GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:109
Tarih:26.07.2024

MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 20'nci maddesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, teklifin 20'nci maddesiyle 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 30'uncu maddesinin birinci fıkrasına bent ilavesiyle beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi, indirilemeyecek katma değer vergisi kapsamına alınmaktadır. Bağlantılı şekilde, 20, 21 ve 22'nci maddeleriyle, beş yıldan daha fazla devreden katma değer vergisi tutarlarının belirlenen koşullar ve vergi incelemesi yapılmak şartıyla gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet olarak dikkate alınmasına yönelik düzenleme öngörülmektedir.

Bilindiği üzere, KDV uygulamasında katma değerin vergilenmesi esas olup bu amacı sağlamak üzere mükelleflerin mal ve hizmet alımları sırasında ödedikleri katma değer vergisinin mal ve hizmet satışları nedeniyle hesapladıkları katma değer vergisinden indirilmesi ve bu indirimden artakalan, hesaplanan katma değer vergisinin Gelir İdaresine ödenmesi sistematiği, KDV'nin en temel özelliklerindendir. Ancak mükelleflerin satışını gerçekleştirdikleri mal ve hizmetlerin KDV oranının alım sırasında ödedikleri KDV oranından düşük kalması ya da özellikle yatırım dönemi gibi işletmeye henüz geçilmeyen dönemlerde katlanılan KDV tutarları, bu mükellefler açısından hesaplanan katma değer vergisinin yetersizliği nedeniyle önemli finansal yük oluşturmaktadır. KDV uygulamasında, dolaylı bir vergi olması sebebiyle, esasen, nihai tüketici üzerinde kalması beklenen KDV tutarı, belirtilen nedenlerle üzerinde KDV yükü kalmaması gereken, taşıyıcı yük rolü olan vergi mükellefi üzerinde kalır hâle gelmektedir. Bu mahzurun kaldırılması, uzun yıllardır indirilemeyen KDV'nin işletmelerimiz üzerinde oluşturduğu o finansman yükünün azaltılması ve işletmelerin nakit finansman ihtiyacının karşılanması amacıyla, devreden KDV tutarının mükellefe iadesine ilişkin düzenlemeler yapılması gerektiği öncelikle değerlendirilmelidir.

Beş yıldan fazla devreden KDV indiriminin engellenmesi, işletmeler üzerinde yaratılan finansman yükünün kalıcı hâle gelmesi anlamına gelmektedir. Ayrıca, evrensel bir hukuk ilkesi olan mülkiyet hakkı kapsamında da mükelleflerin mülkiyetlerinde olan ve fakat devletten iadesini veya vergiden indirim hakkını içeren devreden KDV'nin talep edilebilmesine ilişkin bir düzenlemenin yapılması gerekirken indirim hakkının engellenmesi, elinden alınması Anayasa'ya da aykırılık teşkil edecektir. Bu düzenlemenin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle korunan mülkiyet hakkına da aykırılık teşkil ettiği açıktır.

Mükellefler tarafından devreden KDV'nin iadesi beklenirken indirim hakkının da engellenmesi yanlıştır. Devir hakkı engellenen bu KDV'nin sadece vergi incelemesi yoluyla gider veya maliyet yazılabilmesine imkân tanınması, mükellef mülkiyetinde olan KDV hakkının da yüzde 70'inin yok edilmesi anlamına gelmektedir. Mademki inceleme yapıyorsunuz ve işlemler doğru, bunun yüzde 100'ünü indirim konusu yapmama gerekçenizin açıklanması mümkün değildir.

Değerli milletvekilleri, vergi hukukunda zaman aşımı devlet işlemlerine karşı mükellefi koruyan bir müessesedir. Getirilen sınırlama düzenlemesiyle mükellefin sahip olduğu indirim hakkı elinden alınmaktadır. Evet, mükellefler bu sorunun çözülmesini istiyor; istiyor ama sizin anladığınız gibi değil. Mükellef, bu sorunun gelir ve kurumlar vergisinden indirilerek çözülmesini istiyor.

Yine, bu düzenlemeye ihtiyaç duymadan sorunun çözümü mümkündür. Şöyle ki: Hâlihazırda zaten kanuni olarak rapor düzenleme yetkisi bulunan yeminli mali müşavirlerin ve 3568 sayılı Kanun'da 7104 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik sonrasında rapor düzenleme yetkisi tanınan serbest muhasebeci mali müşavirlerin müteselsil sorumlulukları altında gerekli denetim, inceleme ve rapor düzenlemesi yoluyla da devreden KDV'nin iadesine imkân sağlanmışken, yeni taslakla hayata geçirilmesi planlanan beş yıldan fazla devreden KDV'nin vergi incelemesi sonucuna göre maliyet alınması önerisine katılmadığımızı da buradan belirtmek isterim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Erdem, lütfen tamamlayın.

MUSTAFA ERDEM (Devamla) - Neden? Zaten devletin mükellefi her zaman inceleme yetkisi vardır. Mükellefi tehdit edercesine "KDV iadesini istiyorsan incelerim." tehdidinin doğru bir uygulama olmadığını, bu uygulamanın aslında idarenin saygınlığı açısından da olumlu bir yaklaşım olmadığını düşünüyoruz.

Sonuç olarak, devreden KDV tutarının gider veya maliyet olarak dikkate alınması imkânı yerine hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden doğrudan tenzil imkânı verilmesi şekline dönüştürülmesinin yerinde olacağını düşünüyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)