GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:98
Tarih:03.07.2024

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

3'üncü madde üzerine söz aldım ancak açıklamalarım bu madde üzerine olmayacak. Dünkü birleşimde bizim verdiğimiz önergemiz üzerine bir sayın milletvekilimizin yaptığı açıklamalarda aslında kamuoyunu yanıltmaya yönelik ifadeler vardı. Ben bu ifadeleri düzeltmek ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla söz almış bulunuyorum.

Dünkü önergemiz 30 Haziran 2020'de İstanbul Şehir Üniversitesinin Cumhurbaşkanı kararıyla kapatılması ve bunun neticesinde 700 çalışanın ve 7 bin öğrencinin ve tabii ailelerinin mağdur olmalarına ilişkindi; buna ait bir önerge vermiştik. Bir sayın milletvekili arkadaşımız, ki kendisiyle de diyaloğumuz var, maalesef "ama"lı "fakat"lı cümleler kurarak, konunun altını çizip bu hukuksuzluğun giderilmesi için gayret sarf edeceğine bambaşka açıklamalarda bulundu; şimdi bunları düzeltmek istiyorum. Bizim hukukumuza göre 2 tür üniversite var; bunlardan biri devlet üniversiteleri, diğeri vakıf üniversiteleri. Kamuoyu vakıf üniversitelerine "özel üniversite" diyor ama bu ifade doğru değil. Vakıf üniversiteleri ancak bir vakıf tarafından kurulabilir, Anayasa'nın emridir. Dolayısıyla, İstanbul Şehir Üniversitesi de Bilim ve Sanat Vakfı tarafından kurulmuştur ama bu Vakfın kuruluş senedinde Sayın Ahmet Davutoğlu'nun ismi yer almamaktadır.

İkinci husus, bu sayın milletvekili arkadaşımız Şehir Üniversitesinin Dragos'taki TEKEL'e ait gayrimenkul üzerinde kurulduğunu iddia etti. Bu bilgi de yanlıştır çünkü üniversite 2008'de kurulmuştur, 2010-2011 yılında İstanbul'un Üsküdar ilçesinin Altunizade semtinde, 3 kampüste; doğu, batı ve güney kampüsü olmak üzere, kiralanmış olan binalarda faaliyetlerini sürdürmüştür. 2017-2018 akademik yılında da -doğru- TEKEL'e ait olan arazi ve gayrimenkul üzerinde faaliyetlerine başlamışlardır. Burada da ama bir yanıltıcı bilgi vardı, sanki bizim üniversitemize bir ayrıcalık, bir imtiyaz yapılmış da tahsis işlemi böyle gerçekleşmiş diye. Değerli milletvekilleri, inceleme yaparsanız, vakıf üniversitelerine belediyelere veya hazineye ait arazilerin eğitime özgülenmek koşuluyla tahsis edildiğini görürsünüz. Dolayısıyla burada herhangi bir haksız işlem, hukuksuz işlem yoktur ve yapılan işlemde "Eğitim faaliyetleriyle sınırlı olarak..." ifadesi yer almıştır yani orada herhangi bir rezidans falan yapılacak değildir, Sayın Ahmet Davutoğlu'nun ise hiçbir maddi menfaati yoktur bu işlemde.

Bununla ilgili bir başka yanlış şuydu: Sanki bir üniversitenin bir kamu bankasından kredi almasında hukuksuzluk, gayriahlakilik varmış gibi takdim edildi. Anayasa'mızın 48'inci maddesi sözleşme hürriyetini düzenliyor. Buna göre herkes sözleşme yapmaya muktedirdir. Buradaki "herkes" ifadesi hem kamu tüzel kişilerini hem gerçek kişileri hem tüzel kişileri kapsar. Dolayısıyla koşullarını taşıyan herkes bir bankayla kredi sözleşmesi yapabilir. Hâliyle Şehir Üniversitesi de hukuka uygun bir biçimde kredi sözleşmesi yapmıştı.

Ben, buradan, sayın milletvekillerine bir mesaj vermek istiyorum: Türkiye o kadar büyük hukuksuzluklara, anayasasızlıklara, demokrasi ve insan haklarıyla bağdaşmayan işlere sahne oluyor ki, biz bunlara amasız ve fakatsız el birliğiyle karşı durursak, o zaman Türkiye'yi daha iyi bir geleceğe taşıyabiliriz. Amalarla, fakatlarla kamuoyunu yanlış bilgilendiren açıklamalarla hiçbirimiz hiçbir yere varamayız.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Genel Kurulunuzu saygılarımla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)