GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:105
Tarih:18.07.2024

BURAK DALGIN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri şahsım ve DEVA Partisi adına saygıyla selamlıyorum.

Önümüze tasarruf paketi adıyla gelen şey aslında bir torba kanun, içinde doğal gaz alımından elektrikli araç teşviklerine kadar her şey var. Gelin, biz de bu vesileyle ekonominin genelini bir bakalım.

Şimdi, ekonomi bir denize benzer. Bu işin bir yüzeyi var, bir suyun kendisi var, bir de dipte ne olduğu var. Yüzeyde televizyondaki sayılar var, döviz kuru var, faiz oranları var. Sayın Hazine ve Maliye Bakanı da genelde bunlardan bahsetmeyi seviyor; biliyorsunuz, konuşmalarında milyarlar, dolarlar, yüzdeler, baz puanlar uçuşuyor. Biz bunların enflasyon verisini bir ele alalım isterseniz. TÜİK'e göre enflasyon geçen sene yüzde 40'tı, bu sene rasyonel ekonomi politikası başladı, yüzde 70 oldu. Şimdi, önümüzde 2 tane seçenek var, sadece 2 tane seçenek var; ya program başarısız, enflasyon yüzde 40'tan yüzde 70'e çıktı veya geçen seneki yüzde 40 doğru değildi. Eğer geçen seneki yüzde 40 doğru değilse bunun hesabını Hükûmet kimden soracak? Çok açık söyleyeyim: Enflasyon hırsızlıktır ama enflasyonu düşük göstererek emeklinin, memurun, dulun, yetimin, asgari ücretlinin rızkından çalmak katmerli bir hırsızlıktır.

Gelelim suyun içine, reel sektöre yani organize sanayi bölgelerine, küçük sanayi sitelerine, esnaf çarşılarına. Şimdi, burada 1 tane değil, 3 tane girdap var, 3 tane girdap; biri kredi kıtlığı; ikincisi, yüksek faiz; üçüncüsü de tahsilat sıkıntısı.

Kredi kıtlığıyla başlayalım: KOBİ kredileri hacmi geçen seneden bu seneye yüzde 30 artmış. Enflasyonunun yüzde 70 olduğu memlekette bu aslında bir daralma demek. Yüksek enflasyon ortamında işletme sermayesi ihtiyacı artıyor ama KOBİ kredileri daralıyor. İkincisi, hasbelkader bulunan paranın çok pahalı olması. KOBİ kredilerinin maliyeti yüzde 50'nin üzerinde, ticari kredi faizleri yüzde 65'in üzerinde, esnaf kefalet kredileri daha ucuz ama onların da fiyatını 2'ye katladınız. Yani "Faiz haramdır." diye çıktığınız yol, "Nas var, nas!" diye çıktığınız yol, "Bize yetkiyi verin, bakın faizle nasıl mücadele ediyoruz!" diye çıktığınız yol, bakın, bizi nereye getirdi? Fahiş fiyata mal satmakla suçladığınız esnafı fahiş faize muhtaç ettiniz. Türkiye'nin üretici kapasitesini tefecilerin eline muhtaç ettiniz. "Faiz lobisi nerede?" diye herkes merakla soruyordu, faiz lobisi bulundu, Hükûmetin ta kendisiymiş!

Üçüncüsü, tahsilat sıkıntısı. Arkadaşlar, şirketler kârsızlıktan değil, nakitsizlikten batar. Bakalım tahsilatta ne oluyor? Karşılıksız çek oranları iki yılda neredeyse 2 katına çıktı. Bu yılki ilk beş aydaki çıkan karşılıksız çek miktarı geçen yılın tamamı kadar. Toplam icra ve iflas dosyası sayısı 40 milyon, bunun 14 milyonu geçen sene devreye girdi yani millet icra takibinden iş yapmaya fırsat bulamıyor. Bu yılın ilk beş ayında 10 bin tane şirket kapandı, geçen yıla göre yüzde 30'luk artış; kurulan şirket sayısı yüzde 15 aşağıya indi yani hür teşebbüsümüz büyüyeceğine, gelişeceğine, serpileceğine küçülüyor.

Bir de sonuç olarak suyun dip dalgası var, derinlerde ne oluyor? Orada koskoca bir vasatistan görüyoruz çünkü Hükûmet vatandaşımızı fakirlikte eşitliyor, ücretler giderek asgari ücrete yaklaşıyor. Gene devletin tarifine göre vasıflı ve yüksek vasıflı personelin aldığı maaş asgari ücretin 3 katıydı bundan on sene önce, vasıflı olunca daha çok kazanıyorsunuz, şu anda bu 2 kata indi. Beş sene önce ortalama emekli aylığı en düşük emekli aylığının 2 katıydı, yüksek prim ödeyen daha çok kazanıyordu, daha çok maaş alıyordu, şu anda ancak yüzde 15 fazla alıyor. Yani herkesi aşağıya doğru, vasata doğru, fakirliğe doğru ittirdiniz. Bu da yetmezmiş gibi Hükûmet vatandaşın hayallerini çalıyor. Orta direğin geleneksel hayali bir ev, bir araba hedefiydi, hayal oldu. İşini büyütmek isteyen KOBİ'nin ümidi hedefti, hayal oldu. Girişimci olmak isteyen, katkı sunmak isteyen gencin hedefi hayal oldu. Milletimizin ufkunu ısrarla daraltıyorsunuz.

Son olarak vatandaşlarımıza sesleniyorum: Lütfen moralinizi bozmayın; yalnız değil, yenik değil, çaresiz hiç değilsiniz. Bu vasatlıktan, bu kötü yönetimden inşallah hep beraber kurtulacağız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)