GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:108
Tarih:25.07.2024

ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Sayın Genel Kurul, değerli halklarımız; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, dün burada Ali Bozan Vekilimize yönelik gerçekleşen şiddeti ve burada yaşanan cinnet hâlini kınıyorum.

İktidar ülke ekonomisini düşürdüğü derin dehlizden çıkışın anahtarını vergide bulmuş olacak ki her gün yeni bir vergi arayışı içinde. İnsana dair ne varsa sonunda bir vergi getirme, nefes alıyorsa nefesi vergiye bağlama derdinde. Peki, kim bu vergiye boğulan yurttaş? İnşaat işçileri, pazarcılar, tekstil çalışanları, öğretmenler, emekliler yani ekonomik darboğazda kıt kanaat geçinen yoksul yurttaşlar. Vergide adalet ilkesi diye bir şey biliyor mu acaba bu iktidar? "Adalet" kavramı parti isminde sadece bir etiketten mi ibaret? Peki, yoksul yurttaşları vergi yükü altında kamburlaştıran bu siyasetiniz ve ekonomi yönetiminiz sermaye sahiplerine ne yapıyor? "Bırakınız yapsınlar; bırakın, sermaye sahipleri kürdistan coğrafyasında ormanları talan etsin, zengin olsun; bırakın, İliç'te, Soma'da, Şırnak'ta maden emekçilerini katlederek zenginleşsin; bırakın, her sene binlerce inşaat işçisini katlederek servetini artırsın." diyor. Sermaye sahiplerine tanıdığınız sınırsız vergi istinasına bakılacak olursa adaletiniz milyonlarca dolardan sonra başlıyor. İnsan gücünü aşan şartlarda çalışan bir inşaat işçisinden dahi stopaj kesintisi altında vergi alıyorsunuz ancak unutmayın, bu şartlarda çalışan bir emekçiden alınan her bir vergi haramdır, hırsızlıktır, günahtır. İnşaat işlerinde çalışan emekçiler yıldan yıla bedenlerini tüketiyorlar, ailelerini geçindirmek için sağlıklarından, hayatlarından vazgeçiyorlar. Bunun sorumlusu elbette sizin emeği yok sayan idare tarzınız ve yurttaşların geleceğini güvencesiz bırakan yönetim anlayışınızdır. Anayasa'da tanımlanan sosyal devlet ilkesinin ilk akla gelen unsuru şüphesiz ki sosyal adaletin tesis edilmesidir. Bu ancak işçilerin iktidar-sermaye ortaklığı karşısında korunması hâlinde sağlanacaktır. Oysa iktidar bunun tam aksi istikametinde siyaset yürütmekte ve emekçiyi koruyacağı yerde sermayeye ayrıcalık yapmaktadır. Yoksul halk ve emekçiler vergi ve zamlar altında ezilirken sermaye sahiplerine büyük vergi indirimleri ve vergi istisnaları sağlanmaktadır.

Bakın, her yıl binlerce inşaat işçisi hayatını kaybediyor. İş güvenliğinin olmadığı şartlarda emekçiler her an ölümle burun buruna çalışmayı göze alıyorlar. Çoğunuzun yaşamadığı, hissedemediği, tanık olmadığı bir dünya; işçi dünyası. İnşaatlarda çalışmanın temel geçim aracı olduğu Van'da her yıl yüzlerce gencecik yurttaşımız batı illerinde hayatını kaybediyor, daha doğrusu katlediliyor. İşçi ölümleri farklı zamanlara, farklı mekânlara yayılmış toplu bir kıyımdır, katliamdır. Bu iktidar döneminde 32 binin üzerinde işçi yaşamını kaybetmiş, düşünün. Bunu "katliam" dışında başka nasıl bir kelimeyle ifade edebiliriz ki... Göstermelik birkaç iş güvenliği prosedürü, Bakanlık yetkililerinin birkaç imzası ve törensel bir iki inşaat ziyaretiyle iş güvenliğinin sağlandığı düşünülüyor. 20 katlık bir inşaatın dış cephesinde, demir çubuklardan oluşan bir iskelenin üstünde alınan iş güvenliği önlemleri nedir, biliyor musunuz? Güneşin altında çalışmayı imkânsız kılan ağır bir kask ve genişliği bazen 40-50 santimetreyi aşmayan kalasın üstünde hareket ederken işçinin ayaklarına dolanan bir halat. Elbette işçinin çalışma koşullarını daha da ağırlaştırmaktan başka sonuç doğurmayan bu uygulamalar iş cinayetlerine engel olmuyor. Her yıl inşaatlarda yüzlerce işçi yaralanıyor ya da yükseklerden düşerek hayatını kaybediyor. İSİG verilerine göre 2024 yılının ilk altı ayında en az 878 işçi hayatını kaybetmiş ve bu ölümlerin büyük bir kısmı yüksekten düşme sebebiyle gerçekleşmiş. Hukuk, Demokrasi ve Basın Özgürlüğü Endekslerinde son sıralarda olan Türkiye, iş cinayetlerinde ise ilk sırada.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Uçar, lütfen tamamlayın.

ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Temel hak ve hürriyetlerin bastırılmasında hamarat olan iktidar, iş cinayetlerini ise görmezden gelmeye devam ediyor. Soruyoruz: 2024 yılının ilk altı ayında vefat eden 878 işçi ile iktidarınız döneminde yaşamını yitiren 32 bin işçi sizin için yalnızca bir rakamdan mı ibaret? İş cinayetlerini fıtrat olarak görmekten artık vazgeçin. İşçiyi, emekçiyi, emekliyi daha fazla vergilerle, zamlarla nefes alamaz hâle getirmekten vazgeçin. Her bir yurttaşın geleceğini, yaşamını, işini ve sağlığını, kısacası hayatını güvence altına alacak düzenlemeler yapın.

Son olarak, vergi ödemediği söylenen kişilerin vergiye ilişkin kural belirlemesine ilişkin yürüttüğünüz fütursuzluktan da artık bir zahmet vazgeçin.

Teşekkür ederim. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)