GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:112
Tarih:29.07.2024

ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Sayın Genel Kurul, değerli halklarımız; özellike sizleri saygıyla selamlıyorum.

Aslında, özellikle AKP, iktidar sıralarının dolu olmasını isterdim ama sanırım 6-7 milletvekiline hitap edeceğim, belki konuşmanın ilerleyen sürecinde dâhil olurlar. Neden özellikle bunun altını çizdim? Çünkü dünden beri buradaki yapılan konuşmaları takip ediyorum. Özellikle iktidar kanadı dünden beri yaptığı konuşmalarda bu yasayı getirmesindeki en büyük amacın aslında dindar bir yaklaşım olduğunu ortaya koymaya çalıştı ve dindar olmalarından kaynaklı aslında hayvanlara yönelik, sokak hayvanlarına yönelik asla bir katliam amacı gütmediklerini söylediler ama muhalefet de bu yasayla yapılmak isteneni çok net bir şekilde -partimiz ve diğer tüm muhalefet partileri- ortaya koydu. En başta söyleyelim: Bu bir katliam yasasıdır, katliam yasası derhâl geri çekilmelidir.

Öte taraftan, özellikle iktidara hatırlatmak istiyorum, Erdoğan'ın 2018'de attığı bir "tweet" vardı, "tweet"te aynen şöyle söylüyordu: "Hayvan dostlarımız bize Rabb'imizin emanetidir, onlara sahip çıkalım, onları koruyalım." Ama geldiğimiz dönemde artık çok ilginç bir dönem yaşıyoruz, "Onları koruyalım"dan "Onları katledelim." dediğimiz bir döneme geçtik ve her ne hikmetse iktidar kanadı hayvanları katletmeyi, onların canını almayı kendine bir hak olarak görebiliyor. Farkındalar mı bilmiyorum ama iktidar resmen, haşa, Allah'a had bildirmeye kalkıyor, Allah'ın yarattığı canı almaya kalkıyor. Bunu hiç sorguluyor musunuz, hiç düşünüyor musunuz, "Nereden nereye geldik?" diye düşünebiliyor musunuz? Allah'ın yarattığı canı alabilme hakkını kendinizde nasıl görebiliyorsunuz? Elbette biz biliyoruz, sizin buradaki amacınızı biliyoruz, oturduğunuz yerden bütün dünyaya had bildirmeye kalkıyorsunuz, bütün dünyayı hizaya çekmeye çalışıyorsunuz, öte taraftan ülkeyi sokmuş olduğunuz sosyal, siyasal, ekonomik krizden çıkarmak için tefecilerin kapılarında Londra'da sırada bekliyorsunuz, kapının önünde bekliyorsunuz ve halkın bunları konuşmaması için, ülkede yaratmış olduğunuz sorunları konuşmaması için halkın önüne yeni bir yasa getiriyorsunuz, halkın bununla meşgul olmasını sağlıyorsunuz ve kimsenin yaptıklarınızı görmemesini sağlamaya çalışıyorsunuz. Biz bununla neyi amaçladığınızı çok net bir şekilde görmekle birlikte çok net söyleyelim: Siz doğaya da insana da hayvana da her canlıya düşmanca yaklaşıyorsunuz.

İlk iktidara geldiğinizde Kürt sorununu çözme vaadiyle geldiniz, bugün Kürt sorununda en başta sorunun çözülmemesine sebep olan taraftasınız, bunun mücadelesini yürütmektesiniz. Tek amacınız Kürtler, Kürtlerin kazanımları ve bunları yok edebilme meselesi. Geldiğiniz zamanlarda "demokrasi" dediniz, "adalet" dediniz, bir süre sonra Kürt annelerine işkence etmeye başladınız bütün dünyanın gözünün önünde. Daha sonra polise Kürt çocuklarının kolunu kırdırttınız, binlerce Kürt'ü hapishanelerde esir tutmaya başladınız. Yetmedi, Kürt milletvekillerine saldırıyorsunuz, "Parti kapatmaya karşıyız." deyip parti kapatma davasını açtınız ve süreci siyasallaştırdığınız yargı üzerinden öyle bir şekilde yürütüyorsunuz ki geldiğimiz noktada demokrasiyi, adaleti ve hukuku kırıntılarıyla arama noktasında bize maalesef büyük bir görev düşüyor. O kadar çok şey yaptınız ki... Yahu! Siz Kürt annelerini onların evlatlarının cenazelerini, kemiklerini kargoyla gönderdiniz, kutu içinde gönderdiniz, kutu içinde gönderdiniz.

FATMA AKSAL (Edirne) - Dağa kim kaçırdı? Evlatları dağa kim kaçırdı?

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - "Ölüye saygı" diye bir şey var.

ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - Son geldiğimiz noktada ise artık Kürt'ün halayına, kültürüne saldırıyorsunuz. Mersin'de, Batman'da, İstanbul'da başlattığınız bu süreci Bugün Hakkâri'de doğrudan düğünlere...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - ...ve Van'daki il örgütümüzün önündeki etkinliğe saldırarak gerçekleştirdiniz. Evet, Kürt'ün halayı da politiktir, evet ama bu halaya saldırınızın amacını da biliyoruz. "Slogan" diyorsunuz, verilen AİHM kararlarını, Anayasa Mahkemesi kararlarını, Yargıtay kararlarını tanımıyorsunuz. Yeni bir yargısal rejimi yaratma derdindesiniz, bunun peşinden koşuyorsunuz. Yarattığınız bu dönem sizi demokrasiye, adalete, hukuka, refaha götürmez. Bu ülkede barış istiyorsanız, adalet istiyorsanız, demokrasi istiyorsanız hukuka dönmelisiniz, Kürt düşmanlığından vazgeçmelisiniz. Bunu yapmadığınız sürece de bu ülkeye demokrasi de adalet de hukuk da gelmiyor.

Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)