GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:110
Tarih:27.07.2024

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, teklifin 29'uncu maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Bu maddeyi kaleme alanlar uzun yıllardan beri yoksulluğa, açlığa, sefalete mahkûm ettikleri emeklilerimize lütfetmişler, 2.500 Türk lirası sadakayı layık görmüşler. Böylece, emekli aylıklarının 10.000 Türk lirasından 12.500 Türk lirasına çıkarılmasına hükmetmişler. Doğrusu, ben bu hükmü mealen sizlere aktarırken kalbim acıyor, vicdanım sızlıyor ama ne yazık ki bizi yönetenler, sadece hukuka olan bağlılıklarını değil, aynı zamanda vicdanlarını da kaybetmiş olmalılar ki böyle hükümleri karşımıza getirebiliyorlar.

Bugün, sabahki oturumları izlerken doğrusu çok şaşkınlığa sürüklendim. Bir sayın milletvekili -çoğunluk partisinden- Somali'ye ilişkin tezkereyi savunurken Somalili yurttaşların refahını savunan ifadelere yer verdi, çok dokunaklı ifadelerdi. Ne tuhaf bir paradoks bu sayın milletvekilleri. Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarını açlığa ve sefalete mahkûm görelim, onları buna layık görelim ama Somalili yurttaşların refah içinde yaşamaları için mücadele edelim. Ne diyeyim, bilmiyorum; Allah sizi ıslah etsin.

Değerli milletvekilleri, hepinizin çevresinde emekliler var. Benim de çevremde çok. Ben, o emekli yurttaşlarımızın hazin tablosunu üzülerek izliyorum. Sebze-meyve pazarlarının kapanış saatlerini bekliyorlar; mahcubiyet içinde, pazar esnafının oraya bıraktığı, terk ettiği bozuk ve çürümüş meyve ve sebzeleri topluyorlar. Yaşları 70, 80, 90 olan emekliler kışın ayazda, yazın sıcakta sabahın köründe kuyruklarda bekliyorlar. Ne için biliyor musunuz? Et ve Süt Kurumundan bir avuç kıymayı daha ucuza almak, Tarım Kredi Kooperatiflerinden bir kutu yumurtayı daha ucuza alabilmek için. Gene, bu emekli yurttaşlarımız belediyelerin halk ekmek büfelerinden biraz daha ucuza ekmek alabilmek için saatlerce kuyrukta bekliyorlar hatta bir kısmı askıda ekmekleri almaya razı oluyor mahcubiyet içinde. 60-70 yaşlarındaki emeklilerimiz evlerine üç kuruş daha götürebilmek için kayıt dışı ekonomi içinde günde on iki-on dört saat çalışmaya razı oluyor; bu nasıl hazin bir tablo? Oysa Anayasa'mız 2'nci maddesinde sosyal devlet ilkesine yer veriyor ve bu ilke devlete neyi emrediyor biliyor musunuz? Ekonomik ve sosyal dengeleri koruyacak, ekonomik ve sosyal adaleti sağlayacak politikaları izlemeyi emrediyor. 5'inci madde devlete diyor ki: "Temel hakların önündeki maddi ve manevi engelleri kaldırmakla mükellefsin." Peki, bizi yönetenler ne yapıyorlar? Bizi yönetenler bu hükümleri görmezden geliyorlar ama bugünkü gazetelerde yazdı, hepiniz de okudunuz, servetine servet katacak büyük inşaat firmalarının vergi külfetlerini sıfıra indiriyorlar. 20 büyük inşaat firması 2023 yılında, bunlardan 8'i hiç vergi ödememiş. Biz "Emekli yurttaşlarımızın ücretleri hiç değilse asgari ücret seviyesine çıkarılsın." dediğimizde bizi yönetenler diyorlar ki: "Kasada para yok, bütçe para yok." ama servetine servet kattıkları o büyük büyük firmaların vergi yükümlülüklerini bir kalemde silebiliyorlar. Ne diyeyim, bir kez daha söylüyorum: Allah sizi ıslah etsin. Bizim önerimiz: Emekli yurttaşlarımızın maaşlarının en az asgari ücret seviyesine çıkarılması -17 bin Türk lirası olarak- ama bunun dahi yeterli olmadığını biliyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)