GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:108
Tarih:25.07.2024

AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gelir İdaresinin sunumundaki tedbir önerilerini ve bu önerilerin bütçeye olası etkisini düşündüğümüzde "vergi paketi" diye sunulan bu kanun teklifinin özeti şu: Dağ fare doğurdu. Yılın sadece ilk yarısında merkezi bütçe 747 milyar lira açık vermiş ama sözde vergi adaletini tesis edecek, kayıt dışıyla mücadeleyi daha etkin kılacak ve Sayın Şimşek'in deyimiyle vergilendirilmemiş alan bırakmayacak vergi paketi 200 milyarlık etki bile yaratamıyor. Elbette tek mesele paketin vergi gelirlerine etkisi değil. Bu teklif önümüze gelene kadarki süreçte Hazine ve Maliye Bakanlığının çok daha ali hedefleri olan bir vergi reformu hazırlığında olduğu algısı tesis edilmeye çalışıldı oysa netice ortada. Hedefler açısından da söylemler ve gerçekler karşılaştırıldığında dağın fare doğurduğu sonucuna varıyoruz. İşin en trajik tarafı ise bu pakette, her zaman olduğu gibi, sermayedarlara, varlık sahiplerine pek utangaç davranılması. Öyle ki kanun teklifine "Ey bu ülkenin zengin kesimi, affınıza sığınarak sizden biraz daha vergi almak istiyoruz, bunun için özür dileriz." diye yazsalar da olurmuş. Bu vergi paketi, milyarlarca lira ciro yapıp çalıştırdığı bir işçi kadar doğrudan vergi ödemeyenlere "Sizden biraz vergi alsak sorun olur mu? Uzunca süre sizden vergi almadık, bizi biraz idare edin." diyor.

Mesela, görüş beyan etmek üzere söz aldığım 17'nci madde vergi adaletsizliğini, vergilendirmedeki başıbozukluğu anlamak için tek başına yeterli. Diyor ki: "Biz, bu maddedeki vergi istisnasını deniz ve hava ticaret filosunu geliştirmek için hazırladık ancak farkında olmadan zenginlerin yatlarına, kotralarına vergi muafiyeti uygulamışız." Teklifteki düzenlemeyle bu tür kişisel faaliyetlerin istisna kapsamı dışına çıkarılmasına "Ne güzel bir düzenleme." dememiz bekleniyor ancak buradaki asıl soru şu sayın milletvekilleri: Bu farkındalığı kazanmanız neden bu kadar uzun sürdü? Düzenleme hatalarından kaynaklı vergi geliri kayıplarını fark etmeniz için ülkenin çifte açık riskiyle yüzleşmesi mi gerekiyor yoksa AKP'nin oy kaybetmesi mi, bilmiyorum. Son yirmi iki yılın politika gerçekleri arasında yer alan doğrudan sapma eğiliminin yanına, doğruyu hatırlamada geç kalmayı da ekleyebiliriz. Peki, parası çok olana karşı sıkılgan davrananlar vergi konusunda kime sokulgan oluyor? Elbette cevap ortada, AKP iktidarına göre üzerlerinde yeterince yük olmayan, geçim sıkıntısı da yaşamayan emekçiye ve emekliye. Üstelik bu öyle bir sokulganlık ki âdeta, emekli Ali ağabeyin, asgari ücretin bir tık üzerinde maaşla işe başlayan yeni mezun Ayşe kardeşimizin ve dul aylığıyla geçinmeye çalışacak Fatma ablanın hanesine, sofrasına ortak oluyorlar. (CHP sıralarından alkışlar) Yani sokulganlıktan doğan bir politik arsızlık da var ortada.

10 bin olan en düşük emekli aylığını 12.500'e çıkarıp bunu "Size şöyle zam yaptık, bunun böyle maliyeti var." diye anlatmak ayıp değil mi? "Bir de SGK'nin giderleri arttı." bahanesiyle emekçinin gelirine ve hatta iyi yönetilmezse işine göz koymak yok mu? "Kısa vadeli SGK primi oranını yüzde 2'den yüzde 2,25'e çıkaralım ve hatta Cumhurbaşkanına bunu yüzde 2,5'e çıkarma yetkisi de verelim." diyorsunuz, neden? Oysa çabucak üst vergi dilimlerine giren emekçiler zaten bürüt maaşlarının büyük kısmını merkezi yönetime, önemli bir kısmını da SGK'ye, İşsizlik Sigortası Fonu'na vermiyor mu? Bu da yetmezmiş gibi, maaşından kalanla, içtiği sudan giydiği çoraba hayatın her alanında vergiyle yüzleşmiyor mu bu emekçiler?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.

AYKUT KAYA (Devamla) - Bir de EYT'den faydalanıp emekli olan ama çalışmaya devam edenlerin sosyal güvenlik destek primlerindeki hazine yardımını kaldırıyorsunuz. Siz gerçekten EYT'den faydalananların 10 bin TL emekli aylığıyla geçinebileceğini mi düşünüyorsunuz? Şimdi emekli olanların işe devam etmesinin maliyetini artırıp bunları iş gücü piyasasının dışına atmak istiyorsunuz belli ki. Ancak emeklisi, emekçisi, tüm vatandaşlar adına size soruyorum: Tüm bu emekliler, emekçiler taş mı yesin istiyorsunuz? Unutmayın ki ezileni daha da ezmeye çalışanlar ne halkın ne Allah'ın rızasını kazanabilirler.

Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)