GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:102
Tarih:11.07.2024

SÜREYYA ÖNEŞ DERİCİ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizi izleyen kıymetli vatandaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yirmi dokuz yıl önce Bosna Hersek'te uluslararası toplumun gözleri önünde, onların sessizliğinde yaşanan, yüzlerce Boşnak'ın canını yitirdiği katliamdaki insanları, kardeşlerimizi saygıyla anıyorum. Daha az vahşi olmayan bir katliam Filistin'de sürüyor. Yine uluslararası toplum sessiz. Bir de bu kürsüden tekrar tekrar sessiz kalan herkesi şiddetle kınıyorum.

Değerli milletvekilleri, uzun saatler süren Millî Eğitim Komisyonu görüşmelerinin ardından Genel Kurulda Teklifi'yle ilgili son görüşmeleri yapıyoruz. Gerek Komisyonda gerekse burada neden bu teklifin eksik olduğunu, neden uygun olmadığını, neden Anayasa'ya aykırı olduğunu söyledik durduk. Şöyle dedik: Öğretmenlerimizin sorunları büyük, öğretmenlerimizin sorunları derin. Biz "laik eğitim" dedik, siz "ÇEDES" dediniz; biz "cumhuriyet değerleri" dedik, siz "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" dediniz ki bugün Danıştaya yürütmeyi durdurma kararı için başvurduk, bunu da bilgilerinize sunuyorum. Velhasıl biz dedik, siz bunların tam tersini yaptınız. Bu önümüze getirdiğiniz kanun teklifinde öğretmenlerin hiçbir sorunundan bahsedilmiyor, atanmayan öğretmenlerin adı geçmiyor. Özel okul öğretmenleri, ücretli öğretmen, özel sektör öğretmeninin hiçbir sorununa hiçbir çözüm getirilmiyor. Kanun teklifinin adı "Öğretmenlik Kanunu" ama içinde öğretmenin hâline dair gerçek olan bir madde bile yok. Değerli arkadaşlar, bu teklifi hazırlayan kim, bilmiyoruz. Tek bildiğimiz, hazırlayanın millî eğitimden anlamadığı, hazırlarken bir tek öğretmene bile danışmadığı "Senin derdin nedir?" diye sormadığı. (CHP sıralarından alkışlar) Hepimizin ailesinde, eşinde dostunda, arkadaş grubunda bir öğretmen var, bir tane olsun vardır. Hazırlayana soruyorum: Hadi sendikalara sormadın, senin ailende öğretmen yok mu; senin akrabalarında öğretmen yok mu; senin eşin dostunda öğretmen yok mu? Hepiniz bilmiyor musunuz ki öğretmen geçinemiyor, taban maaş sorunu var, özlük hakkı sorunu var. En kıymetlimiz olması gereken öğretmenlerimiz bugün sonsuza kadar atanamayacaklarını düşündükleri için başka meslekler seçmek zorunda ve sizin yücelteceğinizi söylediğiniz kanun teklifinde sadece ve sadece yine sizin ideolojik kadrolaşmanız için zemin hazırlanmış. Mülakat var, "Olmayacak." dediniz. Millî Eğitim Akademisine ne kadar uyum sağladığını gözlemleyeceksiniz. Keyfî olarak cezalandıracaksınız. Sizin belirlediğiniz disiplin yürütme kurulu üyeleri canları istediği şekilde cezalandıracak. Yani, Akademiye lütfedip alacaksınız, Akademiden lütfedip atacaksınız. Siz kimi işe alıyorsunuz, kimi işten atıyorsunuz; bizim en kıymetlilerimizi, öğretmenlerimizi. Öğretmen olmak için ömrünü vermiş, anası babası zorla okutmuş, öğretmen olmuş. Bu kanun teklifi diyor ki: "Öğretmen adayı" Ne münasebet? "Öğretmen adayı" ne demek? Öğreten olmuş, okumuş, okulunu bitirmiş. Ne münasebet sayın vekiller?

Sayın milletvekilleri, bu kanun teklifinde Atatürk ilke ve devrimlerini bizim zorumuzla koymaya karar verdiniz. Bunu da çok şuursuzca buluyorum. Atatürk ilke ve devrimlerinin olmadığı, millî eğitime dair herhangi bir belge düşünülemez çünkü varlık sebebiniz ülkemizin kurucusu Atatürk'tür. Dolayısıyla siz bunu unuttuğunuz her seferinde karşınızda bizleri bulacaksınız.

Bakınız, millî eğitim kanunları, müfredatı bir milletin geleceğini korumak için düzenlenir. "1 milyon atanamayan öğretmen var." dedik -"atanmayan" pardon- ama aileleriyle sayalım çünkü belki de o ücrete o aileler tümüyle muhtaç. Yani eşi olsun, 2 çocuğu olsun; yok saydığınız 1 milyon değil, 4 milyon atanmayan öğretmen ailesi. Tamam, Akademiye aldınız 20 bin kişi, geriye kaldı 980 bin, aileleriyle birlikte 3 milyon 920 bin kişinin haklarını hiçe sayıyorsunuz, haklarını gasbediyorsunuz ve aslında onlardan bahsetmiyorsunuz bile, yine yok sayıyorsunuz, her zamanki gibi yok sayıyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi olarak sizden talebimiz, öğretmenler bir nebze umurunuzdaysa teklifinizi geri çeker ve ilgili paydaşlarla ortaklaşarak doğrusunu yaparsınız. İki seçenek var: Ya öğretmenlerin sesini duyarsınız ya da sesini duymadığınız emekliler, asgari ücretle çalışanlar, çiftçiler, işçiler kategorisine koyarsınız; millet de sesini size ilk genel seçimlerde çok net bir şekilde duyurur.

Teşekkür ediyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)