GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:104
Tarih:17.07.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hazine ve Maliye Bakanı vergimatik Mehmet Şimşek tasarruf paketine ilişkin yeni bir kanun teklifinin geleceğini söylemişti ve nihayet bu kanun teklifi geldi. Şimdi, 31 maddelik bu kanun teklifine baktığımızda, aslında tasarrufa dair hiçbir şey yok, sadece 3 maddesinde birazcık bir şeylerden bahsediliyor. Şimdi, adı "tasarruf paketi" fakat içinde yok yok. Diğer taraftan, şimdi, biz buna muhalefet ettiğimizde "E, muhalefet tasarruf istemiyor." diyecekler.

Şimdi, üç ay önce kamuda tasarruf paketini getirdiniz, burada da onayladınız. Peki, arkasından ne oldu? Dediniz ki: "Burada 100 milyarlık bir tasarruf edeceğiz." Hemen arkasından, işte, A Millî Futbol Takımı'mız Avrupa Şampiyonası'na gitti. Bu şampiyonaya giderken Fransa'nın kafile dışında 27 davetli götürdüğü, İsviçre'nin 14, İspanya'nın 40, Portekiz'in 33 davetli götürdüğü yerde bizim Futbol Federasyonu 613 misafir götürdü yani biz tasarruf ediyoruz! Bu da yetmezmiş gibi, işte, geçenlerde, Sayın Cumhurbaşkanı 11 Temmuzda Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti, 5 tane özel uçakla Amerika'ya gitti ve en lüks otellerde kaldı. Peki, bu mudur tasarruf? Tasarrufu kim yapacak? Yani tasarrufu sadece vatandaş, millet mi yapacak? Merkez Bankası ise kur korumalı mevduattan dolayı 2023 yılında 818 milyar zarar ediyor, milletten tasarruf bekliyorsunuz ancak sarayın bir dakikalık harcaması 37 bin lira, bir saatlik harcaması 2 milyon 227 bin lira. Böyle bir şey olur mu arkadaşlar? Burada sarayın israflarıyla ilgili hiçbir düzenleme yok. Peki, bu tasarruf paketi... Nasıl oluyor bu tasarruf paketi? Burada tasarruf yapan kim? Çiftçi, gariban memur, asgari ücretli ve emekli. En düşük emekli maaşını dün 12.500 lira olarak açıkladınız. Bu ülkede açlık sınırı -bakın, arkadaşlar, yoksulluk sınırı demiyorum- 19 bin lira. Peki, emekli 12.500 lirayla nasıl geçinecek? Tasarrufu emekli yapacak değil mi?

Şimdi, değerli arkadaşlar, asgari ücretliye herhangi bir düzenleme yapılmadı. Çiftçimizin ürettiği buğdayın, fındığın, çayın, pamuğun taban fiyatlarını açıklıyorsunuz; bunlar maalesef maliyetinin çok çok altında, zararına fiyatlar. Ancak zengini daha zengin, fakiriyse daha fakirleştiriyorsunuz. Aslında, işin özeti şu: Siz ekonomiyi yönetirken tamamen bir sömürü düzeni uyguluyorsunuz. Nasıl yapıyorsunuz bunu? Bütün Türk milleti sizin az sayıdaki zengin zümreniz için çalışıyor, üretiyor, kazanıyor, vergisini veriyor ancak sizse bu gelirleri yandaşlarınıza peşkeş çekiyorsunuz. Eğer gerçekten ekonomik yönetim iyiye gidecekse tabii ki kamuda tasarruf yapılması gerekir. Ancak bürokratların israf ve savurganlıklarının hüküm sürdüğü kamuda dar gelirli memurlardan kısılarak tasarruf tedbirlerine gitmek doğru bir uygulama değildir. Daha ilginci, sarayın bir bürokratı ile bir il yöneticisi, iki kişi bir akşam yemeği yiyor, bu akşam yemeğinin, iki kişilik bir akşam yemeğinin maliyeti 168 bin lira. Bir bürokrat, saraydaki bir bürokrat ne kadar maaş alıyor da bir akşam yemeğine 168 bin lira verebiliyor?

