| Konu: | İNSAN HAKLARI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ BAĞLAMINDA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 11.04.2013 |
AYŞE NEDRET AKOVA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 18'inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hükûmet sürekli yargı paketleri, paketçikleri getirmesine rağmen hâlen adil yargılanmayı sağlayamamakta, insan hakları ihlallerini engelleyememektedir çünkü bütün tasarıların içeriği gerçekte boştur. Adalet adına, demokrasi adına, insan hakları adına çözüm üretilmemektedir. Millî irade iki senedir tutukludur. Muhalefet eden gazeteciler, ülkemizi koruyan askerler dört yıldır tutukludur. Suçunun ne olduğunu bilmeden, ortada delil yokken tutuklanıp sonradan delillerin toplanma aşamasında karartılacağı endişesiyle tutukluluğna karar verilmesi hangi adalet anlayışının sonucudur?
Gerçekten insan haklarının ihlal edilmesi engellenmek isteniyorsa öncelikle ortada suç ve delil olmadan uzun tutukluluk kararlarını engelleyecek kanun hazırlanmalıdır. Şu hâliyle tutuklu yargılamalar fiilî mahkûmiyettir, peşinen suçun kabulüdür. Ortada delil olmamasına rağmen, teröristlerin, dengesiz kişilerin, tecavüz suçlularının tanıklıkları, imzasız mektuplar sonucu bu kadar uzun tutukluluk sürelerinden sonra, kişi hak ve hürriyetleri engellendikten sonra mahkemelerin acaba hukuksuzluklarını fark edip sanıkları salıvermeleri mümkün müdür sizce?
Kanun tasarısının başlık ve içeriği arasında uyumsuzluk vardır. İnsan hakları ve ifade özgürlüğü bağlamında değişiklik teklif edilmesine rağmen içerikte bunun yakınından bile geçilmemektedir. Her şeyden önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi kendi üyelerinin tutukluluk durumunu iki yıldır çözemediyse nasıl insan haklarını sağlama amaçlı bir kanun komisyonlardan rahatlıkla geçebilmekte ve şu an görüşülmektedir anlamak mümkün değildir.
"Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatlarıyla uyum sağlamak amaçlanıyor." denilmesine rağmen birçok noktada geriye doğru gidilmektedir. Üstelik bugün yargıya hâkim olan taraflılığa, kamuoyunu meşgul eden mevcut hukuk sorunlarına, savunma ve adil yargılanma hak ihlallerinin önemli bir bölümüne kesinlikle yanıt vermemektedir. Düşünce suçu yaratmaya açık maddeler ayıklanmamıştır. Adil yargılanma için de düzenlemeler yoktur. Savunma ihlalleri, sahte deliller, teröristten, adi suçludan tanık, Genelkurmay başkanından sanık olunan, birçok aileyi perişan eden, uzun tutukluluk süreleriyle suç kesinleşmeden suçlu ilan edilen, ihmalsizlikler yüzünden yargılanmadan intiharlara, ölümlere sebep olunan davalar için beklenen çözüm bu tasarıda hiç yer almamıştır. Adil yargılanma için bekleyen tutuklular ve aileler için bu tasarı tam bir fiyaskodur. "İnsan hakları" tasarının sadece adında yer almaktadır. "Dağ fare doğurdu." tanımı bu tasarıya uygundur.
Türkiye'nin AİHM kararları açısından görünümünü daha iyi bir noktaya taşıyabilmenin amaçlanması ise daha da kötü bir demokrasi ve hukuk anlayışı yaklaşımıdır. Amaç, her zaman herkes için eşit adalet ve mutlaka adil yargılanma olmalıdır. AİHM'de yargılanmamak için değil, vatandaşlarını evrensel hukuk kurallarına göre, tarafsız ve adil bir şekilde yargılayabilmek için kanun tasarısı hazırlanmalıdır.
Türkiye'nin yargının işleyişi açısından iftihar edilebilecek tek bir yönü bile bulunmamaktadır. Var olan hukuksuzlukları, insan hakları ihlallerini engellemek için tasarı hazırlanması gerekirken İmralı'yla yapılan ince hesaplara göre terör örgütünün faaliyetlerini meşrulaştırmak için tasarı hazırlanması kabul edilemez.
Kanun tasarısıyla güdülen asıl amaç, insan hakları ihlallerini önlemek, ifade özgürlüğünü sağlamak değildir; varılmak istenen amaç, terör örgütünü meşrulaştırmaktır. Terör örgütü propagandası serbest bırakılmıştır. Terör örgütleri meşrulaştırılırken bu suçlardan hükümlü ve tutuklu olanlara ise örtülü bir af getirilmiştir. Suç ve suçluyu övmeyi yasaklayan Türk Ceza Kanunu'nun 215'inci maddesindeki suçun unsurları değiştirilerek kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması şartı olarak terör örgütlerine ve elebaşlarına serbestlik sağlanmaktadır.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.