Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 104 |
Tarih: | 17.07.2024 |
CEVDET AKAY (Karabük) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. 156 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Şimdi, teklifin 10'uncu maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına görüşlerimizi beyan edeceğiz. Bu madde, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'a geçici bir madde ekliyor. Bu eklenen madde Türkiye Varlık Fonu Yönetimi AŞ'nin ikrazen özel tertip devlet iç borçlanma senedi ihracıyla ilgili bir madde. Buradaki 5'inci madde, esasında Bütçe Kanunu'nun 12'nci maddesine bir atıfta bulunuyor. Bütçe Kanunu'nun 12'nci maddesi şöyle söylüyor: Bir takvim yılı içerisinde yani bütçe kanunu dönemi içerisinde, ikrazen özel tertip devlet iç borçlanma senedi ihracının üst limiti, bütçe kanununun 1'inci maddesinde "Bütçe giderlerinin yüzde 3'ünü geçemez." Yani buradaki rakam da 11 trilyon 89 milyar, onun yüzde 3'ü de 332 milyar civarında yapıyor. Bu geçici maddeyle bütçe kanununun bu limiti esasında aşılmış oluyor. Türkiye Varlık Fonunun alt fonuna yani Piyasa İstikrar ve Denge Alt Fonu'na devlet iç borçlanma senedi ihracı yetkisi Maliye Bakanlığı tarafından onayla verilmiş oluyor; bu şekliyle de bütçe kanunundaki bu limit aşılmış olacak. Bu açıdan da Anayasa'nın 87'nci ve 161'inci maddelerine aykırılık söz konusu.
Şimdi, bu Varlık Fonu bu yetkisini niçin kullanacak? Kamu bankalarının sermaye ihtiyacını gidermek için kullanacak. Geçmişte de bunu kullanmış; 2022 yılında 55,5 milyar, 2023 yılında da 111,7 milyar civarında Türkiye Varlık Fonu kamu bankalarına destek vermiş. Şimdi, sermaye yapısının güçlendirilmesiyle ilgili, sermaye yeterlilik rasyosunun düzeltilmesiyle ilgili de bu yetkiyi tekrar kullanmaya devam ediyor. O zaman, şu soru akla geliyor: Kamu bankalarının sermaye yapısında acaba bir sıkıntı mı var? Niçin böyle bir desteğe ihtiyaç duyuldu? Bunu düşündük, sorduk, Plan ve Bütçe Komisyonunda da sorduk; şimdilik böyle bir ihtiyaç yok ama olduğu zaman kullanılmak üzere bu yetkinin alındığı ifade edildi. Dönem içerisinde, bakıyoruz, kamu bankalarının sermaye yeterlilik rasyolarının yüzde 15 civarında olduğu, tüm bankaların yüzde 17 civarında olduğu söyleniyor, ifade ediliyor ama risk ağırlıklı varlıklar açısından baktığımızda bazı kamu bankalarının kredilerinin sıkıntılı olduğunu görüyoruz. Takibe alınması gerektiği hâlde tahsili gecikmiş alacaklara karşılık ayrılmayan giderler olduğunda da bunların sermaye yapısı zayıflıyor, otofinansmanı zayıflıyor, bünyede bırakılan kârlarla ilgili olarak da giderlerden gerçekten aşağı çekilmesi gereken tutarlar olduğu hâlde yapılmadığı için olduğundan daha yüksek kârlılık ve sermaye yapısı görülüyor.
Şimdi, bu maddeyle kamu bankalarının bu pozisyonlarının güçlenmesi beklenir, değil mi? Hâlbuki bakıyoruz, kamu bankaları daha önce aktarılan bu sermaye desteklerini çok verimli kullanmamış. Bankalar Kanunu'na aykırı hareket eden yönetim kurulu üyelerinin bazıları kendi kurduğu şirketlere, kendi yönetim kurulu üyesi olduğu bankalardan finansman aktarıyor. Ziraat Bankası çiftçiye kredi vermesi gerekirken Bankalar Kanunu'nun 50'nci maddesine aykırı bir vaziyette yönetim kurulu üyesinin ortak olduğu şirkete kredi veriyor.
Yine, reklam ve ilan giderleriyle ilgili kamu bankalarının beş yıllık giderine baktığımız zaman, 6 milyar 200 milyon civarında reklam ve ilan gideri var. En son, sadece 2023 yılı içerisinde iki kamu bankasının -Ziraat ve Halk Bankasının- reklam ve ilan gideri 2 milyar 899 milyon yani neredeyse 3 milyara yakın. Siz şimdi kaynakları aktarıyorsunuz ama bu kamu kurumları, kamu bankaları bu kaynakları etkin ve verimli bir şekliyle kullanmıyor, düzgün kanalize etmiyor.
Yine, baktığımız zaman, liyakatsiz atamalar olduğunu görüyoruz; eş, dost, akraba atamaları olduğunu görüyoruz, bunlar yanlış uygulamalar. Doğru düzgün yönetilmeyen kurumların sonunda mutlaka zararı büyük olur.
Bu açıdan da dikkat edilmesi gereken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
CEVDET AKAY (Devamla) - ...tasarruf tedbirleri çıktı, mayıs ayında genelge Resmî Gazete'de yayınlandı ama yayınlanmış olmasına rağmen bu banka hâlen fütursuzca harcamalarına devam ediyor. Dört yılda şube hizmet binası tefrişiyle ilgili 16 milyar para harcayacak. Genelge yok mu? Var. Siz niçin genelgeye uygun hareket etmiyorsunuz? Bir şubenin maliyeti 10 milyon; yılda 400 şube, dört yılda da 1.600 şubeyi yenileyecekler. Şimdi, bu kaynakları buraya aktarıyorsunuz ama bu kaynaklar savurganca kullanılmaya devam ediliyor, düzgün kullanılmıyor. Bunu defalarca belirttiğimiz hâlde, ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığına da buradaki yolsuzluk ve usulsüzlüklerle ilgili soru sorduğumuz hâlde düzgün cevap alamadık. Buranın yöneticileri Genel Kurulda atanarak görevlerine devam ediyor; oysa, Hazine ve Maliye Bakanlığından atanan yönetim kurulu üyesi de bu görevden ayrılıyor, ayrılmaması gerekir ve hesap sorması gerekirdi diyorum.
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)