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Beş yerden alıyorlar maaş.

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Arkadaşlar, bu, hırsızlığın, yolsuzluğun çok aleni bir şekilde itirafıdır. Siz yapabilir misiniz bunu yani bir akşam yemeğine 168 bin lira verebilir misiniz milletvekili olarak? Tabii ki hayır. Ama biliyoruz ki...

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Faturası var mı sende, faturası var mı? 168 bin liranın faturası var mı? Var mı yok mu 168 bin liranın faturası?

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Biliyoruz ki...

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Yahu, 168 bin liranın faturası var mı?

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Var kardeşim, var.

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Hani nerede?

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Otur oturduğun yerde, laf atma?

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Ben milletvekilliğinden istifa ediyorum, sen de edecek misin?

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Var, belgesi de var.

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Bak, hazırlıyorum burada istifamı.

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Babana sor, babana sor faturasını.

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Allah Allah! Niye? Metinden olunca istediğiniz lafı atacaksınız, hani, nerede?

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Konuşma, babana sor.

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Faturayı göster, faturayı göster.

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Babana sor, konuşma!

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Faturayı göster, göstersene faturayı.

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Faturayı göstermek onun işi değil ki ya! Faturayı o mu kesiyor?

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Konuşma!

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - 168 bin liralık faturayı göster. Burada iftira atamazsınız, var mı böyle bir şey? (İYİ Parti sıralarından gürültüler)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Osman... Osman...

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Kamuda...

BAŞKAN - Bir dakika, bir dakika...

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Sayın Başkanım, müsaade ederseniz ben konuşayım.

BAŞKAN - Osman Bey, laf atmayın.

Buyurun Sayın Milletvekili.

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Fatura var mı? Yalan söylüyorsun, iftira atıyorsun, iftira atıyorsunuz.

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Efendim, Osman Bey de her mal varlığının faturasını cebinde taşısın.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Senin babanın faturaları var mıydı? Sen kendi babanın faturalarını ibraz et.

BAŞKAN - Ömer Bey, buyurun siz.

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Konuşma, babana sor! Terbiyesizlik yapma!

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - İftira atamazsın sen! Nerede bu fatura? Nerede fatura? (İYİ Parti sıralarından gürültüler)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, müdahale ediyor, görüyorsunuz.

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Başkanım, ben mi konuşacağım...

YAVUZ AYDIN (Trabzon) - Kamuoyuna mal olmuş bir yemeğin hesabını o yemeği yiyenler verecek. Kamuoyuna mal olmuş, neyin faturasını soruyorsun?

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Faturası nerede Beyefendi? Faturası nerede? Yalan söylüyorsunuz.

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Ya senin üstündeki takım elbisenin faturası nerede? Sen çıkar hadi, çıkar faturayı.

BAŞKAN - Bir dakika... Laf atmayın ya, bırakın konuşsun milletvekili.

Buyurun Sayın Milletvekili.

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Yahu, yaptığınız hırsızlıkların hangisinin faturası var?

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Yalan söylüyorsun! Yalan söylüyorsun!

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Konuşma! Konuşma!

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Öyle bir yemek faturası yok, yalan söylüyorsun!

NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - "Yalan söylüyorsun." diyemezsin! Bir vekile "Yalan söylüyorsun." diyemezsin.

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Konuşma! Sesini kes!

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Hadi, ben milletvekilliğimden istifa ediyorum, sen ediyor musun?

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Kes sesini!

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - İşine gelmeyince "Kes sesini!"

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Fatura sorma, sen vergi dairesi misin?

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Yalan söylüyor Kıymetli Vekilim, yalan söylüyor!

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Ağabeyciğim, sen şimdi üstündeki takım elbisenin faturasını cebinde mi taşıyorsun?

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Yalan söylüyor Kıymetli Vekilim, yalan söylüyor, yalan söylüyor!

