GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Bekir Bozdağ'ın, kanun teklifinin bütünü üzerindeki söz taleplerinin dikkate alınıp alınmamasıyla ilgili tutumu hakkında usul görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:111
Tarih:28.07.2024

ERKAN BAŞ (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bütün Türkiye'nin gözleri Mecliste, önemli bir kanun teklifi görüşüyoruz. Kanunun içeriğine ilişkin de çokça tartışacağız ama içeriğe geçmeden önce bir kere usulen doğru yapmamız lazım.

Bakın, değerli arkadaşlar, Meclis yüz iki yıllık tarihinde temmuz ayının sonunda bir pazar günü belki 1 kere, belki 2 kere çalışmıştır yani alelacele bir kanun geliyor; kırk sekiz saat süresi var İç Tüzük'e göre, kırk sekiz saat geçmeden buraya çoğunluk oylarıyla indiriyorsunuz. Komisyonda sabahlara kadar tartışılıyor, halkın katılımının önü kapanıyor, Meclis tarihinde bir ilk "Televizyon bozuldu." deniyor. Türkiye Büyük Millet Meclisine şu anda halkın girmesi yasak, kapatıldı. Şimdi, ben de söz aldım, önergelerimizi işleme almıyorsunuz, söz hakkı kullanmamıza izin vermiyorsunuz. Bu kadar arka arkaya usulsüzlük, bu kadar arka arkaya etrafından dolandığınıza göre bir kere yakalandınız, bir korkunuz var. Güvenseniz, yaptığın işe güvensen "Herkes görsün, herkes duysun, ben herkesin gözü önünde tartışayım, anlatayım, ikna edeyim." diye uğraşırsın; siz her aşamasında, bakın, kanunun her aşamasında gözlerden kaçırmaya, arada derede halletmeye çalışıyorsunuz.

Şimdi, bakın, size bir şey söyleyeceğim: Bir yılını doldurdu buradaki en yeni milletvekili; hiç İç Tüzük 81'e göre yani normal kanun yapmadınız, farkında mısınız? Hiçbiriniz normal kanun nasıl yapılıyor bilmiyorsunuz; hep, getir, temel kanuna çevir. Aradaki fark ne biliyor musunuz arkadaşlar? Normal kanun yapsak her madde üzerinde bütün gruplar konuşacak, artı, 7 tane önerge olabilecek her madde üzerinde. Siz ne yapıyorsunuz? "Aman, konuşmayın, olabildiğince alelacele olsun." Mesela hiç düşündünüz mü; bir yıl bir aydır milletvekilisin, daha bir tane kanun yapmamışsın, hep temel kanun; neden? Çünkü hep aynı mantıkla davranıyorsunuz arkadaşlar.

Şimdi, bakın, esas, burada usul açısından tartışma... Halkımız şunu bilsin: Biraz önceki sayın hatibe, vekilimize çok teşekkür ediyorum, çok güzel anlattı "Kanun verilir verilmez AK PARTİ'den 7 kişi koşuyoruz biz, önerge veriyoruz." dedi. Niye veriyorsunuz? Hiç konuşuyor musunuz önergeler üzerine? Hayır. Niye veriyorlar? Başkaları önerge veremesin ve konuşmasın diye. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Çok ayıp değil mi arkadaşlar ya, çok ayıp değil mi? Kullanmayacağınız bir hakkı gasbediyorsunuz, başkası kullanmasın diye. Buna da "kapatma önergesi" diye afili bir isim bulmuşlar değerli arkadaşlar. Bakın, eğer bu olmasaydı biz önerge verebiliyorduk; herkes, her vekil. Ayrıca siz bir parti grubu üyesisiniz ama milletvekilisiniz, kendi adınıza da önerge verebilirsiniz; kendi adınıza önerge vermeniz de engellenmeye çalışılıyor. O yüzden, değerli arkadaşlar, ben gerçekten şunu çok önemli buluyorum. Yine Sayın Vekil, size teşekkür ediyorum, çok güzel açıkladınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Baş, lütfen tamamlayayım.

ERKAN BAŞ (Devamla) - Bakın, temel kanun hâline döndüğü andan itibaren -burada şimdi 5-6 tane parti grubu var- zaten 2 olan hak... Gruplara ayrıca 1 hak tanınıyor. Ama siz eğer "Biz burada temel kanun olarak görüşeceğiz." derseniz hiçbir milletvekilinin önerge verme hakkı yok. Aynen sayın vekil -tutanaklara bakın- böyle söyledi. Yani burada milletvekilleri, önerge vermesin, milletvekilleri konuşmasın, milletvekilleri derdini anlatmasın diye büyük bir çaba içerisindesiniz.

Ezcümle, değerli arkadaşlar, bence, bütün Türkiye buraya bakarken sadece görüneni görmüyor, aynı zamanda sizin halkın gerçek sesinin burada yankılanmaması için, onların konuşamaması için yani şu hayvan katliamına "Dur!" sesi yüzünüze söylenmesin diye neler yaptığınızı da görüyor ama ne yaparsanız yapın, gerçeklerin kötü bir huyu var, elbet bir gün açığa çıkıyor. Bir de demedi demeyin, arkadaşlar, bozduğunuz kantar, gün gelir sizi de tartar; ben de sizi uyarmış olayım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERKAN BAŞ (Devamla) - Başkanlık Divanının aleyhine... (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)