| Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 99 |
| Tarih: | 04.07.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milyonlarca asgari ücretlimizin yılın 2'nci altı ayı için iktidarın kalbindeki merhamet çınarından değilse de merhamet kırıntısından umut kesmeden beklediği zam gerçekleşmedi maalesef. Ülkemizde çalışanların en az yarısı, kimi araştırmalara göre yüzde 70'i asgari ücretle çalışıyor. Başka ülkelerde istisnai ücrete, bizde ortalama ücrete karşılık geldiği için bir asgari ücretliler toplumuyuz aslında. Onun için, asgari ücret, toplumsal gelişmişliğimizin de belirleyicisi.
TÜRK-İŞ, geçtiğimiz ay 4 kişilik ailenin açlık sınırını 19 bin lira, yoksulluk sınırını 62 bin lira olarak belirledi yani asgari ücretten bahsederken açlık sınırının 2 bin lira altında, yoksulluk sınırının 45 bin lira altında bir rakamdan bahsediyoruz. Sadece gıda harcaması tutarı yılbaşına göre 3.930 lira arttı yani altı ay önceki 17 bin lira, sadece gıda harcamaları bile hesaplansa bugün aslında 13 bin lira demek.
Değerli milletvekilleri, milyonları yoksullukta ve sefalette eşitleyenler bir türkü tutturmuşlar: "Asgari ücret artışı enflasyonu tetikler." İktidara göre kendi yaptıkları zamlar değil ama asgari ücrete yapılacak zam enflasyon için büyük tehdit.
Gelin, resmî raporlara bakalım. Merkez Bankası, 2023'ün 3'üncü Enflasyon Raporu'nda asgari ücretten enflasyona geçişkenlik konusundaki çalışmasında, asgari ücret ve enflasyon ilişkisine dair bir esneklik hesabı yapıyor ve diyor ki: "Hesaba göre, yılın ikinci yarısında yüzde 25 oranında bir artış yapılsaydı bunun enflasyona olası etkisi 2-3 puan arasında kalacaktı." Hatalı politikaları nedeniyle enflasyonu en iyi hâliyle yüzde 70'ler seviyesinde tutanlar, yüzde 25 oranındaki asgari ücret artışı enflasyonu 2-3 puan artırabilir endişesine kapılarak şahinleşiyorlar. Kaldı ki 2016'da, 2010'lu yılların yüzde 30'la en yüksek asgari ücret zammı verildikten sonra enflasyonda düşüş bile yaşandığı bilgisini nazara alalım ki aklımızla da vicdanımızda da dalga geçilmesin. Enflasyonu 2 puan artırmasın diye asgari ücrete zam yapmamak, enflasyonun böylesine yüksek olduğu bir yerde insani bütün duygulara aykırıdır. Bizler geçen yıl canavarlaşan enflasyon yüzünden üç ayda bir zam formülünü konuşurken bugün TÜİK'e göre yüzde 72, ENAG'a göre yüzde 113 enflasyonun olduğu bir ortamda, yılda bir yapılan zammın altında vatandaşlarımızın ezilişini izliyoruz. Patronlara vergi istisnası getirilirken, kiraları ötelenirken söylenmeyen "Enflasyon yükselir." türküsü asgari ücretliye gelince çığırılmaya başlanıyor. Safsata ekonomi modelleriyle enflasyona rekor kırdıranlar, asgari ücrete gelince birden celallenmeye başlıyor. Asgari ücretli enflasyon artmasın diye bedel ödüyor ama enflasyonu azdıran başsorumlular hiçbir bedel ödemiyor; asgari ücretli bedel ödüyor ama vergilere yüzde 100'lerde, yüzde 1.000'lerde zam yaparak bu cehennem ateşini harlayanlar bedel ödemiyor. Bunun adı enflasyonla mücadele falan değildir; emekçiyle, üç kuruşla geçinenle, milletle mücadeledir.
Çalışma Bakanımız zam sorularına "Defalarca söyledik." diye öfkelendiği gibi, Maliye Bakanımız da şu çelişkilerini defalarca hatırlatmamız karşısında bize öfkelenebilir: İktidarınız, geçen yıl 5'li çete ve yandaş müteahhitlerin 660 milyar liralık kesinleşmiş vergisini affederken bütçeye 226 milyar lira ek kaynak kazandırabilmek için iğneden ipliğe her şeye zam yapıyor. Sabah gittiği markette akşam farklı fiyatla karşılaşan, işe gidip gelmek dışında sosyal hayata karışacak takati kalmayan asgari ücretlinin hâlini, biliyoruz ki iki adımlık ülkelere özel uçakla giden bir yönetim ne dert eder ne de gündem. Biraz bunalacak, biraz kızacaksınız ama sizin öfkenizin halkın öfkesi yanında irapta mahalli yoktur.
Bakınız, kıymetli AK PARTİ'li arkadaşlarım, biz kırk kişiyiz, kırkımız da birbirimizi biliriz. Bugün size feryadını anlatmaya çalıştığım insanlar biliyorum size çok tanıdık geldi, zira sizler de o insanların içinden kopup geldiniz; geldiğiniz yeri unutmak en büyük nankörlüktür. Işıltılı salonların, lüks otel lobilerinin, çakarlı makam araçlarınızın gözlerinizi kör, kulaklarınızı sağır etmesine izin vermeyin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Silkin Ün, lütfen tamamlayın.
SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) - "Açız, geçinemiyoruz." diyen ve Allah'tan başka kimsesi olmayan bu milyonların sesini duyun, derdiyle dertlenin. Siz onların temsilcilerisiniz, bakanlarınıza dönüp "Patronların, sermayenin adına asgari ücretliye sabır tavsiye etmek sizin işiniz değil." deme makamındasınız, milletimizin namı hesabına bakanlara hesap sorma makamındasınız. (Saadet Partisi ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)