GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bitlis’in yerel sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:09.10.2024

SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Bitlis) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Bitlis'in sorunlarıyla ilgili söz aldım ancak bu gündeme geçmeden önce, bugün, Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik geliştirilen uluslararası komplonun yıl dönümü. Orta Doğu ve Türkiye için kritik bir dönüm noktası olan 9 Ekim komplosunun sonuçlarından sadece Kürt halkı değil, bütün Orta Doğu etkilenmiştir. Uluslararası güçler ve Türkiye'deki derin yapıların bu komployla hayata geçirmek istediği halklar arası savaş, Sayın Öcalan’ın geliştirdiği barış umuduna takılmış ve boşa düşürülmüştür. On altı yıl önceki komplocu egemenlerin hırslarıyla bugünkü devletlerin ve iktidarların hırsları aynıdır ve maalesef Orta Doğu coğrafyasını savaş alanına çevirmektedir. Bugün bir yandan tecrit politikalarıyla komployu devam ettirmeye çalışmak, diğer yandan Orta Doğu için barış istemek ancak ikiyüzlü bir politikanın ürünü olabilir. 9 Ekim komplosunda ve Orta Doğu'da bugün yaşanan katliamlarda, başta sorumluluğu bulunan devletler olmak üzere tüm dünya devletlerinin, ulusal ve uluslararası kurumların, halkların ve kişilerin Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, özgürlüğünün sağlanması, Kürt sorununa çözüm geliştirilmesi ve Orta Doğu'da barış ve müzakerenin sağlanması için elinden gelen gayreti bir an önce göstermesi gerekmektedir. Biz de DEM PARTİ olarak 13 Ekimde “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarıyla Amed’de barışı hep birlikte haykıracağız. Sayın milletvekilleri, seçim bölgem Bitlis’e dair geçen dönemin başında da dile getirdiğimiz sorunların çoğu bir yıl geçmesine rağmen hâlen çözülmüş değil. Biz gerek buradan gerekse bakanlıklar ve yerel yöneticilere ulaşarak defalarca gündeme getirdik. Başta Hizan ve Ahlat’ın köyleri olmak üzere Bitlis merkeze ve ilçelerine bağlı bütün köylerin yolları içler acısı bir hâlde. Yapılmayan her köy yolu sebebiyle, yaklaşan kış şartlarında hastaneye ulaştırılamadığı için kaybettiğimiz her canın vebali bu iktidarın boynuna olacaktır; bu kadar ağır ve net ifade ediyorum. Köylerin yol, su, altyapı problemleri hâlâ devam ediyor. Kışı sert geçen Bitlis’te bu sorunlar mağduriyetleri daha da artırıyor. Zaten ekonomik krizden dolayı zararda olan çiftçilerin ulaşım sorunlarıyla zararları daha da büyüyor. Tek geçim kaynakları tarım ve hayvancılık olan köylüler bu şekilde göçe zorlanıyor. Şimdi de tasarruf tedbirleri kapsamında -bunlar bir şekilde bahane gösterilerek- çözüm yine erteleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz haftalarda Ahlat’taydı, açılışlar yaptı, yatırımlardan bahsetti, milyonlarca liraya mal olan ve bir o kadarına da olmaya devam eden sarayda Kabinesini topladı ancak üç beş kilometre ötede olan köylerin yolu ne gidiş için ne de geliş için hâlâ yok. Bu köylerin eksikliklerini de ilgili bakan beye sorduk, hatırlattık “İmkânlar dâhilinde yapılıyor.” diye cevap aldık. Bunlar nasıl imkânlar ki mesele köylülerin temel ihtiyaçları olunca uçup gidiyor. Artık hepimiz işin aslını çok iyi biliyoruz. Bitlis’te köylere oyunun rengine göre hizmet politikasının dizayn edildiğini biliyoruz ancak bu yöntemlerle halkı dize getiremeyeceğinizi de artık siz bilin. Bitlis’te bu sorunları aktarmak, çözüm geliştirmek isteyen il genel meclisi üyelerimiz, belediye meclisi üyelerimiz atanmış idareciler tarafından muhatap alınmamaktadırlar, atanmışlar partizanlık yapmaktadır. Hizan’dan Adilcevaz’a geçen Kaymakam Nurhalil Özçelik “Ben DEM PARTİ’lilerin elini sıkmam.” demiş, bu asla kabul edilebilir bir şey değildir. Kamu kaynakları ve makamları hiç kimsenin tekelinde değildir, halkın öz malıdır. Mülki idare amirleri ideolojik saiklerle değil, halka hizmet bilinciyle hareket edecektir. Diğer konu da Bitlis'te son zamanlarda yaygınlaşan GES’lerdir. “Temiz enerji” diye yola çıkılıp Arin ve Batmış Göllerinin havzalarında olduğu gibi doğal alanlar tahrip ediliyor, Çanakyayla köyünde olduğu gibi halka ait meralar gasbediliyor; itirazlar olunca da sermayedarlar “Hastane yaparız, okul yaparız.” diyerek halkı kandırmaya çalışıyor. İşin aslı, ne sermayenin derdi temiz enerji ne de iktidarın derdi yatırım ve hizmet; tek geçerli amaç yandaş sermayeyi güçlendirmek, kürdistandaki köyleri, bu sefer, geçim kaynaklarını yok ederek boşaltmaktır. Temiz enerjide samimiyseniz köylere ait meralara, tarım arazilerine, korunması gereken alanlara değil, gerektiği gibi atıl alanlara yapacaksınız. Ekolojik denge kâra kurban ediliyor, korunması gereken doğa sermayeye peşkeş çekiliyor. Bitlis sınırları içerisinde bulunan dünyanın 2’nci büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü bakımsızlıktan ve çöpten geçilmiyor. Çevre kirliliği ve göldeki kirlilik sebebiyle endemik türler de dâhil canlı yaşamı tehdit altında. Bir an önce önlem alınması gerekiyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Gökalp. SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Devamla) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Bitlis’in Beş Minare Mahallesi’nde bulunan Ahmet Eren Bulvarı üzerindeki yolda sık sık kazalar yaşanmaktadır. İki yıl önce yaşanan kazada bir çocuk ne yazık ki hayatını kaybetti. Yöre halkı arasında artık “ölüm yolu” olarak adlandırılan bu yolda gereken önlemlerin alınması için Bitlisli yurttaşların yapmak istedikleri basın açıklaması bile polisin sert müdahalesiyle karşılaştı. Biz bu sorunu ilgili bakana sorduk ancak bize “Çalışmalar devam ediyor.” gibi yetersiz bir cevapla geri dönüldü. Ancak maalesef bu arada insanlar da ölüm riskiyle karşı karşıya. İktidarı, Bitlis'in bu kronikleşmiş olan sorunlarını çözmeye ve buradan Ahlat’taki külliyede toplanan devlet erkânını, ilgili bakanlıkları ve mülki idare amirlerini, sorun alanlarını bizzat yerinde görmeleri ve deneyimlemeleri için, Bitlis'in köylerini dolaşmaya ve bir çaylarını içmeye davet ediyoruz. Genel Kurulu selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)