| Konu: | Tiyatrocu Kenan Işık'ın vefatına, mavi vatan tartışmasına; İsrailli bakanların, Cumhurbaşkanına karşı diplomatik normlarla bağdaşmayacak küstah ifadelerini kınadıklarına, Türkiye'nin güçlü olmasının bölge açısından çok büyük bir önem ifade edeceğine, olimpiyatlardan gelen güzel haberlere, daha başarılı olimpiyat oyuncuları çıkarabilme konusunun masaya yatırılması gerektiğine ve oyuncuların kıyafetlerine, Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin genel gerekçesine ve Saadet Partisinin konuyla ilgili düşüncelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 112 |
| Tarih: | 29.07.2024 |
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, usta tiyatrocu, sinema oyuncusu Değerli Kenan Işık'a rahmet dileyerek başlamak istiyorum. On yıllık bir yaşam mücadelesi bugün maalesef sona erdi. Ben kendisine Allah'tan rahmet, ailesine, sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyorum.
Evet, mavi vatan tartışması oldu. Çok kısa bir mesaj vereceğim. Mavi vatan bizim için anavatanın bir parçasıdır. Yayılma değil, masal değil, iç çekişmelere heba edilmeden millî bir siyaset çizgisidir. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Tabii, biz burada iktidara muhalefet yapıyoruz, yapıcı bir muhalefet anlayışı ortaya koyuyoruz ancak dış siyasette ülkemize karşı yönelmiş tehditlerde, saygısızlıklarda da birlikte hareket edebilmeyi becerebilmeliyiz diye düşünüyorum. İsrailli bakanların Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı diplomatik normlarla bağdaşmayacak küstah ifadelerini buradan kınamak istediğimizi ifade ediyorum; kınıyoruz bu saygısızlığı. İsrail ne yaparsa yapsın soykırım suçunun, insanlık suçunun üzerini örtemeyecektir. Soykırım suçlusu Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer hem insanlık vicdanında hem tarih önünde hem de uluslararası mahkemelerde hesap vereceklerdir.
Tabii, burada bir şeyi ifade etmek istiyorum: 2002 yılında üniversiteye başladım. Ben 2003 yılında İkinci Körfez Savaşı başladığı dönemde iktisat hocamız şöyle bir şey söylemişti: "Türkiye'nin millî geliri 1 trilyon dolar olsaydı yani güçlü bir Türkiye olsaydı Amerika 10 bin kilometre öteden gelip Irak'ı vuramaz." demişti. Şimdi, burada Türkiye'nin güçlü olması bölge açısından çok büyük bir önem ifade etmesi açısından önemli bir örnekti. Bugün de Türkiye, eğer beş, altı, on sene önceki gücünde olsaydı, diplomatik gücünde olsaydı, bu ekonomik krizi yaşamasaydık, bu kadar savrulmasaydık, sanırım sözümüz bölgede daha fazla dinlenirdi, İsrail de bu kadar rahat hareket edemezdi diye düşünüyorum. Bunu da özellikle ifade etmek istiyorum.
Olimpiyatlardan güzel haberler geliyor, inşallah, bu haberler devam edecektir. Atıcılıkta bir madalya garantisi oldu, inşallah altın olur. Yine, filenin sultanları 2-0 geriden gelip 3-2 kazanarak bizi mutlu ettiler. İnşallah, buradan güzel haberler gelmeye devam edecektir.
Ben dün burada olimpiyatlarla ilgili paylaştığımı düşünüyorum, tekrar paylaşmak istiyorum. Olimpiyatlara neden az sporcu katılıyor, neden az sayıda başarı elde ediyoruz, madalya kazanıyoruz? Bunu masaya yatırmak zorundayız; burada yapıcı, yapısal düzenlemeler ortaya koymak zorundayız, burada Türkiye Büyük Millet Meclisine de bu konuda düzenlemeler yapma görevi düşüyor diye düşünüyorum. Bu anlamda bakanlıkların sorumlulukları var, belediyelerin sorumlulukları var. Daha başarılı olimpiyat oyuncuları çıkarabilmek için bu konuyu masaya yatırmamız gerektiğini tekrar ifade ediyorum.
Oyuncularımızın kıyafet konusunu dün burada eleştirmiştik, bu konuda iktidarıyla muhalefetiyle aynı düşünüyoruz diye düşünüyorum. Türkiye Millî Paralimpik Komitesi bu gelişme üzerine 28 Ağustos 2024'te başlayacak Paris Paralimpik Oyunları'nda Millî Takım oyuncularımızın giyeceği kıyafeti değiştireceğini paylaştılar. Bu, önemli bir gelişme. Tabii, bu eleştirimi tekrarlayacağım. Buradaki temel sorun, bir siyasi akıl sorun arkadaşlar yani bir organizasyonun her ayrıntısı sonuna kadar incelenir, bakılır ama burada, buna bakan yetkililer bakmamış mı? Bakmaması ayrı bir sorun; bakıp kabul ettiyse o da apayrı bir sorun. Buradaki temel sorun, maalesef bir siyasi akıl sorunudur.
Aynı siyasi akıl sorununu sokak hayvanlarıyla ilgili yaptığımız kanun konusunda da görüyoruz. Dün ben eleştirdim, onunla tamamlayacağım. Ya, genel gerekçeye baktığınızda, şu genel gerekçeyi okuyan birisi yani genel gerekçenin içerisindeki ifadelerden "Burada ötenazi mi yapılacak, itlaf mı olacak?" diye bir kaygıya kapılıyor. Ya, o kadar kötü bir genel gerekçe hazırlanmış ki ya bu iletişim hatası niye yapılır, bu stratejik hata niye yapılır; anlayabilmiş de değilim onu söyleyeyim. Ben arkadaşlarımızın böyle de toplu itlaf gibi bir düşüncede olduğuna inanmıyorum ama bu siyasi akıl sorununa da dikkat çekmek istiyorum. Bizim bu konudaki düşüncemiz net: Hem sokakları güvenli hâle getirelim hem de can dostlarımıza bize yakışır şekilde, değerlerimize yakışır şekilde güvenli yaşam alanları oluşturalım diyorum. Etkin kısırlaştırmanın kararlı bir şekilde, eş zamanlı bir şekilde yapılması gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Başkanım, toparlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Can dostlarımıza özel yaşam alanları oluşturulması gerekiyor, sokakların güvenli hâle getirilmesi gerekiyor, barınaklarla ilgili, bu özel yaşam alanlarıyla ilgili kaygıların giderilmesi gerekiyor, buradaki koşulların iyileştirilmesi gerekiyor, bu eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Merkezî yönetim ile yerel yönetim arasındaki koordinasyonun kanunda daha belirgin hâle getirilmesi gerekiyor; bu iş tek başına belediyelerin yapacağı bir iş değildir, merkezî yönetimin elini taşın altına koyması gerekiyor, bu tek başına olacak bir iş değildir. Bu anlamda kanun bu hâliyle eksiktir, biz bu itirazlarımızı dün buradan yapıcı bir şekilde ifade etmek istedik yoksa hepimiz bu sorunun çözümünü istiyoruz, sokakların güvenli hâle gelmesini istiyoruz. Bunu da tekrar ifade ediyorum.
Başkanım, teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.