GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:98
Tarih:03.07.2024

CHP GRUBU ADINA GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Komisyonumuza 30 madde olarak getirilen görüşmekte olduğumuz torba kanunla Anayasa Mahkemesinin ve Danıştayın iptal ettiği bazı düzenlemeler AKP iktidarı tarafından ısrarla, yeniden getirilmektedir. Özetle, Anayasa'nın AKP iktidarı tarafından tanınmaması, "Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duymuyorum." anlayışı, Türkiye'de hukuka olan inancın yerle bir edilmesi, ülkemizin hukuk devleti kimliğinden uzaklaştırılması AKP iktidarının eseridir. Anayasa'ya aykırılıklar içerdiği mahkeme kararıyla netleşmiş bu düzenlemelere ısrarla teklifte yer verme çabası da hukukun iktidarca çiğnendiğinin bir göstergesidir. Teklifin Komisyon sürecinde de bu anlamda itirazlarımızı dile getirdik, muhalefet şerhimizi de detaylı olarak Komisyonda üyelerimizi anlattık.

Değerli milletvekilleri, ulaştırma ve havacılık alanında yaşanan güncel bir olaya değinmek istiyorum; vatandaşlarımızın tepki gösterdiği, mağdur edildiği bir konuyu dikkatlerinize sunmak istiyorum. Özellikle bayram haftasında neredeyse Türkiye'nin dört bir yanında bütün havalimanlarında ve şu anda da giderek artan bir sorun hâline gelen AJet uçuşları... AnadoluJetin AJet'e dönüşmesiyle başlayan sıkıntılar gün geçtikçe artmakta, vatandaşlarımız mağdur edilmektedir. Öyle ki AKP milletvekillerinden, AKP'li çevrelerden bile bu konuya dair isyan eden, tepki çeken açıklamalar kamuoyuna da yansımıştır. Bilet fiyatlarına zam yapılması, haber verilmeden iptal edilen uçuşlar, organizasyon bozukluğu gibi bir dizi sebepten ötürü fatura yine vatandaşa çıkmış, saatlerce havaalanlarında mağdur edilmişlerdir ve tüm bunlar Ulaştırma Bakanı Sayın Uraloğlu'nun ihale verdiği bir şirketin özel jetiyle yurt dışı gezisi yaptığı süreçte yaşanmıştır. Konuyla ilgili bugüne kadar açıklama yapılmazken bir bakıyorsunuz Ulaştırma Bakanı ardı ardına "tweet"ler atıyor; "Türkiye hızlanıyor, ulaştırmada zirveden inmiyoruz; havalimanlarında rekordan rekora koşuyoruz." gibi gerçekle alakası olmayan "tweet"lere imza atıyor.

Sayın Bakan, gerçeği görmek istiyorsanız gözünüzü havalimanlarına çevirin, vatandaşların orada maruz kaldıkları rezaleti görün ve bir açıklama yapın. Bu rezaleti çözmek için bir adım atacak mısınız? Bunu da mağduriyet yaşayan tüm yolcular adına sormak isterim size.

Yine, geliyoruz o çok övündüğünüz otoyol projelerinize. Her bayramda olduğu gibi bu Kurban Bayramı'nda da Mersin Silifke'de D400 Kara yolu, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan haritada kaza kara noktaları arasında yer almıştır ve maalesef ki beş gün önce bu yolda ölümlü ve büyük bir zincirleme kaza gerçekleşmiştir. Daha bayram öncesi Genel Kurulda Mersin'imizde yaşanan ulaşım sıkıntılarını dile getirmiştim, Hükûmeti ve ilgili bakanlığı da uyarmıştım, "Çeşmeli-Taşucu Otoyolu'nda yaşanan trafik çilesinin bir an evvel bitmesi için gerekli adımları atın." demiştim ancak maalesef AKP Hükûmetinin bakanları hayal dünyasında yaşıyor, verilen hiçbir söz de tutulmuyor.

Ulaşımda kırılan rekoru ben size bir örnekle açıklayayım, bu kanun teklifinin Komisyon aşamasında da gündeme getirmiştim. Komisyon Başkanımız Sayın Karaismailoğlu da Bakanlık yaptığı dönemde Mersin'e ulaşım alanında verilen sözlerin taraflarından biri olduğu için Komisyonda kendisi de bizim isyanımıza ortak olmuştur. Konu Çukurova Havalimanı; on üç yıldır bitirilemeyen, defalarca sözler, açılış tarihleri verilen Çukurova Havalimanı. Ekranları başında bizi izleyen değerli Mersinliler, değerli hemşehrilerim, buradan size duyuruyorum: Çukurova Havalimanı için verilen son açılış tarihi Temmuz 2024, bugün 3 Temmuz; artık takdiri size bırakıyorum, bekleyip göreceğiz.

