Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 3 |
Tarih: | 03.10.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ HUN (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
AKP yirmi üç yıllık iktidarında 9 defa Millî Eğitim Bakanı değiştirdi. AKP eğitim sistemindeki başarısızlıklarına her gün yenilerini eklemektedir. Erdoğan'ın "Eğitim sisteminde başarısız olduk." sözleri de bunu kanıtlamaktadır.
9 Eylül 2024 tarihinde okulların açılmasıyla başlayan sorunlar bir kez daha gün yüzüne çıktı. Okullarda yaşanan temizlik ve hijyen sorunları, güvenlik eksiklikleri, MESEM kapsamında "sermayeye ucuz iş gücü" olarak çalıştırılan çocuk işçiler, öğrencilerin barınma sorunları, öğretmen atamalarında mülakatla yaşanan adam kayırmacılık, torpil ve subjektif uygulamalar Millî Eğitim Bakanlığının yönetilemediğini, eğitimin niteliğinin düşürüldüğünü göstermektedir.
Millî Eğitim Bakanlığının yönetilemediğini okulların açılmasıyla kamuoyu bütünüyle görmüş oldu. Okullarda yaşanan temizlik ve hijyen sorunları, güvenlik personeli eksiklikleri basına çokça yansıdı. Millî Eğitim Bakanlığı ise yaptığı açıklamalarda okullardaki temizlik hizmetlerinin eksiksiz yürütüldüğünü ve herhangi bir sorunun olmadığını ileri sürmektedir ancak sahadaki gerçekler ve öğretmenlerin, öğrencilerin yaşadıkları bu iddiaların tam tersini ortaya koymaktadır.
Birçok okulda okul yöneticileri temizlik personeli eksikliği nedeniyle ya temizliği kendileri yapmış ya da veliler okullarda temizlik ve hijyeni kendileri sağlamak zorunda kalmışlardır. Belediyeler okullarda yaşanan temizlik sorununu çözmek istemiş, okullarda temizlik yapmak istemiş ancak Millî Eğitim müdürlükleri birçok okul müdürlüğünden belediyelerden hiçbir şey talep etmemelerini istemektedir. Temizlik için belediyelerden talepte bulunan bazı okul müdürlüklerine de Millî Eğitim müdürlükleri tarafından soruşturma açıldığı da gelen bilgiler arasında. Millî Eğitim Bakanlığı okullarda yaşanan temizlik sorunlarının salgın hastalıklara neden olabileceği bilindiği hâlde kendi beceriksizliğini kabul etmeyip okullardaki sorunları halı altına sürmeye devam etmektedir.
Bu yıl okulların açılmasıyla milyonlarca öğrenci ve öğretmen, hiçbir pilot uygulama yapılmadan, adına "Maarif Model" denilen, iktidarın ideolojisiyle şekillendirilen eğitim sistemiyle yeni eğitim öğretim yılına başlamaktadır. Sorgulamayan, itaat eden bir nesil üretme çabasıyla oluşturulan eğitim modelinin eğitimdeki sorunları çözmek yerine daha da derinleştirdiği aşikârdır.
İktidar, ÇEDES programıyla tarikat ve cemaatlerin okullara girmesine olanak vermektedir. İktidarın kendi dünya görüşüne uygun nesiller yetiştirme hedefi, tüm topluma yönelik fiilî bir dayatma hâline gelmiş durumdadır. Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı iş birliğinde yürütülmekte olan ÇEDES Projesi kapsamında atılan adımlar, toplumun genetik kodlarını değiştirmeye yönelik adımlardır. Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı dinselleştirme uygulaması olarak karşımıza çıkan ÇEDES projesi çocukların zihinsel gelişim süreçlerine ve pedagoji bilimine tamamen aykırı bir içerikte hazırlanmış ve 81 ildeki bütün okullarda uygulamaya konulmaktadır.
Son yıllarda iktidar eliyle derinleştirilen ekonomik ve toplumsal sorunlar, MESEM'leri bir tercih olmaktan çok yüz binlerce çocuk için âdeta bir zorunluluk hâline getirmiştir. Çocukların yasal olarak tehlikeli işlerde çalıştırılması yasak olmasına rağmen MESEM bünyesinde çalıştırılan çocuklar iş cinayetlerinde yaşamını yitirmeye devam etmektedir. Çocuk işçiliğinin devlet eliyle meşrulaştırılması anlamını taşıyan MESEM uygulaması nedeniyle son bir yıl içerisinde en az 9 çocuk çalışma hayatında yaşamını yitirmiştir. MESEM, öğrencilere mesleki eğitim verilen ya da iddia edildiği gibi staj üzerinden beceri kazandırılan bir uygulama değil, patronlara kaynak aktarmak amacıyla oluşturulmuş bir teşvik sistemidir.
Eğitimdeki büyük sorunlardan bir tanesi de iktidarın tasarruf tedbirleri kapsamında kaldırdığı taşımalı eğitim sistemidir. Taşımalı eğitimin bazı bölgelerde kaldırılması, bu bölgelerde yaşayan öğrencilerin eğitim hakkı ve eğitime erişebilirliği açısından ciddi sorunlar yaratma potansiyeline sahiptir. Özellikle kırsal bölgelerde yaşayan öğrenciler, eğitim kurumlarına ulaşım konusunda büyük zorluklar yaşamaktadır. Bu durum, öğrencilerin eğitim hayatlarına devam etmelerini engellemekte, devamsızlık oranlarını artırmakta ve başta kız çocukları olmak üzere erken okul terklerine yol açmaktadır. Bu durum -kız çocuklarının- bu politikanın bir sonucu olarak erken yaşta evlilik gibi olumsuz sonuçları doğurmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Hun, lütfen tamamlayın.
YILMAZ HUN (Devamla) - Taşımalı eğitim, özellikle coğrafi olarak dezavantajlı bölgelerde eğitim sistemini işleyişini sürdürülebilir kılan bir uygulama olarak önemli bir yer tutmaktadır. Eğitim hakkının önündeki bütün fiziki ve yasal engeller kaldırılmalıdır. Çağdaş ve nitelikçe yeterli bir eğitim hakkından bahsedebilmemiz için herkese kapsamlı, yeterli sürede verilmeli, yaşam boyu ulaşılabilmeli, kamusal bir anlayışla parasız olmalı, içeriği çağdaş, bilimsel ve laik olmalı, resmî dil yanında ana dilinde de eğitim yapılabilmelidir. Eğitime erişim hakkını düzenleyen her türlü ulusal, uluslararası yasa ve sözleşmenin bu hakkın ayrım yapılmaksızın devletlere yükümlülüğü sağlanmalıdır diyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)