| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 26.07.2024 |
DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yangından mal kaçırırcasına vergi paketini konuşmaya devam ediyoruz. Keşke 40-45 derece sıcakta, güneşin altında, insanlık dışı koşullarda çalışan mevsimlik işçilerin sorunlarını ve çözüm önerilerini konuşsaydık, şu an konuştuğumuz konulardan daha yararlı, daha isabetli olurdu ama iktidarın ajandası küçük hesaplarla dolu.
Urfa, bildiğiniz gibi, ülkenin en verimli, en geniş tarım arazilerine sahip bir kent; kendi kendini doyurmaya yeter, artar bile fakat maalesef ki yiyecek ekmek, geçinecek para bulamayan Urfalılar her yıl batıya "Üç beş kuruş kazanırım." umuduyla gidiyor. Sadece Urfalılar değil, işsizliğin en yoğun olduğu Mardin, Diyarbakır, Batman, Siirt'ten de her yıl binlerce insan Karadeniz'e, İç Anadolu'ya ve Çukurova'ya karnını doyurabilmek için gidiyor. İstediğiniz kadar reddedin, istediğiniz kadar inkâr edin. Bu ülkede neden hep karnını doyurmak için yaban ellere gitmek zorunda olan bölge halkı var? Çünkü bölgede yatırım yok, çünkü bölgede istihdam yok. "Yazın biraz para kazanırım." umuduyla bütün ailesini, çocuğunu bir kamyonetin sırtına yükleyip kendisinden ne beklediğini bile bilmediği mevsimlik yerlere göçen Kürtler ve bölgede yaşayan Arap halkı var; bu, meselenin bir boyutu.
Diğer boyutuna gelince ise açlığa, sefalete sürüklediğiniz bölge halkı batıya gidip çalışınca ırkçılıkla karşı karşıya kalıyor. Kaç defa burada bunları dile getirdik, bunlarla ilgili önergeler verdik fakat bunlarla ilgili maalesef hiçbir önlem alınmadı. Birkaç yıl önce Mardin'den Sakarya'ya fındık toplamak için giden aileye saldıranlara ne oldu? Darbedilenler kim? Bawer, Rojin ve daha 14 yaşındaki Şilan ve onların aileleriydi. Peşine düştünüz mü? Düşmediniz. Aileye bir "Geçmiş olsun." dediniz mi? Demediniz. İki yıl önce yine Afyon'da Diyarbakırlı, Mardinli aileler "Kürtçe konuşuyor." diye toprak sahipleri tarafından lince uğradı, 7 kişi hastanelik oldu. "Ne oluyor orada?" dediniz mi? Demediniz. Mesela, haberlerde hiç şunu duyuyor musunuz? "Afyonlu işçiler Diyarbakır'da linç edildi." Duymuyorsunuz. Ya da "Ordulu mevsimlik tarım işçileri Urfa'da darbedildi." diye bir haber okudunuz mu? Okumadınız çünkü böyle şeyler olmuyor. Kendi verimli topraklarında aç bıraktığınız bölge halkının trajedisini izlemeye devam ediyorsunuz. Bizler gidip konuştuğumuzda bize aynen şunu diyorlar: "İnşallah bu sezon linç edilmeyiz." Can korkusuyla gittikleri yerlerde karşı karşıya kaldıkları muamele ne peki? İktidar bunlarla ilgili herhangi bir güvence almadığı için ziraat odaları, dernekler kendilerince bir fiyat belirliyor. Mesela, Çukurova için 10 tane dernek bir araya geliyor, diyor ki: "Bu mevsimlik tarım işçilerinin günlük yevmiyesi 667 lira olsun." Bunların tamamını aldığını varsaysanız bile aylık 20 bin liraya tekabül ediyor fakat sigorta yok, güvence yok; çadırda kendi yemeklerini kendileri alarak, kendi temizlik ihtiyaçlarını karşılayarak yaşamaya çalışıyorlar. Üstelik günde on beş-on altı saat çalışıyorlar ve sadece yatmak için çadıra gidiyorlar. Kaldı ki bu 667 lirayı da kimse vermiyor yani sadece ve sadece verdikleri, ellerine geçen para maalesef ki 500 lira bile olmuyor. 21'inci yüzyılda yaşam koşulları ayaklar altında. Buradaki mevsimlik işçiler yıkanmak için bidonlarla su taşımak zorunda kalıyor. Mahremiyet desen yok, dinlenme hakkı yok, sağlık hakkı sıfır. Mevsimlik tarım işçisi kadınların ve kız çocuklarının durumu ise içler acısı; hiçbir mahrem hak yok, kadınların giyinip soyunabilecekleri bir alanları bile doğru düzgün yok; yine, kadın sağlığına dikkat edebilecekleri en ufak bir insani yaşam koşulları bile yok. Üstelik bütün bu zulümler yetmezmiş gibi, yollarda ölüyorlar. Bakın, son on yılda en az 1.900 mevsimlik tarım emekçisi yaşamını kaybetti. Geçen gün de ifade ettik, daha iki gün önce Urfalı 2 kız çocuğu traktör devrilince altında kaldı. Yine, geçen hafta Diyarbakır'da mevsimlik işçileri taşıyan minibüs devrildi, 7 kişi ağır yaralandı. Nisan ayında Kızıltepe'den Manisa'ya giden minibüs Adana'da uçuruma yuvarlandı ve Mardinli Zeynettin Çakıl ve Zozan Sakin yaşamını yitirdi. Darbedilenler, yaşamını kaybedenler Zozanlar, Rojinler, Bawerler. Bu, bir kader değil. Mevsimlik tarım işçiliği bölge halkına reva gördüğünüz yaşam biçimidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kunt Ayan, tamamlayın lütfen.
DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Topraklarımızı kendimiz ekmek, doğduğumuz yerde doymak istiyoruz. Bir an önce bölgedeki verimli tarım arazilerinin aktifleştirilmesi için teşvikler yapılmalı. Mevsimlik tarım işçiliği için ivedilikle yasal düzenlemeler yapılıp maaş ücretlerinin buradan belirlenmesi ve insani çalışma koşullarının düzenlenmesi gerekiyor.
Her sene gördüğümüz, yaşadığımız manzaraları yaşamamak adına Meclisi acilen göreve davet ediyoruz.
Teşekkürler. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)