| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 17.07.2024 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, sözlerimin başında önemli bir olayı dikkatlerinize sunmak istiyorum. Biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanının da katıldığı bir törenle Çinli bir firmayla bir anlaşma yapıldı, hayırlı olsun. Tabii, bu anlaşmayı desteklediğimizi ifade etmek istiyorum ancak burada, teklifin 11'inci maddesinde ciddi kuşkularımız var. Bir şirket için vergi oranlarında değişiklik yapılıyor, şirket yatırım bitmeden gümrük vergisinden muaf tutuluyor; şirkete resmen özel bir indirim yapılıyor. Herhâlde bu 1 milyar dolarlık yatırım Türkiye hazinesinden finanse edilecek.
Değerli arkadaşlar, bakın, bir örnek vermek istiyorum: Şu anki mevcut duruma göre 1.000 TL'lik araç yüzde 50 İGV vergisiyle 1.500 lira yapıyor; yüzde 80 ÖTV, 2.700 yapıyor; KDV'yle beraber 3.240 yapıyor. Bu yasayla beraber 1.000 üzerinden yüzde 10 İGV, 1.100; ÖTV yüzde 30'a düşüyor; İGV yüzde 50'den yüzde 10'a düşüyor; ÖTV yüzde 80'den yüzde 30'a düşüyor, 1.430; KDV'yle beraber 1.716 lira. Yani bugün alsanız 3.240 TL'ye alacağınız araba 1.716 TL'ye mal oluyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bunun iki tarafı var: Bir, bir şirkete özel indirim yapıyorsunuz ve devlet bunu finanse ediyor, bunun arkası gelmez; ayrıca bu, Anayasa'ya aykırı.
Şimdi, Sayın Mustafa Varank burada mı bilmiyorum, Sayın Akbaşoğlu'na da söylüyorum, MHP grubuna da söylüyorum: Biliyorsunuz, Togg burada üretiliyor ve maalesef bir partinin markası yaptınız Togg'u, maalesef sadece bir partiye araç gibi yaptınız ama bu Togg'un da satışlarını düşürecek ve belki de Togg'u batıracak. Bir Çinli firmayla yapmış olduğunuz anlaşma bu. Maalesef teklif sahipleri de bu konuda net bilgi veremiyor, Bakanlık da net bilgi veremiyor. Bunu Türkiye'nin dikkatine sunmak istiyorum. Bakın, bu çok ciddi bir mesele, bu meselenin tekrar burada görüşülmesi lazım, tekrar müzakere edilmesi lazım ama maalesef, Aşkın Türeli'nin de söylediği gibi, Plan ve Bütçe Komisyonunda bu konuda arkadaşlarımız duyarsız kaldı; bu çok önemli bir konu, herkesin dikkatini çekmek istiyorum. Burada, aslında, test edilen şey sizin her zaman kullandığınız, işinize geldiği zaman kullandığınız yerli ve millîliğiniz. Yerli misiniz, millî misiniz, Çin malına karşı Türk malını koruyor musunuz, bugün göreceğiz değerli arkadaşlar.
Şimdi, değerli arkadaşlar, tabii, tasarruf genelgesiyle ilgili -adı "tasarruf genelgesi" ama- birkaç düşünceyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Biliyorsunuz emekliye 2.500 TL zam yapıldı, sadece en düşük emekli maaşı alan emeklilere 2.500 TL zam AKP Grup Başkanı tarafından yapıldı, bunu Abdullah Güler açıkladı. Buna sadece Abdullah güler, emekli gülmez, yoksul gülmez, sadece Abdullah güler ve bu açıklamayı da Abdullah Güler'e yaptırdınız, buna da dikkatinizi çekmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Bu parayla 2 kişi Malatya'ya gidip dönemez, giderse geri gelemiyor, otobüs parasını karşılayamıyor ve maalesef emekliye 2.500 TL'yi reva görenler lüks içinde, şatafat içinde yaşamaya devam ediyor. Savurganlık âdeta bir yaşam biçimine, bir ahlaka dönüşmüş durumda. Emekliye 2.500 TL zam verenler tuvaletlerine, WC'lerine, keneflerine 24 milyon lira yatırım yapıyorlar. Bakın, değerli arkadaşlar, daha bugün 24 milyon lira yatırım yapıyorlar, tuvaletlerini yeniliyorlar. Emekliye 2.500 TL zammı layık görenler -Akbaşoğlu saat takıyor mu bilmiyorum ama- Akbaşoğlu'nun mevkidaşı 562 bin TL'lik saat takıyor. Tabii, gelen gidene rahmet okutuyor; biri var ki Cumhurbaşkanı danışmanı, 1 milyon 282 bin TL'lik saat takıyor yani 512 tane 2.500 TL yapıyor bu, 75 tane asgari ücrete denk geliyor. Maalesef, ülkemiz, bu dönemde çetelerin cirit attığı, devleti yönetenlerin şatafatta boğulduğu, dünyada yaşanmayan her türlü kirliliğin, rezilliğin yaşandığı bir ülkeye dönüştü.
