| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 108 |
| Tarih: | 25.07.2024 |
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizin yakından bildiği gibi, demokratikleşme ve hukuk devleti mücadelelerinin elde ettiği ilk kazanım devletin vergilendirme yetkisinin sınırlandırılmasıdır. Dolayısıyla, devlet yetkisinin bu anlamda sınırlandırılmasının kökleri 13'üncü yüzyıla yani Magna Carta'nın kabul edildiği 1215 tarihine uzanmaktadır ve ilerleyen yıllarda da bu mücadele devam etmiştir.
Nihayet 17'nci yüzyılda parlamentoların kurulduğu, yazılı anayasaların kabul edildiği dönemde bütün anayasalarda şu ilke yerleşmiştir: Kanunsuz vergi olmaz, temsilsiz vergi olmaz. Aslında bu iki ilke iç içe geçmiştir. Neden? Çünkü kanunu yapma yetkisi parlamentolarındır ve parlamentolar halkın temsilcilerinden oluştuğu için aynı zamanda o vergi kanunları "Temsilsiz vergi olmaz." kuralını da karşılamaktadır. Niye bu ilkelere ihtiyaç duyulmuştur? Çünkü vergi yükümlülüğü aslında vatandaşlar için ağır bir külfet yaratmaktadır, bu nedenle de onların rızası olmadan vergi yükümlülüğü yaratılamaz ancak halk adına, millet adına onların temsilcileri buna rıza gösterebilir. Nitekim bizim Anayasa'mız da 73'üncü maddesinde gerçekten "Kanunsuz vergi olmaz." ilkesine yer veriyor ve bu hükümle aynı zamanda vergi kanunlarının adalet dengesini koruması gerektiği de hükme bağlanıyor. Peki, şimdi bizim görüşmekte olduğumuz bu teklif acaba bütün bu hususları karşılıyor mu? Dünkü konuşmamda belirttiğim gibi, bu teklif Maliye Bakanlığı bürokratlarınca hazırlandı, Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde müzakere edildi, oradan buraya gelerek usulen imzalandı ve biz şimdi görüşüyoruz. Peki, bürokratlar seçilmiş kişiler mi? Hayır, değiller, atanmış kişiler. Peki, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde bakanlar seçilmiş kişiler mi? Hayır, değiller, atanmış kişiler; Cumhurbaşkanı onları istediğinde atıyor, istediği zaman da azlediyor. Dolayısıyla aslında görüşmekte olduğumuz bu teklif, dün belirttiğim gibi, sadece yasama yetkisinin gasbı, yasama fonksiyonunun gasbı anlamını taşımıyor aynı zamanda "Temsilsiz vergi olmaz." ilkesini de ihlal eden düzenlemelere yer veriyor. Elbette, hepinizin bildiği gibi adalet dengesinin korunduğu falan da yok bu metinde.
Şimdi, ben size 73'üncü maddeyle ilgili önemli bir hususu daha açıklamak istiyorum. Bu madde Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçerken değiştirildi ve Cumhurbaşkanına çok önemli bir yetki tanındı. Nedir o yetki? "Vergi, resim, harç gibi mali yükümlülüklere ilişkin kanunların öngördüğü aşağı ve yukarı hadler içinde Cumhurbaşkanı muafiyet ve istisna yaratabilir." Ne demiş hüküm? "Ancak kanunun öngördüğü aşağı ve yukarı hadlerde Cumhurbaşkanı muafiyet ve istisna yaratabilir." Peki, böyle mi oluyor? Hayır sayın milletvekilleri, çünkü Anayasa tanımaz bir Parlamento çoğunluğumuz olduğu için, kabul ettiği kanunlarla Cumhurbaşkanının muafiyet ve istisna yaratma yetkisini de tamamen sınırsız hâle getiriyor. Bir örnek vereyim mi? 27 Aralık 2023'te kabul edilen 7491 sayılı Kanun'un 8'inci maddesini okursanız orada ustalıkla böyle bir yetkinin tanındığını görürsünüz.
Şimdi, ben buradan -cevaplamayacaklarını biliyorum ama- Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz'a bazı sorular yöneltmek istiyorum: Acaba, bu hükûmet sistemi yürürlüğe girdiğinden bu yana Cumhurbaşkanına sunduğunuz bu sınırsız yetkiyle hangi şirketlere, hangi kurumlara, hangi kişilere mutlak muafiyet ve istisna yarattınız? Bunlarla devletin kaybı kaç milyon dolar oldu? Bu şirketlerin isimleri nedir, kurumların isimleri nedir, kişilerin isimleri nedir? Elbette, çok iyi biliyorum, cevaplamayacaklar ama önümüzdeki düzenlemeyle bize ne getiriliyor? Zaten yoksulluktan kıvranan halka, yaratılan yeni dolaylı vergilerle birçok yükümlülük daha getiriliyor yani bu zavallı vatandaşın sırtına külfetler yüklenirken sermaye çevreleri zenginliklerine zenginlik katıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yazıcı Özbudun, lütfen tamamlayın.
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Devamla) - Tamamlıyorum.
Sözün kısası, yoksullukla mücadele etmek üzere yola çıkan Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine soruyorum: Acaba yoksullukla mücadele mi ediyorsunuz, yoksa zenginleri sınırsız anlamda zenginleştirmek için mi burada ellerinizi kaldırıyorsunuz?
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP, DEM PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)