| Konu: | (10/235, 837,1601,1602,1800,1801) No.lu Yapay Zekânın Kazanımlarına Yönelik Atılacak Adımların Belirlenmesi, Bu Alanda Hukuki Altyapının Oluşturulması ve Yapay Zekâ Kullanımının Barındırdığı Risklerin Önlenmesine İlişkin Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 2 |
| Tarih: | 02.10.2024 |
CHP GRUBU ADINA HASAN ÖZTÜRK (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve aziz milletimiz; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni yasama yılının... Az önce milletvekilimiz söyledi, birbirinden değerli muhalefet grubundaki milletvekillerinin ve danışmanların 2 binin üzerinde hazırladığı ama hiçbirinin -ortak akıl, ortak payda, hoşgörüyle uzlaşmamış bir şekilde- kabul edilmediği ve sıfır olduğu bir yasama yılını geçirdik. Ben bu yasama yılının, en azından bu rakamın sıfır olmadığı bir yıl olması temennisiyle tüm milletvekili arkadaşlarımıza hayırlı ve başarılı bir dönem olmasını diliyorum.
Yapay zekâyla ilgili araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz aldım. Türkiye'nin yüksek teknolojiyi kullanan değil sadece, yüksek teknolojiyi üreten bir ülke olmasını sağlayacak vizyon, cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılı için tasarlanan kalkınma amaçlı tüm stratejilerin ve hedeflerin merkezinde olmalıdır. Türkiye, bütüncül bir teknoloji üretim merkezi hâline gelmeli; kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplumla birlikte uçtan uca tek bir teknoloji geliştirme merkezi gibi çalışmalı; yenilikçilik, araştırma ve geliştirme kültürü kalıcı hâle gelmelidir. Bizim hedefimiz ve vizyonumuz budur.
Dünyada insanoğlunun bilgiyi analog bilgiden dijital bilgiye dönüştürmesiyle birlikte yani ilk transistörün 1947'de keşfiyle başladığı kabul edilen, genel olarak "bilgi çağı" olarak adlandırdığımız çağın içerisindeyiz. Bugüne baktığımızda da bu çağın içerisinde baş döndüren bir hızla ilerliyoruz. Şöyle: Bu kısa bilgi çağını geriye dönük sararak değişimine ve bizde yarattıklarına bir bakalım. 1970'li yıllarda neredeyse hiçbirimizin evinde dijital bir ürün yokken, ilk kişisel bilgisayarlar, Commodore 64, atari, jetonlu oyunlar ve oyun makineleri, 1989 ve 2005 yılları arasındaysa internetin keşfi, "world wide web"in icadı ve internetin, dijital iletişimin, dijital yayınların, dijital ulusal yayınların keşfi ve yaygınlaşması; 2000'li yıllarla cep telefonuyla tanışmamız, mobil iletişim, öncelikle ses iletişimi, veri iletişiminin keşfi ve 2005-2020'ye geldiğimizde ise sosyal medya, yüksek hızlı mobil iletişim, nesnelerin interneti ve dolayısıyla on-line bir dünyadayız. Özellikle arama motorlarının, veri depolamanın, e-ticaretin, sosyal medyanın ve bunları yaygınlaştıran firmaların etkin kullanımı, yüksek dijitalleşme ve büyük verilerin oluşması ve oluşmaya devam etmesiyle bütün bunların sonucu olarak, bunun son noktası, bugünlerde, 2020'li yıllarla birlikte dünya -yani bugün de bizlerle birlikte, hepimizin Mecliste konuştuğu- yapay zekâyı konuşur oldu.
