GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:99
Tarih:04.07.2024

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Türk Millî Takımı çeyrek finalden yarı finale giderken bir önceki maçta 2 gol atan, takımın en önemli oyuncularından Merih Demiral'a 2 maç ceza veriliyor. Futbolcumuzun kullandığı işaretten sana ne, size ne? Ne yapmış? Sevincini bir işaretle göstermiş. Merih Demiral'ın gözlerinden öptüğümüzü buradan ifade etmek istiyorum. Türk Millî Takımı'na başarılar diliyoruz. Hepimiz Atatürk milliyetçisiyiz, herkes istediği gibi sevincini gösterir. (CHP sıralarından alkışlar)

Buradan bir mesaj da Futbol Federasyonuna: 600 misafiri Avrupa'ya götürdü, Almanya'ya götürdü. Lütfen, misafir ağırlayacaklarına yarınki savunmaya biraz çalışsınlar, diplomasi yapsınlar ve bu kararı iptal ettirsinler. Bu kararı tanımadığımızı, Türk Millî Takımı'nın hep beraber yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, burada çok defa konuştum, bir kez daha ifade etmek istiyorum: Malatya, biliyorsunuz, diğer iller gibi, diğer 4 il gibi maalesef çok büyük bir depremi yaşadı ve bu depremin yaralarını sarmaktan hâlâ uzağız. Malatya büyük bir sahipsizlik duygusuyla baş başa bırakılmış durumda. Deprem sadece binalarımızı yıkmadı, deprem maalesef psikolojimizi yıktı, Malatya büyük bir travmayla karşı karşıya, hâlâ büyük bir sahipsizlik duygusu egemen ve Malatya'da hâlâ bir ilerleme katedebilmiş değil, hâlâ büyük bir belirsizlik var, hâlâ birçok problemle boğuşmak zorunda kalıyor. Malatyalılara söz verdim; Malatya'nın depremle ilgili nasıl bir yıkıma uğradığını, maalesef birileri görmezden gelirken nasıl bir yıkıma uğradığını buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Malatya'nın çarşısı yok, hâlâ esnaflar kan ağlıyor, hâlâ konteynerlerde kalan insanlar var, hâlâ evlerine yerleşememiş insanlar var, hâlâ maalesef orta hasarlı binalarda problem devam ediyor, yerinde dönüşümle ilgili problem devam ediyor, TOKİ'nin yapmış olduğu konut sayısı Hükûmetin söz verdiğinin sadece yüzde 7'si, 100 kişiden 93'ü hâlâ başka şehirlerde ve konteynerlerde yaşamaya devam ediyor.

Depremin vurduğu bir kentte bir önemli problemimiz daha var, o da dünyaca meşhur kayısımız; kayısı da maalesef çok zor günler geçiriyor. Toplam kayısı rekoltemiz 107 bin ton civarında açıklanmış durumda. Malatyalı üretici "Kayısımız maalesef ayakaltı oldu." diyor.

Şimdi, değerli arkadaşlar, geçen yıl sarı kayısı 160 TL'den, gün kurusu 220 TL'den alıcı bulurken bu yıl şu an pazarda 100 ile 140 TL arasında alıcı buluyor. Enflasyon TÜİK'e göre yüzde 71 ancak bizim kayısımızın fiyatı düşmeye devam ediyor. Eğer bu enflasyona göre hesaplarsanız sarı kayısının 220 TL, gün kurusunun 312 TL olması lazım. Ne Toprak Mahsulleri Ofisinden ne Tarım Bakanlığından ne de AK PARTİ milletvekillerinden maalesef ses çıkmıyor, tıs çıkmıyor; arkadaşlar sanki başka illerin milletvekilleri gibi, kayısıyla ilgili bir şey konuşmuyorlar. Toprak Mahsulleri Ofisi 2021 yılında büyük bir gösteriyle "Kayısı alacağız." dedi; bir sefer aldılar, ondan beri kayısı almıyorlar hatta depremde "Enkazın altındaki kayısıları alın." diye çağrı yaptık, maalesef almadılar.

Şimdi, bakın arkadaşlar, geçen yıl mazotun litresi temmuzda 24 TL'ydi, bu yıl 44 TL; geçen yıl işçi yevmiyesi 447 TL'ydi, bu yıl 900 TL; geçen yıl bir ton gübre 7.800 liraydı, bu yıl 13.500 TL; geçen yıl bir ton çiçek ilacı 300 liraydı, bu yıl 1.000 TL; maalesef, sulama birlikleri de suya yüzde 400 zam yaptı. Değerli arkadaşlar, geçen yıl 1 kilo kayısıyla 8 litre mazot alınırken bu yıl 1 kilo kayısıyla 3 litre mazot alınabiliyor; geçen yıl 10 kilo kayısıyla 6 ton çiçek ilacı alınırken bu yıl 10 kilo kayısıyla 1 ton ilaç alınabiliyor yani bunu lütfen görün. Kayısıyla ilgili tedbirleri almak lazım yoksa Malatyalılar alın terlerinin karşılığını alamayacaklar. Depremden zarar görmüş Malatya'da insanları tutan şeylerden biri de kayısı, insanlar kayısı bahçeleri nedeniyle ikamet ediyorlar; bunu da dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bir de "TARSİM" diye bir problemimiz var. Maalesef, hem Toprak Mahsulleri Ofisiyle hem TARSİM'le ilgili başımız büyük belada. Şimdi, her yıl 650 metre ile 1.000 rakımı arasında kalan ova bölgelerinde ürün kaybı var; ürün miktarı yüzde 30 civarında. Bu yıl değişik zamanlarda ve yerlerde fırtına kayısı ağaçlarını kökünden söktü, dallarını kırdı, olgunlaşmamış kayısıları yere serdi. Meydana gelen fırtınada dökülen kayısıların bir kısmı olgunlaşmamış, islime verilmez, gün kurusu olmaz. Olgunlaşmamış olanların bir kısmı yere düştüğü için parçalanmış durumda.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ağbaba, lütfen tamamlayın.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Sağ olun.

Bu durumda, dökülmüş olan kayısıların ancak üçte 1'i kurtarılacak ancak TARSİM eksperlerinin canı yanmış, üreticiye yerdeki ürününü alıp islime atmasını tavsiye ediyor, TARSİM'in bu zararı karşılayamayacağını söylüyor; sudan sebeplerle üreticiye ret veriliyor.

TARSİM sistemiyle ilgili bu kürsüden defalarca konuşma yaptım. Yaşanan iklim değişikliği nedeniyle TARSİM mutlaka yönetmelik değişikliğine gitmelidir. Mevcut sözleşme esaslarında yer almayan yeni zarar türleri ortadayken bu sorunun inatla çözülmek istenmemesini de anlamak mümkün değil, âdeta Malatya cezalandırılmaya çalışılıyor. TARSİM, başta Malatya olmak üzere talep edilen her bölgede sigorta kapsamını genişletmeli, bedelini üreticiden almalıdır. Bunu da yüce Meclisin dikkatine sunmak istiyorum.

Ayrıca, hâlâ sulama sorunumuz çözülebilmiş değil. Maalesef, Malatya'nın sesini duyan yok ama inatla herkes duyuncaya kadar Malatya'nın sesi olmaya...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VELİ AĞBABA (Devamla) - ...kayısının sesi olmaya, deprem bölgesinde zarar gören Malatya'nın sesi olmaya devam edeceğim.

Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)