İNAN AKGÜN ALP (Karsı) - Yalan söylüyorsa niye gizlilik kararı aldınız?

BAŞKAN - Bir dakika...

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Bak kardeşim, sen yapılan şeylerin hesabını, faturasını babana sor, başkasına değil; tamam mı?

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Yalan söylüyorsunuz!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Osman, bu lafları işitmek zorunda mısın ya! Hoşuna mı gidiyor bu lafları duymak? Lütfen ya... Lütfen... Osman, rica ediyorum...

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Yalan söylüyorsunuz!

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Bak, buna cevap veremiyorsun, sadece "Yalan söylüyor." diyorsun. Babana sor!

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Yalan söylüyorsunuz!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Osman, bak, bu lafları duymak zorunda mısın oğlum sen? Babana söylüyorlar her gün, hoşuna mı gidiyor bu senin?

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Yalan söylüyorsunuz!

BAŞKAN - Bir dakika... Bir dakika...

(Gürültüler)

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Babana sor, baban onun faturasını biliyor.

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Sana da bir iftira atılsa aynısını söylerim, öyle yok.

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Senin baban onun faturasını biliyor.

BAŞKAN - Şimdi, böyle bir üslup yok.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Babana söylenen bu laflar hoşuna mı gidiyor arkadaş, ayıp ya! Bir dur ya!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri... Değerli milletvekilleri...

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Yalan söylüyorsunuz!

MEHMET AKALIN (Edirne) - Karıştırdı Meclisi.

BAŞKAN - Sayın Gökçek, böyle bir üslup yok. Bırakın, sayın milletvekilimiz konuşmasını yapsın.

Buyurun.

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Arkadaşlar, bu kanunda tasarruf yok. Peki, bu kanunda ne var? Türk Standartları Enstitüsünün gelirlerinden vergi dairesi başkanlarının mevcut özlük haklarına, BOTAŞ ihalelerinden avukatların kendi müvekkillerini gammazlama mecburiyeti var. Bu kanunda tasarruf yok. Şimdi, kamu-özel iş birliğiyle ilgili hiçbir düzenleme yok. Bakınız, köprüler, otoyollar, şunlar bunlar yapılıyor kamu-özel iş birliğiyle ilgili. Şimdi, bu işi yapan 44 firma var. 44 firmanın sadece ve sadece 7 tanesi 12,6 milyar vergi bildirmiş, geriye kalan 37 firma zarar açıklamış. Bu nasıl bir iştir? Yani "Köprülere, otoyollara sadece sene başında zam yapılır." ibaresi olduğu hâlde bu sene üçüncüsü yapıldı, bunların hepsi geçiş garantili, 44 firmanın sadece 7 tanesi vergi bildirmiş, diğerleri zarar etmiş, vergi vermiyor. Bununla ilgili hiçbir düzenleme yok.

Hibrit araçlarla ilgili bir kanun maddesi getiriyorsunuz, 5 tane madde koymuşsunuz. Bu maddelere baktığımızda, sadece Çin'den bir firma bu maddelere uyuyor. Peki, bununla ilgili ne yapmışsınız? Siz yüzde 80 olan ÖTV'yi yüzde 30'a düşürmüşsünüz. Sonra ne yapmışsınız? Yine, ihraç edildiği için de gümrük vergisini düşürmüşsünüz yüzde 50'den yüzde 10'a. Bu, şu anlama geliyor: Yani bu aracın maliyeti Türkiye'de satılan araçların yarı fiyatı. Peki, biz göz bebeğimiz TOGG dedik. Bununla ilgili, iş adamlarımıza yatırım yaptırdık, kendi yerli ve millî aracımızı ürettirdik. Peki, bu, TOGG'a zarar verecek mi? Tabii ki verecek çünkü komisyonda TOGG'un en büyük ortaklarından Türkiye Odalar Birliğinin temsilcisi diyor ki: "E, tabii ki bu bizi iflas ettirir." Böyle bir şey olur mu? Yani peki, şimdi, bütün maddelerde çıkardığınız kanunun geçerlilik süresini koymuşsunuz, "Şu madde 2025'ten itibaren, şu madde 2026'dan itibaren." şeklinde maddeleri koymuşsunuz; bununla ilgili, bu firma eğer Türkiye'de yatırım yapacaksa, eğer burada üretim yapacaksa niye tarih koymadınız? Bugünden itibaren herhangi bir eski milletvekiliniz, eski bakanınız, yandaşınız hemen distribütörlük anlaşmasını yapsın, bu ürünü getirsin, yarı fiyatına ülkede satsın. Böyle bir şey olur mu arkadaşlar? Eğer teşvik edeceksek Türkiye'de üretildiği tarihten itibaren, Türkiye'de üretilen araçlara yapılır bu. Dolayısıyla bu ve benzeri şeyler yolsuzluğun, hırsızlığın ve kayırmacılığın belgesi niteliğine gelmiştir.

