| Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 17.07.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaklaşık iki hafta önce, Kayseri'nin Melikgazi ilçesinde Suriyeli bir göçmenin 7 yaşındaki bir çocuğu taciz ettiği iddiasıyla başlayan ve pek çok mahalleye yayılan olaylar zinciri Suriye uyruklu göçmenlerin ev, dükkân ve arabalarının ateşe verilmesiyle vahim boyutlara ulaştı, hatta Antalya Serik'te 17 yaşında bir gencin, Ahmet El Naif'in yolunun kesilip bıçaklanarak öldürülmesiyle sonuçlandı. Güvenlik güçlerinin müdahalelerinin yetersizliği ortada oldu ve itfaiye erleri, Emniyet mensupları da bu saldırılardan nasibini aldı.
1 Temmuzda yaşanan ve yüzlerce göçmenin ciddi zararlara uğratılıp mağdur edilmesine neden olan olaylar zinciri, maalesef ülkemizde yabancı düşmanlığıyla mücadelede ne kadar yetersiz olduğumuzu bir kez daha gözler önüne serdi. Bir yanda hukuk ve demokrasi alanındaki başarısızlıklarına kutuplaşma ve kötü ekonomi yönetimini ekleyen ve bu başarısızlıklarını örtmede günah keçisi ilan edilen sığınmacıları hedefe koyup hukuksuzluklarla malul bir geri gönderme siyasetini izleyen iktidarı görüyoruz, diğer yanda iktidarın göç politikasındaki başarısızlığını eleştirmenin ötesinde sığınmacıları hedef gösterip göçmen karşıtlığını körükleyen, dahası ırkçılığa, nefrete, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayan bazı medya organlarını ve muhalif siyasi partileri görüyoruz.
Maalesef 1 Temmuz olayları bir ilki de temsil etmiyor, daha önce de İkitelli'de, Altındağ'da, Torbalı'da, Güzelbahçe'de benzer hadiseleri yaşadık. Kimi siyasiler ve sivil toplum kuruluşları o vakitte de yetkilileri uyarmışlardı ancak cezasızlık ve makropolitikalardaki ayak sürümeler maalesef meseleyi bu raddeye getirdi.
Eğer 1 Temmuz olaylarının üzeri örtülür ve gereken tedbirler alınmazsa ciddi bir beka sorununun önü alınamayacaktır. 6-7 Eylül olaylarını hatırlatan, trajik 1 Temmuz hadisesinin tekrarlanmamasına yönelik olarak bir Meclis araştırması komisyonunun oluşturulması elzemdir. Cevabının aranmaya da şu sorulardan başlanması gerekir: Kayseri'de gözaltına alınan 855 kişinin 468'i -burası gerçekten önemli- yani yarıdan fazlası 50 farklı yüz kızartıcı suçtan sabıkalı. Bu ifadeler doğru ise bu sabıkalı kitlenin ev, dükkân yakmak amacıyla olay mahalline vinç getirecek seviyede örgütlenmesini yönlendiren bir siyasi mekanizma, örgütlü ırkçı bir provokasyon ya da yabancı istihbarat örgütlerinin gücü var mıdır? Olaylara 8 bin kadar kişinin katıldığı, 855 kişinin gözaltına alındığı bilgisine karşın yüzlerce ev, dükkân yakıp yağmalayan linççi ekibin içinden sadece 13 kişinin tutuklanmış olması normal midir?
1 Temmuz olaylarından iki ay evvel bir siyasi parti liderinin de sosyal medyadan paylaştığı bir videonun Kayseri'deki Suriyelilerin dükkânlarını hedef gösterir tarzda hazırlanmış olduğu bilgisi İçişleri Bakanlığında ve Adalet Bakanlığında mevcut muydu? Mevcut idiyse âdeta olay mahallini ve kurbanları mimler tarzda yapılan bu faaliyetin soruşturma konusu olmuş muydu? Toplumun sinir uçlarıyla oynayan, toplumsal barış ve huzuru tehdit eden, yabancı düşmanlığı, nefret ve ayrımcılık, özel hayata ilişkin bilgilerin servis edilmesi, hedef gösterme, hakaret ve suça teşvik konularında tedbirler alınacak mıdır? 1 Temmuz olayları esnasında "Ayaklanış Türkiye" adlı bir hesaptan sözde 14 yaşında bir çocuk tarafından Göç İdaresinin uhdesinde olup belli ki içeriden sızdırılmış olan sığınmacı isim ve adres bilgilerini yayanlara, yayılmasına katkı sağlayanlara yönelik herhangi bir müeyyide uygulanmış mıdır? Bu konuda savcılıklar harekete geçmiş midir? İçişleri Bakanlığınca, bu bilgileri sızdıran ve açıkça suç işleyen Göç İdaresi bürokratları tespit edilip, görevden el çektirilip haklarında soruşturma açılmış mıdır? Adını anmak istemiyorum ama OHAL ilan ettirecek vahamette yaşanan hadiseler havaya ıslık çalarak izleniyor âdeta. Irkçı dalgayı oluşturanlar kadar bu dalga karşısında sessizlikleriyle pasif teşvike neden olan siyaset kurumunun da sorumluluğunu hatırlama vaktidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) - Irkçı şiddeti hafife almanın sonu takvimlere yeni utanç tarihleri düşmekten başkası değildir. Daha fazla facia yaşanmadan araştırma komisyonunun kurulması teklifimize desteğinizi bekliyor, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)