Bakın, değerli arkadaşlar, hemen, yeni açıklanan bir rapor var. OECD Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu tarafından yayınlanan raporda Türkiye "rüşvet cenneti" olarak nitelendirildi. Hani, eskiden bir laf vardı ya, Fuzuli'nindi sanırım: "Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar." Eskiyi geçtik, şimdi kurumlarda rüşvetten para üstü alacak kadar yüzsüzlük hâkim. Memleket rüşvet cennetine dönüşmüş durumda, fuhuş olmadığı kadar artmış, ülke sanal kumar ve yasa dışı bahis cennetine dönmüş durumda. Maalesef memleket, dolandırıcıların, kara para aklayanların başkenti olmuş durumda. Değerli arkadaşlar, artık kara para aklayanları İçişleri Bakanlığında, Adalet Bakanlığında değil, nerede görüyoruz? MASAK bulamıyor, İstihbarat bulamıyor, İçişleri Bakanlığı bulamıyor, nereden buluyoruz? Instgram'dan buluyoruz. Allah Mark Zuckerberg'den razı olsun, onun sayesinde kara paracıları görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, Emniyetin haberi yok, MASAK'ın haberi yok, istihbaratın haberi yok, kadın saçlarına dolarla bigudi yapıyor, lüks araçlarını Instagram'da paylaşınca haberimiz oluyor. Değerli arkadaşlar, bu tipleri memlekete hediye eden kim biliyor musunuz? Muhafazakâr iktidar. Maalesef, bunlar AK PARTİ'nin yaratmış olduğu model tipler yani yirmi sene sonra "AK PARTİ" deyince kim akla gelecek, biliyor musunuz? Engin Polat, Dilan Polat, Çiftlik Bank CEO'su Tosuncuk -biri daha vardı, ne Özer'di- Faruk Özer; ne kadar dolandırıcı varsa, ne kadar kara para aklayıcısı varsa en muhafazakâr, en millî hükûmet döneminde Türkiye'de marka olmuş durumda. Bunlar sizin yarattığınız tipler. Allah onları da ıslah etsin, onları yaratan sizi de Allah ıslah etsin. (CHP sıralarından alkışlar)
Millet "tasarruf" diyor, şatafat içinde, lüks içinde yaşamaya devam ediyorlar değerli arkadaşlar. Bu kanun teklifinde tasarruf yok, müsriflik var; maalesef, müsrif bakanlar var, şatafat var, israf var. Bakın değerli arkadaşlar, bu kanun teklifinin arkasında Audi'sinden vazgeçmeyen, Audi'sini depoda saklayan katakullici bir Diyanet İşleri Başkanı var. Dua okumayıp avcunun içine yazan Diyanet İşleri Başkanı duayı ezbere bilmiyor ama Audi modellerinin hepsini, A8'inden A4'üne kadar hepsini ezbere biliyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bir de bu kanun teklifinde bir hinlik var. Bakın, ne? Tasarrufa uymayan kamu görevlilerine ceza geliyor yani CHP'li belediyelere sopa gösteriliyor. Şimdi size bununla ilgili bir hikâye anlatacağım, yaşanmış bir hikâye anlatacağım. Trabzonspor önemli bir maça hazırlanıyor, hoca Özkan Sümer; taktikler veriyor, neyse, maç başlıyor, benim de çok sevdiğim, hayranı olduğum Lemi 1'inci dakikada ters bir vuruş yapıyor, gol oluyor, 15'inci dakikada ters bir vuruş daha yapıyor, direkten dönüyor. İlk yarı bitiyor, soyunma odasına gidiyorlar, futbolcular soruyor rahmetli Özkan Sümer'e "Taktik ne, taktik?" diye, diyor ki: "Taktiği boş verin, Lemi'yi tutun yeter." Bakın, şimdi siz de tasarruf genelgesini boş verin, reisi tutun başka bir şey istemiyoruz değerli arkadaşlar, sadece reisi tutun. (CHP sıralarından alkışlar) Bakın, AKP iktidara geldiğinde 3 özel uçağımız vardı, şu anda 16 tane özel uçak var. Uçağı yapan, Airbus'ı yapan Fransa'da bunun yarısı kadar, Amerika'da yok, Almanya'da yok ama bizim ülkemizde, fakir fukaranın ülkesinde var.
