Konu: | Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 98 |
Tarih: | 03.07.2024 |
HAYDAR ALTINTAŞ (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Atatürk'ün Başbakanı, İstiklal Savaşı'nın "Galip Hoca"sı, partimizin kurucusu ve 3'üncü Cumhurbaşkanımız Sayın Celal Bayar'ın kızı 13, 15 ve 16'ncı Dönem Milletvekilimiz Nilüfer Gürsoy Hanımefendi bugün Hakk'ın rahmetine kavuştu ve kendisini defnettik. Kendisine Allah'tan rahmet, geride kalanlarına sabır diliyorum.
Değerli milletvekilleri, ben bugün huzurunuzda bu kanunun dışında başka bir şeye cevap aramaya çalışacağım. Düşündüğüm konu şu: Anayasa'nın 2'nci maddesinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin nitelikleri sayılırken "Türkiye Cumhuriyeti devleti demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir." diye yazıyor. Hukuk devleti ilkesinden ele alırsak bu Meclisin çıkarmış olduğu bütün yasalar çerçevesinde hem idare edenler hem de idare edilenler Meclisin çıkarmış olduğu yasalara uymak zorundadır.
Şimdi bu çerçeve içerisinde benim soracağım soru şu: Milletimizin gündeminde, son günlerde sıkça, özellikle de on yıldan bu yana devam eden bir süre içerisinde tartışılan bir ekümeniklik meselesi var. Fener Rum Patrikhanesi ekümenik midir, değil midir? Bizim yasalarımıza bakılırsa Patrikhane ekümenik değildir ancak devletimizi idare edenler kanunları her zaman kendi istek ve emellerine göre çiğnemeyi kendilerinde hak gördükleri ve orasından burasından çekiştirmeyi maharet saydıkları için bakın, şunları ortaya koymak istiyorum: 2010 yılında Sayın Başbakan Yunanistan ziyaretinde "Patrikhanenin 'ekümeniklik' olarak adlandırılması sizi rahatsız eder mi?" sorusuna "Etmez." diye cevap veriyor. 2019 yılında "Ekümenik Patrikhane, Moskova Patrikhanesinden bağımsız olarak kendini yöneten bir dinî varlık olarak Ukrayna Ortodoks Kilisesi'ni kurdu." denilmektedir. Türkiye buna göz yummuş hatta destek de olmuştur. 2020 yılında Cumhurbaşkanlığından Patrikhaneye gönderilen bir davette "Sayın Ekümenik Patrik" ünvanı kullanılmaktadır. 15-16 Haziranda İsviçre'de Ukrayna Barış Zirvesi'nde yayınlanan ortak tebliğe Rum Patriği "Ekümenik Patrik" sıfatıyla imza altmıştır.
Sevdası vatan, derdi millet olan Türk milliyetçileri olarak biz Atatürk'ün "Bütün servetim ve iftiharım Türklükten başka bir şey değildir." cümlesinden hareket ederek bu devletin kurucuları ve kurumlarıyla kavga ederek varacağımız bir yerin olmadığını milletin huzurunda, Meclisin huzurunda söylemek istiyorum. Eğer bu milletin ve bu devletin kurucuları ve kurumlarıyla kavga etmek isterken "Lozan bir zafer değildir, hezimettir. Bize zafer diye yutturuldu." ibaresinin içerisinde patrikhaneyi de görüyorsanız bir kanunla bunu değiştirebilirsiniz; Lozan'la bu patrikhanenin alakası yoktur. Ancak, bunları olur olmaz sebeplerle ve maksatlarla Türk milletinin önüne getirmek, bu devlet ile milletin birbirine olan bağını, sevgisini ve muhabbetini incitir ve devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne halel getirir diye düşünüyorum.
İktidarımızın bu ikircikli tutumu, milletimizin bağımsızlık ve egemenlik konusundaki hassasiyetlerine de gölge düşürmektedir. Bizler ülkemizin çıkarlarını millî değerlerimizin ve her şeyin üzerinde tutmak zorundayız. Anayasa ve yasalarımızın gerektirdiği gibi, "patrikhanelik" "ekümeniklik" sıfatını da asla kabul etmiyoruz, bu konuda hiçbir ödün verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda millî çıkarlarımızı savunmaya devam ederken tarihsel gerçekleri çarpıtmadan şunun da altını çizmek istiyorum: "Lozan'da On İki Adalar verildi." denildiği tarih ile Uşi Anlaşması'nın arasında on iki yıllık bir fark vardır. Bu farklılıkları da nazarıitibara almak suretiyle, devletimizin temel yapısını oluşturan bu millî değerlerin çarpıtılmadan, yıpratılmadan, devletin ve milletin birlik ve bütünlük içerisinde yaşayabilmesi için milletimizin bugün çekmekte olduğu ekonomik sıkıntıları, siyasal ve sosyal sıkıntıları ortadan kaldıracak tedbirleri almak bu tür sözleri söylemekten çok daha önemlidir diye düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Altıntaş, lütfen tamamlayın.
HAYDAR ALTINTAŞ (Devamla) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.