GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Uşak Milletvekili İsmail Güneş'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, yurt dışı çıkış harçlarının 500 lira olarak belirlendiğine, dün Genel Kurulda mülakatların kaldırılmasıyla ilgili kanun tekliflerinin reddedilmesine, 2023 yılında mülakatları yapılan kaymakamlık sınavının listesine, 15 Temmuzdan sonra yaşanan bazı mağduriyetlerle Türkiye'nin artık yüzleşmesi gerektiğine, dokuzuncu yargı paketine, görüşülmekte olan 156 sıra sayılı Kanun Teklifi'ndeki 29'uncu maddeye ve dün Türkiye Futbol Federasyonu Başkanına Genel Kuruldan verdikleri mesaja ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:104
Tarih:17.07.2024

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tabii, notlarımın arasında yoktu ama son konuşmacı Sayın İsmail Güneş belediyelerdeki işe alımlarla ilgili bir konuyu dile getirdi. Gerçekliğinden ayrı olarak ilkesel bir şey ortaya koyacağım: Dün biz bu konuyu burada gündeme getirdik; genel olarak bu tür sorunların araştırılması için bir Meclis araştırması önergesi verdik, Sayın Güneş ona "hayır" oyu verdi. Bu çelişkiyi de kendilerinin takdirine sunmak isterim.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ben, sizin önergede burada değildim bir kere.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Keşke bunları, bu konuları siyasi partilerden bağımsız olarak araştırabilirsek, sağlıklı, makul bir zemine birlikte oturtabilirsek diyorum.

Gençlerimizle devam etmek istiyorum, yurt dışı çıkış harçlarına değineceğim. Yurt dışı çıkış harçları 500 lira olarak belirlendi. Bu uygulamayı adaletsiz bir uygulama olarak görüyoruz yani maddi varlığı yüksek olan insanlar ile yurt dışına sadece gezmek için gitmeye çalışan, harçlıklarını biriktiren gençlerimiz arasında büyük bir adaletsizlik oluşmuştur. Bu anlamda, gençlerimizin bu durumlarının gözetilerek bu konunun yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum. Tabii ki "500 lira nedir ki?" diyebilir sokaktan kopan insanlar, bunun ne anlama geldiğini bilmeyebilir ama ben eğitim öğretimdeki harçlıklarını biriktirerek, kıt kanaat imkânlarla yurt dışını gezmeye, dünyayı tanımaya çalışan yüzlerce genç arkadaşımı tanıyorum. Onlar için bu konunun bir daha gözden geçirilmesinde fayda olduğunun altını çizmek istiyorum.

Yine, gençlerimize devam etmek istiyorum. Dün burada mülakatların kaldırılmasıyla ilgili kanun teklifimiz vardı, tabii ki reddedildi. İktidardaki bazı arkadaşlar "Ya, bu konuyu çok dile getiriyorsunuz." diye sitem diyorlar ama arkadaşlar, gençler de bize sitem ediyor, onların temsilcileri olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki temsilciler olarak bize ve devleti yöneten yetkililer olarak da size sitem ediyorlar ve bu sitem eden gençlerimiz kayırmacı bir anlayıştan dolayı ülkelerine gönül koyuyorlar. Allah aşkına, bir genç ülkesine neden gönül koyar? Umudu çalınıyorsa, umudunu kaybediyorsa, umudunu yurt dışında aramak zorunda kalıyorsa bir genç ülkesine gönül koyar değerli milletvekillleri. Anlatmak istediğimiz husus budur yoksa buradan iktidar partisini yıpratmak, buradan siyasi bir çıkar elde etmek değildir; tek derdimiz, ülkenin geleceğiyle ilgili bir kaygıdır.