Değerli milletvekilleri, mevcut kanun teklifinde limanlarla ilgili de düzenlemeler mevcut. Mersin'in gündemindeki en önemli konulardan biri olan Mersin Ana Konteyner Limanı'ndan da bahsetmek istiyorum. Mersin'de denizcilik, ticaret, turizm ve ulaşım sektörünün ihtiyaç duyduğu, haberini beklediği bu projeye neredeyse bütün kalkınma planlarında yer verilmiştir. Projenin yeri konusunda bugüne kadar tartışmalar yaşanmaktaydı ancak Komisyonda Başkan Sayın Karaismailoğlu tarafından Mersin'e yapılacağı konusunda net ifadeler kullanılmıştır, "Ana Konteyner Limanı Mersin'de yapılacaktır." denilmiştir. Umarım bu vaatler bir an evvel gerçekleşir ve başta Mersin olmak üzere bölgemizin ve ülkemizin kalkınmasında öncü rol oynayacak Ana Konteyner Limanı'mız hızla tamamlanır.

Değerli milletvekilleri, Anayasa'ya aykırılıkları olduğunu belirttiğimiz bu torba kanun teklifiyle duruma ve kişiye özel kanun yapma amacı güdüldüğü de görülmektedir. Bakınız, teklifin en can alıcı maddelerinden biri olan ve Anayasa'ya aykırılık teşkil eden 2'nci maddede, 618 sayılı Limanlar Kanunu'na ek maddeyle kılavuzluk ve hizmetlerinin İstanbul ve Çanakkale Boğazları haricinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı uhdesine verilmesinin ve de özelleştirilebilmesinin önü açılmaktadır. Oysaki Danıştay kararlarına, Sayıştay raporlarına da yansıdığı şekliyle söz konusu hizmetler kamu hizmetidir ve bu hizmetin bir grup veya bir kesim aracılığıyla değil, devlet aracılığıyla sunulması gerekmektedir. Boğaz geçişi esnasında verilen kılavuzluk ve hizmetleri boğazın stratejik önemi nedeniyle Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünce verilmektedir. Kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu kadroları tarafından imzalanan ve cumhuriyetimizin en önemli kazanımlarından biri olan Montrö Anlaşması'yla boğazlarımız koruma altına alınmıştır. Bu nedenle, kılavuzluk ve hizmetlerinin Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından yapılması gerektiğini bir kez daha buradan vurgulamak isteriz.

Değerli milletvekilleri, teklifin yine en dikkat çekici maddeleri 9'uncu ve 10'uncu maddelerinde yapılan düzenlemelerle büyükşehir sınırları içerisinde kalan, devlet ormanlarından geçen kara yollarına yük aktarma tesislerinin kurulabilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca, devlet ormanları içinde kalan havaalanlarında yap-işlet-devret modelinde olanlar dâhil yapılacak hizmet tesislerinden de hiçbir kira bedeli alınmaması düzenlenmektedir. Hâlihazırda YİD modeli kapsamında yapılmış ve işletmecilikte olan havaalanlarındaki tesislerden Orman Kanunu kapsamında herhangi bir bedel tahsil edilmemesi düzenlenmektedir. Bu modelle yapılan pek çok yatırımın maliyetinin çok üzerinde bedellerle sözleşmelere taraf olan firmalara yaptırıldığı da örneklerle sabitlenmiştir. "Milletin cebinden bir kuruş çıkmayacak." diyerek YİD modeliyle yaptırılan yatırımlar için milletimiz 2017 yılından 2023 yılına kadar tam 16,8 milyar dolar ödeme yapmıştır, 2026 yılı sonuna kadar da tam 16 milyar dolar ödeyecektir. Yüksek kârlar elde ettikleri bilinen firmalar için bir istisna uygulaması asla kabul edilemez bir durumdur.

Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi olarak vatandaşlarımızın sesi olmaya devam edeceğiz. Biz vergide adalet, gelirde adalet diyoruz, onlar ise bahşişe vergi koyuyor, yurt dışı çıkış harcını artırıyor, vatandaşın yediğine, içtiğine vergi koyuyorlar. Biz "İsrafı önleyin." çağrısı yapıyoruz, onlar özel jetlerden, lüks makam araçlarından, şatafatlı hayatlarından vazgeçemiyorlar. Dökme suyla değirmen dönmüyor artık. AKP'nin bu ülke üzerinde denemeye çalıştığı ekonomi safsatası çökmüştür artık. 86 milyonun üzerinde denemeye çalıştığınız bu modeliniz artık hükmünü yitirmiş durumdadır. Bu nedenle, belli çıkar çevrelerini zengin etmeye dönük, ulusal güvenlik ve ülke çıkarlarına, Anayasa'ya aykırılıklar taşıyan bu kanun teklifine karşı olduğumuzu bildiriyor, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)