| Konu: | TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI İDARİ TEŞKİLATI KANUNU TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 30.11.2011 |
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 83 sıra sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi İdari Teşkilat Kanunu Teklifi üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, bu kanun kapsamında çok önemli düzenlemeler yapılıyor. Bunlardan bir tanesi de Meclise ait sağlık biriminin Sağlık Bakanlığıyla yapılacak bir protokolle Sağlık Bakanlığına devri.
Plan ve Bütçe Komisyonunda, alt komisyonda, ana komisyonda bu konuyla ilgili yasama ile yürütme arasındaki erk ilişkisinden, bu hizmetlerin Türkiye Büyük Millet Meclisinde kalması gerektiğini ifade eden veya bu hizmetlerin Sağlık Bakanlığına devrinin daha iyi olması noktasında birçok tartışma yapıldı.
Bu vesileyle değerli arkadaşlar, bir hekim olarak da milletvekillerimizin sağlıkla ilgili hususlarda içinde bulunduğu durumdan birazcık bahsetmek istiyorum.
Milletvekilliği gerçekten zor ve zahmetli bir görev. Hepimiz, bir yandan kendi seçim bölgemizdeki faaliyetlerimiz, bir yandan Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altındaki faaliyetlerimiz sebebiyle gerçekten sağlık açısından da çok ciddi bir risk altında olan grubu oluşturuyoruz. Âdeta milletvekili, bir yandan hizmet yapmakla yükümlü olduğu kitlenin veyahut da yürütmekle sorumlu addettiği işlerle ilgilenmekten kendisiyle ilgilenmeye fırsat bulamayan bir kitleyi oluşturur. Dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisindeki sağlık hizmetlerinin de hakikaten mükemmel bir şekilde olması gerekir.
Bu devirle ilgili konu aslında Meclisin gündemine ilk defa gelmiyor. 2005 yılında, başta SSK'ya ait olmak üzere diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki sağlık tesislerinin Sağlık Bakanlığına devriyle ilgili konuda da, kanun esnasında da bu konu gündeme gelmişti. O zaman ben Sağlık Müsteşarıydım ve birçok tartışmalar yapıldı ve en sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisine ait sağlık biriminin Meclis uhdesinde kalmasının sağlık hizmetlerini daha iyiye götüreceği kanaati ortaya çıktı. Ben o zaman da farklı bir kanaatteydim. Ama geçtiğimiz altı yıllık süre içerisinde, hekim olarak, tamamen hekim olarak yaptığım gözlemler çerçevesinde ifade etmek isterim ki, sağlık hizmetleri, en azından istediğimiz seviyede değil. Burada tabii ki, çalışan görevli, doktor, hemşire veya diğer sağlık çalışanlarının bir kusurunu falan söyleyecek değilim. Ama sağlık hizmetleri bir destek hizmeti olarak yani başta milletvekillerimiz olmak üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinde çalışan kişilerin sağlık hizmetini veren bir birim olarak en mükemmel olmak durumunda ama gelin görün ki şu andaki tablo o şekilde değil. Bu kanun çerçevesinde Sağlık Bakanlığına devrolduktan sonra bu hizmetlerin çok daha iyi bir noktaya geleceğini düşünüyorum çünkü gerek Komisyon gerekse Genel Kurul çalışmaları esnasında, geçmişten, öteden beri yaşanan birtakım sağlık problemlerini çözüm noktasında birçok zorluklarımız oldu. Bu devirle bu problemlerin ortadan kalkacağına ben şahsen bir doktor olarak inanıyorum ve tabii, bu çerçevede şunu da ifade etmek isterim ki, bu konu Plan ve Bütçe Komisyonunda "Yürütmenin yasamaya müdahalesi." şeklinde ifade edildi. Ama esasında şunu ifade etmeliyiz ki, bir hekimin bir milletvekilinin bünyesine, vücuduna olan müdahalesi "yürütmenin yasamaya müdahalesi" olarak addedilemez, o şekilde değerlendirilemez.
Sonuçta, yüksek risk altında çalışan milletvekillerimizin sağlık hizmetlerinin olsa olsa daha iyi bir şekilde takip ve tedavi edilmesi anlamını taşır. O yüzden, bu devri, şahsen bir doktor olarak çok önemsediğimi, hizmetlerin çok daha iyiye gideceği kanaatini, bu vesileyle şahsım adına ifade etmek için söz aldım.
Kanunun, başta milletvekillerimiz olmak üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisine hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)