Bir başka örneği daha söylemek istiyorum. Geçtiğimiz yıl acaba yanlış mı görüyorum dedim, inanmadım ama geçtiğimiz hafta Amerika Birleşik Devletleri'nde görünce inandım; değerli milletvekilleri, Erdoğan buradaki zırhlısını kargo uçağıyla Amerika'ya götürüyor, araba kalmamış, buradan uçakla araba gidiyor, bunu da dikkatlerinize sunmak istiyorum. Almanya'da maça gidiyorlar, ya, hadi, burada rezil olduk da Almanya'da, bakın, bütün Avrupa liderleri var, kimisi arabayla geliyor, kimisi tarifeli uçakla geliyor; bizimkisi Berlin'de 100 araçlık konvoyla geliyor.
Değerli arkadaşlar, bakın, size bir örnek vereceğim, size bir şey göstereceğim: Bu bir limuzin arkadaşlar, bizim milletvekilleri bunu fotoğrafta görüyor sadece ama bunlar biniyor, bakın, bunlar biniyor, el de sallıyor. Akbaşoğlu, el sallıyorsunuz. Değerli arkadaşlar, bakın, bu limuzinin Türkiye'deki fiyatı 550 milyon lira -bakın, şurada ilandan bulduk- 550 milyon lira. 1 taneyle gezemiyor beyefendi, 2 limuzinle gezmesi lazım; 1 milyar 100 TL. Bakın, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Şu gördüğümüz rezilliği, şu şatafatı da sizlerin dikkatine sunmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, saray çok masraflı bir saray. Sarayın günlük masrafı ortalama 43 milyon 706 bin TL, saatte 1 milyon 820 bin TL, bir saatte 107 asgari ücret yeniyor değerli arkadaşlar. Bakın, özel zırhlı limuzinler, özel araçlar... Yani, nereden bakarsanız maalesef, elinizde kalıyor. Yine, aynı şey, taşıt kiralama giderlerine bakın değerli arkadaşlar. Mayıs ayında 169 milyon hava taşıtı kiralama gideri varken haziran ayında 573 milyon lira, tam 4 kat civarında artış var.
Şimdi, bunlar yapılırken Meclis ne yapıyor? Bakın, Meclis Başkanının hakkını yemeyelim, o tasarruf yapıyor, Allah için. Ne yapıyor? Değerli arkadaşlar, tasarruf genelgesi yayımlandı, damacana suyu yasakladı; damacana suyu yasakladı ve çözdü. Biliyorsunuz, bunları İsrail'i boykot ederken de yapmışlardı. Ne yapmışlardı? Mecliste Nescafe'yi yasakladılar, Cola'yı yasakladılar; İsrail'de Netanyahu'nun dizi titredi! Ya, bu kadar çocukça, bu kadar insanın güleceği şeyler yapılmaya devam ediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
VELİ AĞBABA (Devamla) - Sağ olun Başkanım.
Değerli arkadaşlar, bir de üç beş maaş alan insanlar var. Bunun yine bu teklifle üst sınırı. 98 bin lira olarak belirliyorlar. Burada bir kişinin 3 maaş, 5 maaş, 10 maaş alması önlenmiyor, sadece üst sınır belirleniyor, bunu da kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum. 98 bin lira almaya devam edecekler ve maalesef AK PARTİ'nin yapmış olduğu gibi devlet çiftlik gibi yönetilmeye devam edilecek.
Bakın, bazı kurumlardan örnek vereyim, Ziraat Bankası, Vakıfbank, Halkbank; bunların yönetim kurulu üyelerine bakın, ömürlerinde bankaya para yatırma, çekme dışında hiçbir bankacılık deneyimi olmayan insanlar. Kimisi yönetim kurulu başkanı, kimisi yönetim kurulu üyesi. Yine, Türk Telekom var ki tam bir çiftlik, bir çiftlik. Jölelisinden AKP eski milletvekillerine kadar herkes Türk Telekomda, maalesef bir çiftlikte yemeğe devam ediyorlar.
Bizim anlayışımız şu: Devletin malı deniz, yemeyen domuz değil; devletin malı deniz, yiyen domuz oğlu domuzdur. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)