GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:109
Tarih:26.07.2024

KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Değerli halklarımız, emekçilerin ve tüm ezilen halkların sesi olan partimiz, adalet ve ekmek buluşmaları yapıyor. Bu buluşmalardan size bahsetmek isterim. Ekmek ve adalet buluşmalarıyla bu ülkede sesi, sözü duyulmayan ve sahip çıkılmayan halkların, emekçilerin, çiftçilerin, esnafın sorunlarını dinliyoruz; onlarla Türkiye'nin dört bir tarafında buluşuyoruz ve bu sorunlara hep birlikte çözüm bulmaya çalışıyoruz. İşte, bu çözüm bulmaya çalıştığımız emekçilerden önemli bir kesim de ev işçileri. Yani aslında "ev işçisi" deyince bazıları anlamıyor çünkü kendilerine işverenlerin dahi adını anmadığı, "kadın" diye hitap ettiği, adı dahi olmayan ev işçileri, daha yakın zamana kadar işçi bile sayılmayan ev işçileri. Ev işçilerinin yaşadığı sorunlardan bahsetmek isterim ve ev işçilerinin sorunlarını gündem yapan "Ev işi iş; ev işçisi işçidir." mücadelesi veren İmece Ev İşçileri Sendikasının kurucularından ve önceki dönem milletvekilimiz, Kobane kumpas davasıyla yargılanan ve sürgünde yaşamak zorunda olan Serpil Kemalbay yoldaşıma da buradan selam göndermek isterim. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

İşte, biz öyle bir partiyiz ki emekçinin sözünü üreten, onun örgütlenmesi için, güvenceli bir yaşam sürmesi için bir arada mücadele eden partiyiz. Partimiz olur olmaz davalarla hedef gösteriliyor ama tüm bunlara rağmen biz mücadeleye ve özellikle bir arada mücadele etmeye devam ediyoruz.

Şimdi, ev işçileri... ILO'nun bir sözleşmesi var, C189. Bu sözleşme Türkiye tarafından imzalanmamıştır. Bu sözleşme "Ev işini hane veya hanelerde veya haneler için yapılan şeyler iştir." diyor ve geniş bir tanım yapıyor. Bu geniş tanımın kendisi bir istihdam ilişkisi içinde ev işi yapan kişileri de ev işçisi olarak belirliyor ve bu ev işçisi olarak belirlemesinden kaynaklı iş kanunlarıyla onların haklarının korunması ve güvencelerinin sağlanması için gereğinin yapılması gerektiğini söylüyor.

Bakın, verilere göre, dünya genelinde sayıları 76 milyona ulaşıyor. Türkiye'de sayıları 1 milyonun üzerinde olan ev işçileri var ve bu ev işçilerinin çoğunu, yüzde 90'ını Türkiye'de kadınlar oluşturuyor. Ancak, Türkiye'deki cinsiyetçi yaklaşımlar yüzünden ev emeği görünmüyor. Hatta ve hatta birilerinin "ev kadını" dediği, bizim şiddetle reddettiğimiz, ev işçisi olan, hiçbir ücret karşılığı almayan... Bakın, ben de bir ev işçisiyim çünkü evimdeki işi yapıyorum, bedavaya yapıyorum. Bu bedavaya yapma hâli, kapitalizmin kendini yeniden üretirken büyük kârlar elde etmesine yol açıyor ve hiçbir güvencesi olmadan pek çok kadın -emeklilik hakkı dahi olmadan- yaşamak zorunda kalıyor. Ancak başkalarının evine, hanesine temizliğe giden, birilerinin "gündelikçi" ya da "kadın" dediği ev işçileri ise tamamen bu sosyal güvencelerden yoksun bir şekilde çalışmak zorunda kalıyor.

Şimdi, 6252 sayılı bir torba yasa geçti ve bu torba yasada "on gün altı" ve "on gün üstü" diye bir ayrım yapıldı yani ev işçileri için belli haklar veriliyormuş gibi gözüktü ancak on günden az çalışanlara sosyal güvence hakkı verilmedi. Bu sosyal güvence hakkının verilebilmesi için on günün üstünde çalışma şartı kondu. Biz bunun da kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz. Bütün ev işçilerinin sosyal güvenceleri olmalı çünkü ev işçileri cinayete, iş kazaları vesilesiyle iş cinayetlerine maruz kalıyorlar. Bakın, aynı zamanda ev işçileri çalıştıkları evlerde öldürülüyorlar. Bunun son bir örneğini biz Beylikdüzü'nde gördük. Beylikdüzü'nde iş için gittiği evde Fethi Dağlı tarafından öldürüldü ev işçisi Erva Raziye Asar. Cenazesi çok sonra bulundu, parçalanmış hâlde bulundu. Bakın, inanılmaz şeyler yaşanıyor bu ülkede.

Bir diğeri, maalesef, kamuoyunun daha çok bildiği örnek, 2019 yılında göçmen bir ev işçisi olan Nadira Kadirova'nın başına gelenler. Nadire Kadirova, AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal'ın evinde ölü olarak bulundu ve şüpheli bir ölümdü bu ve bu ölümün üstü örtüldü, bütün şüpheler araştırılmadı, olay yeri incelemesi yapan sağlık ekipleri ve polislerin ifadeleri alınmadı, bu davadan takipsizlik çıktı ve aile AYM'ye başvurdu ve maalesef sonuç alamadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Konukçu, lütfen tamamlayın.

KEZBAN KONUKÇU (Devamla) - Biz parti olarak bütün çalışanlar ve çalışmayan yani işsiz işçiler için güvence isteyen bir partiyiz. Bu ülkede yaşayan bütün insanların, bakın, sadece vatandaşlar demiyorum, bütün insanların güvencesi olmak zorunda; iş güvencesi, sağlık güvencesi ve eğer bir iş sağlayamıyorsak gelir güvencesi olmak zorunda. Ev işçilerinin de sağlık güvencesi, meslek hastalığına karşı güvenceleri olmak zorunda. Bakın, ev işçileri camdan düşerek ölüyorlar, sigortası olmadığı için, orada çalıştığı kayıtlara geçmediği için bu kaza olarak dahi geçmiyor. "Evime gelmişti, komşuydu, camdan düştü." diye geçiyor kayıtlara. Bunun kabul edilemez olduğunu düşünüyorum.

Son kez şunu söylemek isterim emekçilere: Güvencesiz değilsiniz, güvencesizlerin güvencesi, kimsesizlerin kimsesi DEM PARTİ var, her zaman yanınızdayız.

Hepinizi selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)