmeli olarak atanacaklardır ancak özel okullarda çalışacak öğretmenlerimiz için bu şart var mı? Yok. Özel okulda okuyan öğrenciler bizim çocuklarımız değil mi arkadaşlar? Öğretmenlerimizin Akademiye giden gitmeyen diye bir ayrımla mesleki barışını kaldırmak mı istiyorsunuz? Yoksa üniversitelerin verdiği eğitime güvenmiyor musunuz? Öğretmeni Bakanlık yetiştirecekse üniversiteler neden eğitim veriyor? Öğretmenlerimizin atanması için bu kadar şart oluşturulurken Millî Eğitim Akademisini yönetecekler için hangi şartlar var, değerli Komisyona soruyorum. Tek şart var: Bakan atayacak. Bu mu sizin liyakat anlayışınız? Değerli milletvekilleri, ülkemizin bilim ve sanatta olduğu gibi, aynı zamanda üretimde, istihdamda da öncü olması gerekir. Kocaeli’de 14 tane organize sanayi bölgesi vardır. Gebze bölgesinde yani iş gücünün, sanayinin, emeğin çok kutsal olduğu bu bölgede 165 bin öğrenci var, 307 tane okul var; bunun yüzde 10'u bile meslek lisesi değil. Gebze gibi bir yerde okulların yüzde 10'u bile meslek lisesi değilse nitelikli eleman bulamazsınız. Değerli Bakanım, yıllar önce sizin kitabınızı okumuştum -daha önce Komisyonda da söyledim- siz o kitapta hibrit eğitim modelinden, Almanya'daki doğal eğitim modelinden bahsetmiştiniz ve Bakan olduktan sonra bizim bölgemize geldiğinizde yeni nesil iş kollarından da konuşmuştuk. Bugün, biz burada hibrit eğitimi, doğal eğitim modelinin geliştirilmesini ve mesleki eğitimde yeni iş kollarında yapacaklarımızı konuşsaydık, hep birlikte buna “evet” deseydik. Bakanken projeler aynı ama bugün Komisyona geldiniz, farklı olamaz. Sayın Bakanım, bu kitabınız bende duruyor, gerçekten o bilgiler için de çok teşekkür ediyorum. İşverenler hep ne der? “Nitelikte, nicelikte…” Artık bizim bölgede iş bulmanız için ara eleman değil, aranan eleman olacaksınız arkadaşlar. Ülkemizde resmî ve özel olarak baktığınız zaman toplam 4.300 mesleki ve teknik lisemiz var, 12.700 lisenin sadece 4.300’ü mesleki okul. Ülkemizde 6 milyon 800 bin öğrencinin sadece 1 milyon 700 bini mesleki okullarda eğitim alıyor. Almanya'ya baktığımız zaman, 2 milyon 900 bin genel lisede okuyan öğrenci varken 2 milyon 250 bin öğrenci mesleki eğitim veren lisede okuyor. Almanya mesleki eğitime değer verdiği için dünyanın en önemli endüstri ülkelerinden biridir. Ezbere dayalı eğitim sistemi maalesef iflas etmiştir; veriden değer elde eden, teknolojiye uyumlu, yapay zekâya uyumlu eğitim modellerine ihtiyaç vardır. Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifi, özel okul öğretmenlerine başka, devlet okullarına başka kriterler getiriyor. İlkokul, ortaokul, lise toplam 8 bin civarında özel okul var yani toplam 55 bin okulun 8 bini özel okul. Siz, devlette çalışacak öğretmenlere uyguladığınız kriterleri özel okullara uygulayamıyorsunuz çünkü uygularsanız sistem bir anda çöker, bu teklif öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz için daha sorunlu bir yapı oluşturur. Neden eğitim fakülteleri hakkında bir değişim talep etmiyorsunuz? Neden mesleki eğitimde farklı bir yöntem sunmuyorsunuz? Birkaç yıl önce neydi? Memleket meselesi olmuştu meslek liseleri meselesi. Nerede o meslek liseleriyle ilgili çalışmalarınız? Neden öğretmenlerimizin sorunlarına derman olmuyorsunuz? Bu kanun teklifinin amacı nedir? Öğretmenlerin geçim sıkıntısını çözemeyen, öğretmeni yoksulluktan kurtaramayan, çocukların okulda yeterli beslenmesini sağlamayan kanun teklifinin aslında hiçbir hükmü yoktur. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Çiler, tamamlayın. NAİL ÇİLER (Devamla) – Komisyon Başkanım ve değerli üyeler; dijital okuryazarlığı artıracak hamleleri, 7-14 yaş aralığındaki çocuklarımıza dijital dünyanın lisanı olan kodlamayı öğretmeniz gerekirken “askıda tost” uygulamasını öğrettiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Çocuklarımız okulda askıda tostu da gördü. Değerli arkadaşlar, izlediğiniz yöntem yanlış; önce ekonomik sorunları çözmelisiniz; eğitim sistemimizi yeniden yapılandırarak mesleki eğitimi önemseyen, nitelikli ve nicelikli içerikler sunan bir düzeye getirin. Siz, eksik olan okulları tamamlamadan dokuz yılda yeniden bir öğretmen yetiştirmek istiyorsunuz. Sayın Bakanım, sizin zamanınızda Darıca’da, -Darıca’nın 245 bin nüfusu var, Kocaeli milletvekilleri buradaysa bilirler- Türkiye'de on ilden büyük olan bir yerde, Pirireis Kaymakamlığı Sitesi Mahallesi’nde- 13 bin kişi oturuyor- bir okulun temeli atıldı, üçüncü eğitim öğretim yılına girdik, okul henüz tamamlanmadı ve müteahhit de bıraktı, kaçtı. İlk önce bu okulları bitirin arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) NAİL ÇİLER (Devamla) – Siz, okulu olmayan büyük bir ülkede binlerce öğretmen de yetiştirseniz kimseyi yetiştiremez… Gelin, kanun teklifi üzerinde birlikte çalışalım, sendikalarla bir araya gelelim, eğitim uzmanlarıyla, paydaşlarıyla ortak görüşelim, yeni bir teklifle bir araya gelelim. Bu hâliyle bu kanun teklifi öğrenciye de öğretmene de bu ülkeye de bir yarar sağlamaz diyorum. Unutmayın; öğretmen bir güneştir, suya düşer ıslanmaz; öğretmen bir altındır, yere düşer paslanmaz! Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)