GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:112
Tarih:29.07.2024

CHP GRUBU ADINA GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Saadet Partisinin verdiği araştırma önergesinin içeriğinde aslında 2 tane önemli konu var. Birincisi, yokluk ve yoksulluk üzerine, ikincisi de AK PARTİ'nin kadrolarının pervaz tanımaz şımarık tavırlarından kaynaklı. Aslında, Cumhuriyet Halk Partisinin grubundan bu tarafa doğru baktığınız zaman parti ayrımı yapmaksızın kendi illerinde siyasette etki alanı oluşturan, emek veren, bedel ödeyen insanları burada milletvekili olarak karşımda görüyorum ama bu tarafa baktığınız zaman, milletvekilliğini daha çok özel statülü devlet memurluğuna çevirmiş bir zihniyetle seçilmişleri görüyorum. Bunun nedenini şöyle açıklayayım: Geçmişte AK PARTİ'nin kuruluş yılına, 2001 yılında gittiğiniz zaman, 2002 yılından itibaren Parlamentodaki yapısına baktığınız zaman gerçekten iyi bir kadroya sahiplerdi yani devlet geleneğinden gelen, bürokrasiden gelen, siyasi gelenekten gelen, dava adamlığından gelen isimler vardı; mesela, Cemil Çiçek vardı, Abdülkadir Aksu vardı, Köksal Toptan vardı, Hüseyin Çelik vardı, bunun gibi birçok isim vardı ama şimdi baktığınız zaman tamamen özel statülü devlet memurluğuna dönmüş; elini kaldır, elini indir. Bu mantıkla, zihniyetle siyaset yapan bir partiyle karşı karşıyayız.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Ama ön yargı.

GÜRSEL EROL (Devamla) - Gruba bakıyorum yani salon bomboş; ya, bir kanun görüşmesi var, Grup Başkan Vekili "evet" oyu kullanırken, elini kaldırırken eğer görmüyorlarsa kaldırmıyorlar veya "hayır" oyu kullanacaksa yine kaldırmıyorlar. Neye "evet" verdiğini ve neye "hayır" diye oy kullandığını bilmeyen bir grupla karşı karşıyayız. Birincisi, siyaseten bunu değerlendireyim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

İkincisine geleyim.

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Yalan konuşuyorsun.

GÜRSEL EROL (Devamla) - Sevgili milletvekilleri, ben çoğunuzu seçim bölgenizden de biliyorum, yaptığınız işlerden de biliyorum.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Nereden biliyorsun, nereden?

GÜRSEL EROL (Devamla) - Siyaseti nasıl kullandığınızı da biliyorum, hepinizi biliyorum, merak etmeyin. (CHP sıralarından alkışlar) Ben burada bir değerlendirme, bir tespit yapıyorum.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Gürsel Bey, onlar senin ön yargıların. İnsan ön yargıları...

GÜRSEL EROL (Devamla) - AK PARTİ'deki milletvekilliği kendi alanında, bölgesinde, seçim çevresinde, sokakta karşılığı olan, emek verilmiş, geçmişteki kadrolarınız gibi dava adamlığı değil, özel statülü devlet memurluğu, işini gücünü takip edecek bir makam olarak görüyorum. Bununla ilgili aksi düşünceniz varsa burada anlatırsınız.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - On beş günde bir yarım saat Meclise gelerek bu lafı söylüyorsun.

GÜRSEL EROL (Devamla) - Geleyim yokluk ve yoksulluk meselesine. Bunun en güzel örneği ne biliyor musunuz yani özel statülü devlet memuru olduğunuzun en güzel örneği; hayvan hakları kanun teklifine burada evet demeniz.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Yalan konuşuyorsun, yalancısın.

GÜRSEL EROL (Devamla) - Eminim ki...

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Gel, burada hepsi. Gel, gel hadi gel. Sen biliyor musun acaba? Kanunu okudun mu bir kere?

GÜRSEL EROL (Devamla) - ...evinizde köpeği olan çocuklarınızın yüzüne bakamayacak şekilde mahcubiyet yaşarken ama bunu bir parti politikası olarak düşündüğünüz için asla kendi iradenizle oy kullanamazsınız. Öyle bir cesaretiniz de yok, öyle bir yüreğiniz de yok. Bunu açık ve seçik net söylüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - On beş günde bir yarım saat geliyor, burada hakaret ediyor ya. Ayıp yaptığın ya! Tecrübeli vekilsin bir de tecrübeli.

GÜRSEL EROL (Devamla) - Başkanım bir dakikanızı daha rica edebilir miyim?

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

GÜRSEL EROL (Devamla) - Ayrıca, yokluk ve yoksulluğa gelelim. "CHP" deyince aklınıza ne geliyor? Sevgili milletvekilleri, size soruyorum CHP'nin iktidarlarında "CHP" deyince aklınıza ne geliyor?

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Zam, zulüm.

GÜRSEL EROL (Devamla) - Kuyruklar geliyor değil mi? Evet, bizim dönemimizde kuyruk vardı var. Bizim dönemimizdeki kuyruk ne zaman vardı? 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekâtı'nda. Bütün dünya ülkelerinin ambargosuna rağmen dünyaya meydan okuyarak Kıbrıs Barış Harekâtı'nı yaptı; Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan Kıbrıs'ın Beşparmak Dağlarına milliyetçiliği yazdılar. (CHP sıralarından alkışlar)

ALİ TEMÜR (Giresun) - O CHP yok bugün.

GÜRSEL EROL (Devamla) - Ve bütün ambargo ülkelerinin ambargo uyguladığı zaman nerede ambargo vardı? Yağda, gazda, petrolde ama insanların alım gücü vardı, alım; cebinde parası vardı, alım gücü vardı, yoksulluk yoktu, yokluk vardı çünkü parası var, alacağı mal yoktu. Peki, şimdi ne var? Her şey var marketlerde, her şey var tezgâhlarda ama fakirlik var, yoksulluk var, alım gücü yok insanların...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜRSEL EROL (Devamla) - Onun için elinizi vicdanınıza koyarak süreci değerlendirmenizi rica ediyorum. Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)