GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İNSAN HAKLARI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ BAĞLAMINDA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:91
Tarih:11.04.2013

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan, kamuoyunda dördüncü yargı paketi diye adlandırılan tasarının son bölümünde, İç Tüzük'ün verdiği yetkiye dayanarak oyumun rengini belirtmek üzere huzurlarınızdayım. Öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iki günden beri süren, ilgili tasarıyla ilgili konuşmaları imkânlarım elverdiğince dinlemeye çalıştım. Muhalefetin ne dediğini, Bakanlığımızın ne dediğini, kanun teklifimizin, tasarımızın neler getirdiğini izlemeye çalıştım. Gördüğümüz bir şey var değerli arkadaşlarım: Muhalefet partisi milletvekili arkadaşlarımızın bir partiye mensup olan bir grubunun âdeta metni okumadan, sadece gelip gidip, gelip gidip "Silivri", "Silivri", "Silivri" demesini üzülerek takip ettim. Silivri bu ülkenin ciddi bir gündemi, kabul ediyorum fakat siz 26 maddelik bir paketin hiçbir maddesine değinmeden, hiçbir kelimesine değinmeden, sadece "Silivri" derseniz ne sözün karşılığı olur ne yaptığınızın anlamı olur.

Bir diğer muhalefet partisi milletvekillerimize baktığımızda, geldi "hain" dedi, gitti "satıyorlar" dedi, geldi "bayrak", gitti "vatan" dedi. Arkadaşlar, isterdik ki bu konuyla ilgili daha entelektüel, daha akademik bir yaklaşımla, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin öngördüğü kriterleri esas alan bir paket olduğundan dolayı, daha farklı yaklaşarak, daha önyargısız yaklaşarak bu konu incelenseydi.

Benim oyum "evet" hatta yetmez ama "evet." Daha ilerisini istemek zorundayız. Şundan dolayı: Bakınız değerli arkadaşlarım, bu pakete baktığımızda, Rusya'yla yarışan, 2 binden fazla mahkûmiyeti olan, binlerce euroluk tazminat ödeyen ülkemizin karnesinin daha iyi olması için kavga ediyoruz, onun için çalışma yapıyoruz. Pakete baktığımızda, işkence suçlarından zaman aşımının kalkması gibi, kamulaştırma davalarında vatandaşın lehine olan düzenlemeler gibi, idari yargıda ıslah imkânı gibi, kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlike yoksa daha makul düzenlemeler gibi, TMK'daki sınırların, bazı gözden geçirilen cezalarının tekrar revize edilmesi gibi, tutukluluk hâlinin devamında şüphelinin de, müdafinin de tekrar dinlenme imkânının verilmesi gibi, adli yardım taleplerinin tekrar düzenlenmesi gibi yani evrensel hukuk normlarına bizi bir adım daha yaklaştıran bir düzenleme olduğunu gördük. O yüzden, ben "Keşke sizler de `evet' diyebilseydiniz, bu `evet' demenin onurunu yaşayabilseydiniz." diyorum.

Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; söz almışken, dün akşam burada, bugün basına yansıyan, hepimizi de mahcup eden, üzen bir hususu paylaşmak istiyorum. Dün, çok köklü olduğunu iddia eden bir partinin bir grup başkan vekili -zabıtlar yanımda ama ahlakımdan dolayı o ifadeleri kullanmamak için okumayacağım- bir ifadede bulundu. Bakınız değerli arkadaşlar, bu kürsü Gazi Mustafa Kemal'in söz söylediği, bu kürsü Mehmet Akif'in söz söylediği, bu kürsü Adnan Menderes'in söz söylediği bir kürsü; o yüzden, o saygınlığa yaraşmamasından dolayı o ifadeyi okumayacağım fakat bugün basında o seviye dışı, ahlak dışı ifadeyi okuyunca ben de kendimde şu hakkı gördüm: Dün o ifadeyi kullanan grup başkan vekiline, o zaptı çıkarıp, büyük bir çerçeve yapıp kendisine hediye paketiyle gönderdim, mahcup olması dileğiyle torunlarına hediye etmesini istedim, nasıl cevap verdiğimi de basınla paylaştım.

Siyaset bugün var, yarın yok; kimliklerimiz bugün var, yarın yok. Mesele birbirimizin karşısına bakacak o yüzü kollayabilmek. Ülkemizin her zamankinden daha fazla birlik beraberliğe, birbirini dinlemeye ihtiyacı olduğu bir zamanda bu üslubun ne sahibine ne buraya faydası olmadığını düşünüyorum. Kaldı ki, adam olmanın yaşla, ırkla, cinsiyetle alakası olmadığını hepimiz biliyoruz. "Adam" vardır, "adam" vardır. O yüzden, ben bu talihsiz beyana sadece bir değinerek geçiyorum. Ancak, o partinin de bizim yaşımızda olan, genç olan milletvekillerine gerekli cevap hakkının kendi grup başkan vekillerine karşı doğduğunu düşünüyorum. Ayrıca, o partinin gençlik kolları olduğunu, gençlik kollarının da gerekli cevabı vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Mevcut kanunumuzun hayırlı olmasını ümit ediyor, bu duygular ve düşüncelerle daha anlayışlı, daha birbirini dinleyen bir Meclis ortamında diğer kanunlarımızı görüşmek üzere hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.