Şimdi, diğer taraftan, BOTAŞ... Şimdi, BOTAŞ'ın alımlarıyla ilgili, ihaleleriyle ilgili, Kamu İhale Kurumu yetkili değil. Niye? Bununla ilgili tüm yetki Cumhurbaşkanlığına verilmiş, kanun maddesinde yazıyor.

Şimdi, BOTAŞ zamanında sözleşmeleri yenilemediği için 4-5 kat fiyatla tekrar doğal gaz alımı yapıldı ve bu, vatandaşın cebine girmiyor hiçbir şekilde, vatandaşa yansıyor, artı, kamu zararı olarak BOTAŞ'a geçiyor. Onun dışında, bir de Varlık Fonuyla ilgili, bankalara aktarılan paralar var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Şimdi, bankalara kaynak aktarıyoruz. 2006 ila 2019 yılları arasında ortalama 545 milyon bankalara kaynak aktarılırken 2019 yılında bu rakam bir anda fırlıyor, 2023 yılında da 9,1 milyar dolara ulaşıyor yani yaklaşık 320 milyar. Şimdi, yıllarca dediniz ki: "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur." E, güzel. Ne yaptınız? Kamu bankaları sürekli faiz indirdi. Ancak arkadaşlar, asıl mesele "faiz sebep, enflasyon sonuç" değil, asıl mesele "AK PARTİ sebep, enflasyon sonuç"tur, "AK PARTİ, sebep yoksulluk sonuç"tur, "AK PARTİ sebep, yolsuzluk sonuç"tur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Sayın Başkanım, konuşmam hep kesildi.

BAŞKAN - Bir dakika... Şimdi, dört dakika uzattık, bir dakika daha ek süre veriyorum.

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Kusura bakmayın, bir provokatör milletvekili tarafından sözüm kesildi.

BAŞKAN - Devam edin, buyurun.

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Şimdi, başka bir konu, çoklu maaş uygulaması. Şimdi, tasarruf tedbirleri paketi geldiğinde ben dedim ki: Arkadaşlar, çoklu maaşları durdurdunuz, 1'e indirdiniz, çok güzel. Bununla ilgili bir üst sınır belirlemesi de yapmıyorsunuz, bununla ilgili bir belirleme yapın. Şimdi, burada bir belirleme yapmışsınız, en yüksek 98 bin lira şeklinde bir tavan belirlemişsiniz, çok çok uçuk ve yüksek bir rakam. Yani bir bürokrat ekstra bir yönetim kurulu üyesi olduğunda, zaten 100 bin liranın üzerinde maaşı var, oldu 200 bin lira. Sizin milletvekili maaşınız ne kadar? Şimdi, asıl önemlisi, özeldeki kişilere karşı bir sınırlama yok. Yani eski bakan, eski milletvekili yine 5 tane, 10 tane yerden yönetim kurulu maaşı alacak. Böyle bir şey olur mu? Bu mu tasarruf tedbiri? O yüzden, maalesef arkadaşlar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖMER KARAKAŞ (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)