| Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 18.07.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Değerli Genel Kurul, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün Plan ve Bütçe Komisyonuna uzun süredir tartışılan bir vergi paketi geldi. Vergi adaletinin güçlendirilmesi, dolaysız vergilerin artırılması, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi gibi büyük iddiaları olsa da içeriğin bunlarla uyumsuz olması bir yana en dikkat çeken düzenlemelerden biri de kamu-özel iş birliği işletmecilerinin kurumlar vergisi oranının yüzde 25'ten yüzde 30'a çıkarılması. İlk bakışta bu büyük iddialarla uyumlu gibi görünse de aslında işin aslı öyle değil. Neden değil? Çünkü bırakın yeni oranı, eski oranda da vergi toplanmıyordu, bu vergi paketi sayesinde resmiyet kazandı. Gelir İdaresi Başkanlığının vergi paketine dair önerilerinin içinde kamuya da sızan dikkat çekici bir bilgi vardı. 44 kamu-özel iş birliği işletmesi olduğu ve bunların 37'sinin matrah beyan etmediği ortaya çıktı yani davet usulü ihalelerle mega proje alan 37 şirket tek kuruş vergi vermiyormuş. Osmangazi Köprüsü'nden Niğde Otoyolu'na, şehir hastanelerinden sarayı inşa eden müteahhide kadar vergi veren yok oysa her yıl bu şirketlere bütçeden milyarlarca liralık garanti ödeme aktarılıyor ama bu şirketler zarar ettiklerini ileri sürerek vergi vermiyorlar. 2024 yılı bütçesinde kamu-özel iş birliğiyle inşa edilen köprüler, otoyollar ve Avrasya Tüneli ile şehir hastanelerine toplam 162 milyar lira ödenecek. Dolar garantisi verilen bu projelerde bir de kur artışlarından zarar etmesinler diye yılda 4 defa enflasyon zammı güncellemesi yapılıyor. "Asgari ücretliyi vergi dışı bıraktık diye bize yaklaşık olarak 690 milyar lira yük olmaya başladı." diyen Sayın Şimşek, bir asgari ücretten vergi almayınca vazgeçilen 100 lirayı çok görüyor; bu garanti ödemeli projelerden, mesela Osmangazi Köprüsü'nden tek araç için devletten yapılan ödeme olan 1.409 lirayı ise çok görmüyor. Asgari ücretlinin vergi muafiyeti yük olarak görülüyor, garanti ödemeli projelerin bütçeye açtığı kara delik ise yok sayılıyor.
Soruyoruz: Neden vergi vermiyor bu şirketler? Uğur Emek Hoca bir yazısında aslında bundan bahsetmiş. Çünkü muhasebe hilesi yapıyorlar, nakit esaslı muhasebe sistemiyle gerçekte var olan borçlarını gizlemeyi başarıyorlar. Derken uzmanlar bu muhasebe hilesini ve bu hilenin mahzurlarını anlamışlar, 2008 yılında bunu önlemek için Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu özel sektör kuruluşlarının kamu-özel iş birliği sözleşmelerinin muhasebeleştirilmesi konusunda bir standart belirlemiş, 2014 yılında da yürürlüğe girmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
HEVAL BOZDAĞ (Devamla) - Her iki standart sözleşme taraflarının kamu-özel iş birliği sözleşmelerinden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilmesini istemektedir. Maliye Bakanlığı da 2015 yılında Genel Muhasebe Yönetmeliği'nde değişiklik yaparak bu standardı Türk mevzuatına aktarmış fakat dokuz yıldır bu uygulanmıyor. Biz öneriyoruz, eğer samimiyseniz, hazır vergi kanunlarında değişiklik yapılırken işletmecilerin kamu-özel iş birliği sözleşmelerinden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tahakkuk esaslı muhasebe sistemine göre kaydedilmesini sağlayabiliriz. Böylece, zarar beyan eden 37 kamu-özel iş birliği işletmesi kâr ederek vergi ödemeye başlayacaklardır ve Maliye Bakanlığı da emekçinin, asgari ücretlinin yakasından düşüp gerçek anlamda kâr eden ve zenginleşen bu işletmelerden vergi tahsil etmiş olacaktır.
Önergeyi destekliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)