Bakın, elimde 2022 yılında yapılan, 2023 yılında da mülakatları yapılan kaymakamlık sınavlarının listesi var. Arkadaşlar, bu listeyi sizin incelemenizi rica ediyorum. Hangi siyasinin yakınları burada kaymakamlık sınavını kazanmış, buradan tek tek isim vererek farklı bir tartışma yaratmak istemiyorum, ilkesel bir şey ifade etmeye çalışıyorum. Hangi siyasilerin, hangi devlet görevlilerin yakınları şu listeye kolayca girebilmiş, derdimiz budur değerli milletvekilleri. Şuradaki şu kayırmacılığı gören gençlerimiz, az önce söylediğim gibi, umudunu kaybediyorlar ve gençlerimizin umudunu kaybetmesi de benim nazarımda bu ülkenin en büyük siyasi, en büyük beka sorunudur; bunu özellikle belirtmek istiyorum.

Dün burada 15 Temmuz gerçeğini konuştuk. Hiç şüphesiz ki 15 Temmuz bu ülkenin asil bir duruşudur ve bizler de o asil duruşun bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz, onu özellikle ifade etmek istiyorum. Ancak 15 Temmuzdan sonra yaşanan bazı mağduriyetlerle de Türkiye'nin artık yüzleşmesi gerekiyor. Bizim buradaki temel bakış açımız: Suçlu insanlar ile suçsuz insanların ayırt edilmediği, masum insanların ayırt edilmediği bir süreci yaşadık. Burada maalesef, hiçbir günahı olmadığı hâlde devlet görevinden uzaklaştırılan insanlar var. Yargı organının "Masumdur." dediği beraat eden, takipsizlik alan insanların kesinlikle görevlerine dönmesi gerektiğini, Türkiye'nin artık bu adımı atması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Bir de yargılamaların adil yapılmadığını görüyoruz. Suç vasfı taşımayan gazete aboneliği, dergi aboneliği, sendika üyeliği, dernek üyeliği, devletin yasal olarak müsaade ettiği bankaya para yatırmaktan dolayı insanlara cezalar verildi ve bu adil yargılamalar konusunda da bir adım atılması gerektiğini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda bir adım atılması gerektiğini, Türkiye'nin de bu gerçekle, bu sosyal yarayla artık yüzleşmesi gerektiğini ve adalet temelinde bu sorunu çözmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Dokuzuncu yargı paketinde büyük bir beklenti vardı. Özellikle dörtte dört diye anılan mükerrer suçlar ve 31 Temmuz covid yasası diye anılan, geçen yılki yargı paketinde 31 Temmuz itibarıyla kesinleşmeyen cezalarda, uygulanmayan konularda bir infaz rejimi değişikliği beklentisi vardı. İktidar bunu yapacağını ifade etmişti ama yapılmadı. Şimdi onuncu yargı paketinde diye ifade ediliyor. Bu konuda...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Başkanım, beş dakika bitti.

Buyurun.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Bu konuda yargı paketine bu düzenlemelerin girmesi önem arz ediyor diye düşünüyorum. Bu anlamda da onuncu yargı paketine bırakmadan bu konuda iktidarın bir adım atmasının anlamlı olacağını da ifade etmek istiyorum.

Yine, görüşülmekte olan 156 sıra sayılı Kanun Teklifi'ndeki 29'uncu maddede bir sorun ifade etmiştik. Çift maaş uygulamasının yasal hâle getiriliyor olmasına itiraz etmiştik. Bu konuda da bir düzeltme gerekliliğini ifade etmek istiyorum.

Son olarak, dün, Federasyon Başkanına buradan sert bir mesaj vermiştik. "Çok sert olmadı mı?" diyenler oldu. Aslında az bile dedik değerli milletvekilleri. Söylemek istediğimiz, bu Federasyon Başkanı ve ekibinin anlayışıyla Türk futbolunun gideceği bir adım yol yoktur. Türkiye Futbol Federasyonu üzerindeki siyaset etkisi ortadan kalksın. Siyaset, futbola baskı yapmasın. Türkiye Futbol Federasyonunu vizyonel bir şekilde geleceğe taşıyacak bir ekip iş başına gelsin diyorum.

Başkanım, teşekkür ediyorum.