GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:104
Tarih:17.07.2024

CHP GRUBU ADINA SERVET MULLAOĞLU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

6 Şubat depremlerinden bugüne kadar bir buçuk yıl geçmiş olmasına rağmen sorunlar çözülmemiş, bütün yakıcılığıyla devam etmektedir. Depremden önce Hükûmetin hiçbir hazırlığının olmamış olması, hükûmet sisteminin merkezîleşmiş olması, yerel dinamiklerin devre dışı bırakılmış olması ve en önemlisi kamu personelinin "mülakat sistemi" adı altında liyakata göre değil, sadakate göre şekillenmiş olması depremleri daha yıkıcı hâle getirmiştir.

"Mülakat sistemini kaldıracağız." dediniz ama henüz kaldırmadınız. Daha geçenlerde Adalet Bakanlığının yapmış olduğu hâkimlik sınavında 2'nci olan bir depremzede, bütün soruları bilmesine rağmen maalesef elenmiştir. Bu mülakat sistemi, arkadaşlar, hukuk devletine yapılan bir saldırıdır ve gerçekten kaldırılması gerekmektedir. Siz "Milliyetçiyim." diyorsunuz ama milliyetçilikten sadece AK PARTİ'ye oy veren insanları anlıyorsanız çok büyük haksızlık ediyorsunuz. Bu ülkenin bütün evlatları bu devletin şerefli evlatlarıdır; doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar kim hakkıyla bir sınavı elde etmişse kamu hizmetlerinde görevde bulunmaya ve o hizmetlerden yararlanmaya hakkı vardır. Siz bu hakkı ellerinden alıyorsunuz, öncelikle bunu ifade etmek isterim. Zaten mülakata önem verdiğiniz için, liyakate önem vermediğiniz için Kızılay Başkanı depremde çadır satmıştı. Depremden sonra hayatta kalanların birçoğu "Keşke ben de ölseydim!" demeye başlamıştır çünkü evini kaybetmiş, iş yerlerini kaybetmiş ve maalesef sahipsiz bırakılmışlardır.

Bir rezerv alanı rezaleti çıktı; gerçekten, aslında, belki iyi niyetle bir şeyler yapılmaya çalışılıyor ama bir mesele ancak bu kadar ellere yüzlere bulaştırılabilir. Şimdi, Bakanın sözüne güvenerek "Az hasarlı binalarda oturabilirsiniz." dendi, vatandaşlar az hasarlı binalarını tamir ettiler, oturdular; "Orta hasarlı binaları da güçlendirerek oturabilirsiniz." dendi, vatandaşlar onu da yaptı, sonra dendi ki: "Kusura bakmayın, burasını biz rezerv alanı ilan ettik, buraları yıkacağız." Niye? Plan bütünlüğü bozuluyor diye. Böyle bir kamu anlayışı olabilir mi? Depremden zaten mağdur olmuş vatandaşları sizin öngörüsüzlüğünüz yüzünden bir kere daha mağdur etmek asla kabul edilebilir bir şey değildir. O vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesi gerekmekte ve kesinlikle sağlam binaların rezerv alanları içerisinde asla yıkılmaması gerekmektedir.

Yine, "Kalıcı konutları bir yıl içerisinde teslim edeceğiz." dediniz, edemediniz. "Depremde eşyalarını kaybeden vatandaşlarımızın eşya bedellerini ödeyeceğiz." dediniz, onu yapmadınız ve maalesef vatandaşlarımızı mağdur etmeye devam ediyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

SERVET MULLAOĞLU (Devamla) - Olası depremlerin yıkıcı sorunlarını çözmek için gerçekten depremleri bir millî güvenlik sorunu hâlinde algılamak lazım. Millî güvenlik algısı sadece askerî tehditlerden ibaret olmamalıdır. Vatandaşın can ve mal güvenliğinin korunması noktasında, depremi o noktada değerlendirmek ve deprem bakanlığının acilen kurulması, deprem riski yüksek illerde ise şimdiden gerekli tedbirlerin alınması zaruridir çünkü en son depremde 2 bin nükleer bombanın yarattığı tahribat oluştu ve maalesef resmî rakamlara göre 50 binin üzerinde vatandaşımızı kaybettik. Dolayısıyla, ciddi bir devletin bu işe siyasetüstü bir yaklaşım sergileyerek gerçekten el atması ve deprem riski yüksek olan illerde gerekli tedbirleri alması gerekmektedir.

Genel Kurulu, hepinizi saygıyla selamlıyoruz ve önergeye "evet" diyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)