| Konu: | Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 11.07.2024 |
DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle sözlerime öğretmenlik mesleğini layıkıyla yerine getirmeye çalışan; demokratik, özgür yarınlar yaratmak için emek veren bütün öğretmenlerimizi selamlayarak başlamak istiyorum.
Bir insan öğretmen olabilmek için en az on beş yıl eğitim görüyor, dershanelere gidiyor, KPSS'ye hazırlanıyor ve bir umut atanırım diye hayatının en güzel yıllarını sınav için harcıyor. Mülakat sistemi varken geçebilen şanslı sayılıp mesleğe başlıyordu, tabii AKP il, ilçe teşkilatlarında tanıdığı varsa. "Mülakatı kaldırdık." deyip sözde müjdeli haberi verdiniz ama meğerse "Bizden olmayanı nasıl eleriz?" politikasını araştırıyormuşsunuz bu kanun maddesiyle ve bu yasa teklifini sanki öğretmenler için hazırlıyormuşsunuz gibi yapıp yine "Kendi sistemimizi nasıl yürütürüz?"ün derdine düşmüşsünüz. Üzerine konuştuğum madde 13'üncü madde, tam da bu maddeden bahsediyor. Öğretmen adaylarına "Mülakatı kaldırdık, sen hele gel, bir işe başla, gözümüz seni tutmazsa, eğer kılık kıyafetin hoşumuza gitmezse kafamıza göre bir disiplin suçu oluşturup bütün hayatını mahvederiz." diyorsunuz çünkü disiplin cezaları tamamen bu yasa teklifinde subjektif bir şekilde ele alınmış ve üstüne üstlük bu disiplin kurulu üyeleri arasında sendika temsilcileri dahi yer almayacak ve öğretmeni koruyacak olan, haklarını savunacak olan hiçbir mekanizma maalesef ki yer almıyor. Kazanılmış hakları yok sayıyorsunuz, bununla da kalmıyorsunuz, bu kanun teklifiyle, herhangi bir soruşturma durumunda ise Akademi Başkanını muhakkik görevlendiriyorsunuz. Yine, soruşturmayı araştıran kişi de bu muhakkikin ta kendisi. Ama bu kişi hangi kurumda olacak, kim olacak, nasıl gelişecek; yasa teklifinde buna dair hiçbir şey belli değil ama belli olan bir şey var, kapı arkasında, Sayın Tekin bunların tamamını belirleyecek durumda. Tabii ki iktidarın pratiği ortada. Devlet kurumlarının hepsi tamamen AKP'nin işgali altında. Muhalifseniz, Kürt'seniz, Alevi'yseniz, sosyalist demokratsanız "pat" diye görevinize bu teklifle son verilebilecek. Halkın yıllardır yaşadığı tam da bu değil mi? Mülakatı kaldırıp yerine disiplin soruşturması aparatıyla âdeta mülakat elemesi yapmanın bir yolunu da bu şekilde bu teklifle bulmuşsunuz.
Sayın milletvekilleri, balık baştan kokar. Saray, bir Bakan atamış, gerçekten akıllara ziyan bir Bakan. Liyakatsiz, torpile dayanan, usulsüz işlemlerle eğitim sistemini yönetemezsiniz; bu çok net. Ama Bakan Yusuf Tekin alışmış bu duruma. Kendisi Bakan olmadan önce nasıl bir sözde eğitim politikası işletiyorsa aynısıyla bütün ülkenin eğitim sistemini âdeta işletmeye adamış kendini. Mevcut Bakanın eğitim anlayışı "tekçi", Bakanın eğitim anlayışı "milliyetçi", Bakanın eğitim anlayışı "cinsiyetçi", Bakanın eğitim anlayışı "liyakatsiz". Ve bu teklifte de hepsini bir maddede yerleştirmişler. Sayın Bakan 2018-2023 yılları arasında Hacı Bayram Veli Üniversitesine tam beş yıl boyunca rektörlük yapmış. Allah rızası için ya, bu üniversitede beş yıl boyunca neredeyse tek iyi bir mesele yok. Gelmeden baktım, yazın siz de bir Google'layın hemen. Üniversitede rektör olduğu dönemde yolsuzluk çıkıyor, usulsüzlük çıkıyor, liyakatsizlik çıkıyor ve bu haberler hâlen sitede yazıyor. Biz söylesek hemen buradan başlayacaksınız "Yalan, yalan, yalan." diye, açın, bakın. Bunu biz söylemiyoruz, Sayıştay raporunda açık açık yazıyor, diyor ki Sayıştay: "Bakan üniversitedeyken 15 kişinin şube müdürlüğünün sınavsız ataması yapıldı." Şaşırdık mı? Tabii ki hayır. Bu kanun maddesi de zaten buna benzer yöntemlerle yapılıyor. Yine, şube müdürlüğü kadrolarına eşitlik, liyakatli ve kariyer ilkeleri çerçevesinde atama yapılması gerekirken bu ilkeler gözetilmeden, mevzuatta belirtilen şartlar dikkate alınmadan atamalar gerçekleştiği Sayıştay raporuyla sabit. Bununla bitse iyi, yine usulsüzlük, usulsüz ihaleler de gırla. Bakın, yine 2021 yılında yine Sayıştay raporunda yazıyor bu da, açık açık söylüyor. Yahu, böylesi işleri yapan bir rektör şu an koskoca ülkenin Eğitim Bakanı ya, böyle bir şey olabilir mi? Yine, adrese teslim kadrolar. Yine aynı dönemde, yine Yusuf Tekin döneminde. Güya akademisyenler için ilana çıkılmış üniversitede, bir tek kaş, göz yazmamış yani hani sarı saç, mavi göz; bu yazılmamış. Direkt adrese teslim bir şekilde kadrolar yapılmış. Üstelik YÖK'ün bununla ilgili kararı olmasına rağmen.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Ne çare... Tutanaklara geçer, siz sözünüzü bitirin ama mikrofon açamıyoruz.
DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Hemem tamamlayacağım.
Biz de isterdik şaibesiz bir Millî Eğitim Bakanı olsun ama maalesef ki bu teklifle bir kez daha görüyoruz ki hiçbir şekilde çocukların hakkını, eğitimini gözeten bir teklif değil. O yüzden, bu teklifi hiçbir şekilde kabul etmiyorum. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)