| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetilyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 26.07.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konkordato talep eden firmalarımızın sayısı her geçen gün hızlı bir şekilde artıyor. Türkiye 2023 yılındaki konkordato talebi sayısını 2024 yılının mayıs ayında yani yılın ilk beş ayında yakaladı.
Ticaretiyle, sanayisiyle meşhur şehirlerimizde asırlık firmalar kapanıyor, o şehirlerimizden bir tanesi de Denizli. Denizli'de aynı dönemde 60 şirketimiz kapandı, 64 şirket de tasfiye edildi. Önemli ticaret, sanayi üslerimizden biri olan Denizli maalesef Ankara tarafından yıllarca ihmal edilmenin yükünü de taşıyor aynı zamanda, geçmişten alacaklı bir şehrimiz. Girişimci ruhu en güçlü kası olan şehrimizin sanayicisi enerjisiyle, gayretiyle verimliliği artırmak için mücadele ediyor. Bunun için ne yaparsa yapsın mevcut politikalardan, yönetimden, kaynakların kıtlığından ve bunun oluşturduğu ortamdan kaynaklı, şirket sayılarında açılanlar azalırken kapananlar artıyor. Sorun ne? Sorun şu arkadaşlar: Sanayicilerin uygulanan düşük kur politikası ve yüksek enflasyon arasında sıkışmış olmaları. Sanayici üretmekte zorlanıyor, bu yüksek faizle, bu düşük kur seviyesiyle ihracat yapmakta zorlanıyor. Sanayici yüksek kur talep etmiyor aslında, rekabet edilebilir kur talep ediyor, öncelikli sorunu da enflasyonun düşürülmesi olarak görüyor. Mevcut kurla, mevcut maliyetlerle rekabet mücadelesi veremiyor. Denizli'de üretilen bir makinenin fiyatı, İtalya ve Almanya'dan daha pahalı. Bizim üreticimiz bu şekilde nasıl ayakta kalacak? Üretim gücümüz nasıl korunacak? Bu ülke refaha kavuşacaksa ancak üretimle kavuşacak ve bu üretimi sağlayacak öncü güç sanayiciler. Ama sanayici konuttaki elektrik ve doğal gaz fiyatının 2 katına elektrik kullanıyor. Türkiye yıllarca ihracatta en iddialı olduğu tekstil sektöründe bile hızla kan kaybediyor. Baskılanmış kur ve yüksek tefeci faizi sebebiyle rekabet gücünü yitiren üreticilerimiz yeni siparişler alamaz hâldeler. Daha da kötüsü, yerli firmalarımız Mısır'a yatırım yapmaya, üretimlerini oraya kaydırmaya başladılar. Türkiye yüksek katma değerli üretimle ve kilogram fiyatı yüksek ihracat modeliyle yola devam etmelidir, evet ama yerli firmalarına üç beş yıllık geçiş ve uyum süreci veren bir programla bunu yapmalıydı. Siz ne diyorsunuz? "Ben faizi yüzde 50 yaparım. 'Carry trade' parasını da kendini güvende hissetsin diye kuru baskılarım. Batan batsın, ben tabeladaki değere bakarım." demiş oluyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Silkin Ün, lütfen tamamlayın.
SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) - Tekstil gibi emek yoğun bir birçok sektöre bu kadar acımasız ve empatiden uzak yaklaşamazsınız. Sadece tekstilde değil, mobilya, inşaat, makine, oto yedek parça gibi birçok üretim sahasında uygulanmakta olunan bu adaletsiz kur ve faiz politikası sebebiyle büyük krizler yaşanıyor. Türkiye tarihinde hiç böyle bir dönem olmamıştı. Sanayicilik nesilden nesile aktarılır ama mevcut şartlar sanayiciliği bir sonraki kuşağa aktarmayı artık mümkün kılmıyor. İçinden geçtiğimiz bu sıkıntılı sürecin geçici olması ancak kur, enflasyon ve yüksek faiz politikasından çıkıp istihdam, ihracat ve üretim odaklı politikalar geliştirmekle mümkün olacaktır. Bundan başka da çıkış yolu görünmemektedir.