Peki, yapay zekâ nedir? Kendi kendine evrilen birkaç zekâ türünü gerçekleyen, anlayan, öğrenen, problem çözen, sistemleri, yazılım ve donanımları geliştiren bilim dalı olarak ya da teknoloji dalı olarak kısaca tanımlayabiliriz. Yapay zekâya yatırım yapmayan ülkelerin ayakta kalmasının mümkün olmadığını bugün burada tarihe not düşmemiz lazım. 2023 yılında Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Avrupa Birliğinin bu konuda yaklaşık 400 milyar dolar, 500 milyar dolar civarında bir yatırım yaptığı tahmin ediliyor. Ülkemizin bu konudaki yatırım miktarı nedir tam olarak bilmiyorum ama 2025 yılının bu konuda önemli bir yıl olduğunu ve olması gerekliliğini düşünüyorum. Yapay zekânın tabii ki ana kaynağı büyük veridir, büyük verinin "big data"nın oluşumunda kamu en önemli rolü üstlenmekte ve başında gelmektedir. Bu komisyonun en önemsemesi gereken konuların başında da büyük veri ve bilgi güvenliği, yapay zekâ geliştiricileri tarafından kullanılacak genel verinin tanımlanması ve oluşturulması için yasal düzenlemeleri de oluşturmamız gerekecektir.
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü'ne uyum çalışmaları hızlandırılmalı, veri paylaşımını ilgilendiren mevzuat kesinlikle önceliklendirilmelidir. Bu kapsamda Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun çerçevesi, dijital iş modelleri ve yeni teknolojiler gözetilerek gözden geçirilmeli, güncel Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü ve ilgili diğer regülasyonlarla uyumlu hâle getirilmelidir. Veri paylaşımıyla ilgili mevzuatlar ve bu mevzuatların teknolojik ve küresel gelişimlerle birlikte güncel tutulması da ilgili kamu kurumlarının temel öncelikleri olmalıdır. Küresel dinamiklerle uyumlu olmayan uygulamalar, özellikle yüksek teknoloji alanlarında yeni iş ve kullanım modellerinin oluşturulmasına engel olmaktadır. Yapay zekânın olmazsa olmazı da -az önce ifade ettiğim gibi- bilgi güvenliğidir. Bilgi güvenliği konusunda ne durumda olduğumuzu bir kez daha hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Gerçekten de özellikle e-devlet sistemimizdeki bilgi sızmaları, geçtiğimiz hafta bir özel bankanın müşterilerinin, adlarına yüklü miktarda kredilerin çekildiğini ve bu kredilerin farklı hesaplara aktarıldığını söyleyerek yardım istemeleri ki ben de bunu Meclis gündemine taşıdım, mağdurların verilerine nasıl ulaşıldığını ancak bu konuda nasıl bir çözüm önerileri olduğuyla ilgili herhangi bir cevap alamadım. Grup Başkan Vekilimiz, geçmiş zamanlarda, Ali Mahir Başarır da milyonlarca yurttaşımızın özel verilerinin illegal internet sitelerinde erişilebilir olduğunu ifade etmişti. Hani özetlemek istediğim konu, bu komisyonumuzun önemsenmesi gereken en önemli konulardan biri de bu veri güvenliğiyle ilgili ortaya çıkan zafiyetleri ortadan kaldıracak önlemler olmak zorundadır, yoksa yapay zekâyı kolayca hayatımıza adapte edemeyiz ve yapay zekâdan tam anlamıyla verim almayı hayal edemeyiz. Bu komisyonumuzda yapay zekâ sistemlerinin geliştirilmesi, piyasaya sürülmesi, hizmete sunulması ve kullanılması için bir yasal çerçeve belirleyerek sektörün işleyişini iyileştirmek, insan odaklı ve güvenilir yapay zekânın benimsenmesini teşvik etmek; demokrasi, hukukun üstünlüğü ve çevreye duyarlı anayasal, sağlık, güvenlik ve temel hakların yüksek düzeyde korunmasını sağlamak, yapay zekâ sistemlerinin zararlı etkilerinden koruyarak yapay zekâyı geliştirecek ortamları Türkiye olarak da hazırlamak zorundayız. Ülkemiz yapay zekâyla ilgili araştırma komisyonunu bir üst başlık gibi görmeli çünkü yapay zekâ tüm teknolojik gelişmelerin en nihai sonucudur. Ülkemizin bilgi teknolojileri alanında kalkınma sağlamak için sektörün geleceğini oluşturan bulut bilişim, yapay zekâ, nesnelerin interneti, sanal gerçeklik "metaverse" ve blok zincir mercek altına alınmalı, bu alanlarda gelişim ve düşük maliyetli çözüm üretilebilir hâle getirilmesi için gerekli altyapıların hazırlanması gerekiyor. Her şeyden önce bunların olabilmesi için de tabii ki telekomünikasyon alanındaki 5G ve fiber internet altyapılarını güçlü kılmak zorundayız ve bunları gerçekleştirmek durumundayız. Ancak itiraf etmeliyiz ki bu konuda da oldukça gerideyiz, hâlâ Türkiye'de 5G kullanımı yok, sadece İstanbul Havalimanı'nda var ve son açıklamalara göre de mobil ve karasal internet indirme hızında da Avrupa ülkeleri içinde sonuncuyuz. Dolayısıyla altyapıya da yatırım yapmak zorundayız. Bugün dünya ekonomisi içerisinde dijital ekonominin büyüklüğüne baktığımızda Dünya Ekonomik Forumu'na göre önümüzdeki on yıl içinde ekonomide yaratılan katma değerli üretimin yüzde 70'inin dijital platformlara dayalı iş modellerinden oluşacağı beklenmektedir. Bugün dijital ekonominin büyüklüğü Çin Bilgi ve İletişim Teknolojileri Akademisi tarafından 38 trilyon dolar olarak tahmin edilmekte ve Türkiye bu ekonominin binde 1'ini almaktadır. Dijital ekonomide Avrupa Birliği, Çin ve Amerika ilk 3'teyken Japonya, Güney Kore, Endonezya, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan gibi ülkeler bu konuda etkili vizyonlar ve stratejiler ortaya koymakta. Biz ise genel ekonomi olarak dünya ekonomisinde yüzde 1'lik bir paya sahipken dijital ekonomide binde 1'lik payla bu konuya ne kadar önem verdiğimizi ve bu konuda ne kadar çalıştığımızı görüyoruz. G20 ülkeleri arasında da sonuncu sırada yer almaktayız.
Özellikle, 2022 yılında ChatGPT'nin ortaya çıkmasıyla birlikte insanların beş günde 1 milyon indirme yapmasıyla yapay zekâya ne kadar ilgili olduklarını fakat bu ilgiyle birlikte de yapay zekânın fırsatlarının yanında riskleri hakkında da hepimiz konuşmaya başladık. Ben bununla ilgili bir öngörüyü sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum. 2030 yılında ChatGPT gibi yapay zekâ modellerinden dünya mesleklerinin yüzde 19'u etkilenecek ve bu mesleklerin yüzde 50'si kaybolacak ya da insanlar tarafından yapılmayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Öztürk, lütfen tamamlayın.
HASAN ÖZTÜRK (Devamla) - 8 milyar insanın yaşadığı dünyada 2025 yılında 27 milyar cihazın on-line olması bekleniyor. 2060 yılında yapay zekânın bir insanın beynine yaklaşması, 2100 yılındaysa süper zekâya dönüşen, binlerce insanın beyin gücüne ulaşmasını öngören araştırmalar var. Dolayısıyla dijital dönüşümün ve yapay zekânın gelişimiyle hep birlikte evrileceğiz, buna hazırlıklı olmak zorundayız, öncülük edebilmek için yatırım yapmak zorundayız. Bu komisyonun oluşmasını Cumhuriyet Halk Partisi olarak önemsiyoruz. "Dijital dünya" "dijital dönüşüm" veya "yapay zekâ" adına ne dersek diyelim, bu tür komisyonların kalıcı komisyon olmasını da önemsediğimizi ifade ederek hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)