GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetilyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:109
Tarih:26.07.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, benden önceki hatip güzel temennilerini söyledi, dedi ki: "Ülkemizi ayağa kaldıracağız, paçalarından tutup aşağı çekmeyeceğiz." Kimsenin öyle bir niyeti yok ama siz iktidar olarak icraatınızı yapacaksınız, biz de muhalefet olarak yanlışlarınızı, gördüğümüz eksikliklerinizi, hatalarınızı söyleyeceğiz. Bu, bir kere paçadan aşağı çekmek değil. Hepimiz ülkemizin daha iyi noktaya gelmesini istiyoruz ama hataları da duymak kimseyi rahatsız etmeyecek. Bakın, söz almamın sebebi de gene yapılan yanlış politikaların ülkede nelere mal olduğunu açıklamak.

Mayıs ayında kurulan şirket sayısı önceki aya göre yüzde 57,3 oranında büyük bir artış göstermişken yıllık bazda bu oran sadece yüzde 0,3 artış göstermiş. Diğer taraftan kapanan şirket sayısı ise aylık yüzde 49,2; yıllık ise yüzde 37,5; bunlar TÜİK rakamları. Şimdi, ekonominin nereye gittiğini çok net olarak görüyoruz. Churchill'in bir cümlesi vardır, der ki: "Demokrasi, halkın yanlışları deneye deneye doğruları bulma yapısıdır." Halkımız da bu yanlışları göre göre inşallah, Allah'ın izniyle, en kısa zamanda doğruları görecek ve Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu değişikliği yapacak.

Ekonomik dinamiklere dair önemli bir konuyu görüşmek üzere söz aldım. Türkiye'de şirketlere dair istatistikleri bildiğiniz gibi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği düzenli olarak yayınlıyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği çatısı altındaki şirketlerin -tabii biz bilmiyorduk- çok daha önemli meseleleri varmış. Patronlar, çalışma izni, sigorta ve diğer haklarla ilgili -az önce de ifade ettim- yabancı uyruklu çalışanları zimmetlerine alabileceklerini, bir sıkıntı yaşanması hâlinde de kendilerinin hesap verebileceklerini söylüyorlar. Biri de diyor ki: "Sığınmacılar olmazsa maalesef birçok sektör durma noktasına gelir." Keşke kendileri şimdi açıklayacağımız verileri de bu sığınmacı meselesi kadar önemseseler. "Sığınmacılar olmazsa duracak bir ekonomiyi nasıl bu hâle getirdiniz?" diye iktidara soru sorma cesaretini umarım ele geçirebilirler.

Az önce de ifade ettim, birçok hata yapılıyor. Bakın, Türkiye üstüne para vererek vatandaşlık veren tek ülke olarak tarihe geçmiştir. Vatandaş yapmak için dövizle para alıyor, ev sahibi yapıyor. Vatandaş olarak gelenler, yabancılar bir müddet sonra bu evleri satarak çok ciddi paralar kazanıyorlar. Üstüne para vererek vatandaş yapan tek ülkeyiz; tarihe geçti Türkiye bu açıdan. Az önce de ifade ettim; bu iş adamları, bu soruları tabii ki sormayacaktır çünkü üstüne gitmemek lazım, başlarına ne geleceğinden de ürküyorlar.

Az önce şirket kurma istatistiklerinden bahsettim. Bu veriler Türkiye ekonomisinde çok ciddi zorlukların yaşandığını ve işletmelerin nasıl bu duruma geldiğini çok net olarak gösteriyor. 2024 yılının ilk beş ayında kurulan şirket sayısındaki azalma da gene bunu doğruluyor; geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15,1 oranında bir düşüş göstermiş. Bu düşüş yalnızca kurulan şirketlerin sayısında değil, aynı zamanda kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısında da yüzde 34,5 oranında bir azalmayı ifade ediyor. Sadece şirketler değil kooperatifler de artık yok. Kooperatiflerde de yüzde 4,4 oranında bir azalma olmuş. Bütün bu veriler ekonomik aktivitedeki daralmayı ve girişimcilikteki zorlukları açıkça ortaya koyuyor. Şirketlerin kapanması sadece ekonomik büyümeyi değil işsizliği, sosyal istikrarı ve birçok konuyu da direkt etkileyen sorun. Kapanan şirketler işsizliğe, ekonomik belirsizliklere ve yerel ekonomilerin zayıflamasına yol açar. İş gücü piyasasında oluşan bu boşluklar sosyal refah üzerinde de çok ciddi olumsuzluklara neden olmaktadır. Maalesef, Türkiye "Faiz sebep, enflasyon sonuç." anlayışıyla yönetildiği için artık öngörülemeyen ve ne yapacağı kestirilemeyen bir ülke hâline geldi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (Devamla) - Tamamlıyorum.

Yatırımcının böyle bir ortama gelmesi, burada güvenle kalması ve yatırım yapması mümkün gözükmüyor.

Az önce Çinli firmalardan bahsettim. Mesela aynı alanda -firma ve sektör ismi vermeyeceğim- çok daha fazlasını yapabilecek firmalar Türkiye'yi tercih etmiyor ve gerekçe olarak neyi gösteriyorlar biliyor musunuz? Bu kadar kanunun değiştiği, Anayasa Mahkemesinin aldığı kararların tanınmadığı bir ülkede yatırım yapmanın son derece riskli olduğunu görüyorlar. Tabii ki herkes gelsin, her kesimden yatırımcı gelsin, biz bununla mutlu oluruz ama mesela Çinli yatırımcıların ağırlıklı olmasının sebebini ve gerekçesini iyi düşünmek lazım çünkü bu hassasiyetlerin tamamının orada olmadığını hepimiz çok net olarak biliyoruz.

Ben, süremi daha fazla uzatmak istemiyorum.

Ali Fuad Başgil diyor ki: "Siyaset, insan ihtiraslarının en çok kabardığı sahadır."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (Devamla) - Tamamlıyorum, son cümle.

İnşallah, bu ihtirastan ve bu kibirden Türkiye'yi en kısa zamanda demokratik yollarla kurtaracağız diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)