GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:102
Tarih:11.07.2024

SÜMEYYE BOZ ÇAKI (Muş) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Öncelikle ekranları başlarında bizi izleyen değerli halklarımızı ve cezaevlerinde bizi yakından takip eden değerli siyasi tutsak yoldaşlarımızı selamlıyorum.

Şimdi, iktidarın politikalarına baktığımızda eğitim kadar iğdiş edilen, altının üstüne, üstünün altına getirildiği başka bir alan yoktur muhtemelen. İktidarları süresince eğitim politikalarında da herhangi bir dikiş tutturamadıkları gibi bakanlarda da bir dikiş tutturamadılar. Bu süre boyunca neredeyse 9 Bakan değişti ama bu 9 Bakanın hiçbiri ana dilde demokratik, bilimsel, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten, ilerici ve yenilikçi hiçbir eğitime dair icraata ne yazık ki muktedir olamadı. Niçin muktedir olamadılar? Çünkü yapmak istemediler. Neden yapmak istemediler? Çünkü yaratmak istedikleri bir ideoloji vardı ve bu ideolojiyi üretecekleri insanlar vardı ve bu insanları mümkün olduğunca ana dilde, demokratik, bilimsel, toplumsal, cinsiyet eşitlikçi yaklaşımdan uzak tutmaları gerekiyordu ki istedikleri tahayyülü yaratabilsinler, istedikleri şekli ortaya çıkarabilsinler.

Şimdi, ana dilde eğitimdeki yaklaşımın da zaten ne kadar ikiyüzlü olduğunu biliyoruz. Bunu Kürdolojiye yaklaşımlarından biliyoruz. Örneğin, Kürt dili ve edebiyatı mezunları öğretmen olmayı bekliyor. Bu konuyla ilgili 8 maddeden oluşan bir soru önergesi verdik 28/11/2023 tarihinde ancak buna 2024 yılının Haziran ayında geri dönüş yaptılar ve sadece 1 maddeyi cevapladılar. Ancak Kürt dili ve edebiyatı mezunlarının, öğretmen olarak bekleyenlerin staj sorunlarına, onların stajlarını kabul etmeyen okullara, bu okullarla ilgili herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığına dair hiçbir sorumuza geri dönüş yapmadılar. Samimiyetlerini ya da samimiyetsizliklerini aslında biz buradan görüyoruz.

Şimdi, iktidarın eğitim politikaları ve Millî Eğitim Akademisi kanunu taslağına gelince, başından sonuna kadar bütün hatiplerin ifade ettiği şey buydu: Herhangi bir çözüm sunmuyor, hatta çözüm sunmaktan öte âdeta bunları derinleştirmek için hazırlanmış. Çünkü hep söylüyoruz; hiçbir meslek örgütünün, sendikanın, öğretmenlerin görüşü alınmadı. Hatta değil topyekûn tamamı üzerine, herhangi bir madde için bile birisine danışılmadı. Biz Kürtçede bunun için bir deyim kullanıyoruz: "..." (*) Yani "Siz istediğiniz kadar söyleyin, istediğinizi söyleyin, ben bilirim." mealindeki bir yaklaşım içerisindedir iktidar. Şimdi, böyle bir meselede aslında bir konuya değinmek istiyorum: Bir dönem formasyon aldım ancak formasyonun yarısında bunu yapabilecek sabra ve metanete sahip olmadığıma karar verdim ve formasyonu yarıda bıraktım ancak hani bunu ifade ederken neyi demek istiyorum? Bunu yapabilecek insanlar var ve bu önlerine konulacak olan engelleri bilerek, bunların farkında olarak bu mesleğe kendilerini adamışlar, bu adanmışlıkla yola çıkmışlar, önlerine binlerce engel konulduğunu bile bile bunu yapıyorlar ancak iktidar onların bu engelli koşusuna yenilerini eklemeye devam ediyor. Bu insanlar lisans hayatları boyunca defalarca sınavlara girdiler, rüştlerini ispat etmeye çalıştılar ancak bunun sonrasında staja gittiler, yetmedi KPSS sınavına girdiler, yetmedi zaten daha önceden sonucu ve kararı belirlenmiş olan mülakatlara takıldılar; şimdi de onlara hazırlık eğitimini şart koşuyorsunuz, bu hazırlık eğitimi yetmiyormuş gibi, üzerine bir de Bakanlığın kıstaslarını belirlemiş olduğu, kendince değerlendirmelerini yapabileceği başka bir engel veriyorsunuz. Hatta bu hazırlık eğitiminde ise onları asgari ücretin altında çalışmaya mahkûm ediyorsunuz, darbe üstüne darbe vurmaya devam ediyorsunuz. Bu yüzden konuşmamı aslında Genel Kurula değil şu anda gözü kulağı bizde olan öğretmenler için yapmak istiyorum çünkü anlaşılmadıklarını hissediyorum, onların burada söylediklerinin havada kaldığını düşünüyorum. Bu yüzden de size değil onlara hitaben bunu söylemiş olayım. Bu anlamda başından sonuna kadar öğretmenlerin hakları, özlük hakları, gelecekleri ve içerisinde bulundukları meslek, uzmanlık konumları için herhangi bir çözüm sunmayan bu yasa teklifine kesinlikle "hayır" diyoruz, kabul etmiyoruz. Onların sesinin en azından bizim tarafımızdan duyulduğunu buradan açıklamak istiyorum, kendilerini de saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)