GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:112
Tarih:29.07.2024

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, teklifin 8'inci maddesi üzerine söz aldım. Bu maddeyi mealen aktarmak istiyorum.

Ne diyor bu madde? İnsanların, hayvanların ve çevrenin korunması için ihtiyaç duyulan barınak, hastane ve ameliyathanelerinin oluşturulmasından ve bu yerlerde ihtiyaç duyulan ekipmanların sağlanmasında Bakanlık, başta yerel yönetimler olmak üzere bütün ilgili kurumlara mali destek sağlayacaktır." Yani, merkezî yönetim yerel yönetime bu bağlamda mali destek sunacaktır. Doğrusu, ben bu maddeyi ilk okuduğumda bir an için içimde büyük bir ümit belirdi "Ha, demek ki bundan sonra Türkiye'nin temel sorunlarını çözerken merkezî yönetim yerel yönetimlerle el ele verecek, iş birliği hâlinde çalışacak." dedim ama bu izlenimim çok uzun sürmedi çünkü Türkiye'nin gerçeklerini hatırladığımda böyle bir hususun gerçekleşmeyeceğini kolayca anlayabildim. Bunu sizlere bazı örneklerle anlatmak istiyorum. Bir kez, her şeyden önce Adalet ve Kalkınma Partisi uzun yıllardan beri yürüttüğü politikalarla aslında toplumda dayanışmayı, uzlaşmayı ve iş birliğini değil, tam aksine kutuplaşmayı teşvik ediyor ve deyim yerindeyse kutuplaşmayı bir oy devşirme aracı hâline getiriyor. Bu, sadece benim tespitim değil; bakın, aynı zamanda AKP'nin kurucularından olan, bu Meclise Başkanlık yapan ve aynı zamanda AKP hükûmetlerinde bakanlık yapan Sayın Bülent Arınç'ın da yıllar önceki tespiti. Sayın Arınç ne demişti? "Biz toplumu böyle kutuplaştırıp ikiye bölerek seçimleri kazanıyoruz ama ülkeyi yönetemiyoruz." demişti.

Gene dönelim maddenin içeriğine. Acaba gerçekten merkezî yönetim ile yerel yönetimler iş birliği hâlinde hareket edebilirler mi? Doğrusu benim bu konuda umudum yok, birkaç somut örnekle neden umudum olmadığını paylaşmak istiyorum. 3 Şubat 2024'te yani yerel seçimler öncesinde Sayın Cumhurbaşkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Sayın Erdoğan Hatay'da seçmenlere hitap ederken -mealen aktarıyorum- şunu söylemişti: "Bakın, merkezî yönetimle yerel yönetimler el ele vermezse illerimize bir şey gelmiyor." Yani ne demek istemişti? "Hizmet sunulamıyor." Dolayısıyla, aslında neyi ima etmişti: "Adalet ve Kalkınma Partisine oy verin ki belediye başkanınız AKP'li olsun ki size de hizmet gelsin." Şaibeli bir biçimde Belediye Başkanı AKP'li oldu. Peki hizmet geldi mi? Hayır. Hissedilen ısının 60 dereceye ulaştığı Hatay ilimizde hâlâ depremzedeler konteynerlerde perişan hayat şartlarına terk edilmiş durumda.

Bir başka örnek: Geçtiğimiz günlerde, 24 Temmuz 2024'te Sayın Cumhurbaşkanı grup toplantısında ne dedi? "Artık büyükşehirlerin, tüm belediyelerin SGK'ye ödenmemiş primlerini tahsil edeceğiz." Tamam, doğrudur, tahsil edilsin ama ben şu soruyu sormak istiyorum: Uzun yıllardan beri bu SGK primleri ödenmedi de neden tahsil edilmedi? Neden bu tahsil işlemine yeni girişiliyor? Acaba bunun bir özel anlamı var mı?

Bir başka örnek daha, 21 Temmuz 2024'te Urfa'da Çevre Bakanı Sayın Kurum bir toplantı organize ediyor ve protokole 350 bin oyla seçilmiş olan Belediye Başkanı Sayın Gülpınar davet edilmiyor ancak seyirciler arasında toplantıyı izlemek mecburiyetinde kalıyor. Tabii, kayyum atamak suretiyle belediyelerin nasıl kontrol edildiği uzun yıllardan beri hepimizin bildiği bir husus. Şimdi, bütün bu örnekleri sıraladığımız zaman, sizler bu kanun maddesinin gereğinin yapılacağı konusunda umut besliyor musunuz? Doğrusu, ben beslemiyorum. Şimdi, bununla ilgili bir küçük hususa daha işaret ederek sözlerime son vereceğim. Aslında, hukuk kuralları tanzim edilirken böyle müphem ve muğlak ifadeler kullanılmaz. Bakanlık yerel yönetimlere destek sunacakmış.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Devamla) - Tamamlıyorum.

Bu desteğin miktarını kim belirleyecek? Üstelik Bakanlık acaba hangi yerel yönetimlere bu desteği sunacak? Sadece Cumhur blokuna mensup olan belediyelere ve yerel yönetimlere mi yoksa Türkiye'deki bütün yerel yönetimlere mi? Böyle hukuk kuralı tanzim edilmez? İdareye bu kadar geniş takdir yetkisi veren hukuk kuralları hukuk devleti ilkesine, eşitlik ilkesine ve hakkaniyete aykırıdır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP, DEM PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)