| Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 03.07.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yargı organının sorunlarının ortaya çıkardığı zararların araştırılması ve bu sorunların giderilmesi için alınması gereken tedbirlerle ilgili bir araştırma önergemiz var. Bu konuyu önemsiyoruz, sık sık da dile getiriyoruz çünkü bizim nazarımızda Türkiye'nin en önemli sorunu adalet sorunudur; her anlamda bu konuyu dile getirmeye de devam edeceğiz. Eğer Türkiye'de adalet kurumunu gerçekten tam anlamıyla oturtabilirsek, adaleti devletin temeli hâline getirebilirsek, devlet kurumunda adaleti her şeyin merkezine oturtabilirsek Türkiye'de birçok sorunu da çözmüş oluruz, buna inanıyoruz, bunun için bu konuyu önemsiyoruz değerli milletvekilleri.
Hızlıca, yargı organının tarafsızlığı ve bağımsızlığı sorunu, mesleğe girişte liyakat sorunu, yargılamaların uzaması sorunu, hukuk fakültelerinin çoğalması sorunu, yargıda oluşan şaibeler gibi konulara değinmek istiyorum. Tabii, buraya geçmeden önce de üç gündür Türkiye'de siyaseti doğrudan ilgilendiren bir davayı hepimiz takip ediyoruz; Sinan Ateş davası. Biz de birinci gün davayı takip ettik, sanıkların ifadelerini dinledik ve bu davayı takip etmeye devam edeceğiz. Değerli milletvekilleri, burada, yargı organında savunma makamı, iddia makamı ve hüküm makamı eşit seviyede olmalıdır. Bu anlamda hüküm makamının savunma makamına olan tavrını, bir avukatı yani müvekkilini savunmak isteyen bir avukatı dışarıya atma gibi bir girişimi asla kabul etmiyoruz, tasvip etmiyoruz, bir hukukçu olarak bunu da buradan şiddetle eleştiriyoruz. Yani mahkemeyi yürüten hâkimin tavrının çok agresif olması da gerçekten çok manidar. Bu anlamda, böylesine önemli bir davada bu davanın daha sağduyulu yürütülmesi önemlidir diye ifade etmek istiyorum. Bu anlamda, savunma makamına yapılan yanlışın da altını çizmek istiyorum; bunu asla kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz.
Şimdi, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığın sorunu Türkiye'de önemli bir sorun. Türkiye'de yargının bağımsız, tarafsız olduğu, evet, Anayasa'da böyle bir ibare var ama uygulamada maalesef bunu göremiyoruz. Bunun içindir ki Türkiye'de birçok güven iklimi sorunu da beraberinde geliyor değerli milletvekilleri. "Türkiye'de yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı." denilebilir ama biz bunun uygulamada böyle olmadığını görebiliyoruz. Türkiye'de Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan hâkimleri gördüğümüzde yani kesin olan Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan hâkimleri gördüğümüzde kimse Türkiye'de yargının tarafsızlığından, bağımsızlığından bahsetmesin değerli milletvekilleri.
Yargı organında -bakın, şaibeler önemli bir sorun- Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığından HSK'ya gönderilen bir ihbar mektubu vardı şaibelerle ilgili, mesela bu konunun akıbetini çok merak ediyoruz değerli milletvekilleri, buradaki milletvekili arkadaşlarımızın bu konuda bilgilendirilmesi önemlidir. Yine, Küçükçekmece Adliyesinde benim de takip ettiğim bir dava, önemli konular vardı yani bu konular, bu şaibeler maalesef Türkiye'de hukuka olan güven sorununu ortaya çıkarmaktadır. Türkiye bu sorunu aşmak zorundadır değerli milletvekilleri.
Liyakat sorunu, mesleğe girişte, bunu çok kez buradan eleştirdik, yine eleştirelim. Bir gün Türkiye'de gerçekten hâkimlik, savcılık alımlarında objektif kriterlere dayalı bir sisteme geçileceği inancıyla bunu paylaşıyorum: Arkadaşlar, 70 puan sınırı vardı hâkimlik, savcılık sınavlarında; bu puan 55 puana düşürüldü, 55 puan. Ben bunu burada daha önce ironiyle anlattım, bir kere daha anlatayım. Siz 5 paragraf sorusu çözemeyecek insanların önüne -bakın, 5 paragraf sorusu çözemiyor, 55 puanı herkes alabilir- 5 klasör koyuyorsunuz, "Al bunu, dosyayı çöz." diyorsunuz; çözemez ve sonunda da bu yargı sistemi kilitlenir, sorunumuz bu. Burada da objektif kriterlere dayalı bir sisteme geçilmesi şarttır.
Yargılamaların uzaması önemli bir sorun, istinaf kurumu getirildi yargılamaların hızlanması için ama maalesef şu anda mahkemeler kilitlenmiş durumda değerli milletvekilleri, bu önemli bir sorun. En basit davalar iki senede bitebiliyor; istinafa gidiyor, iki-üç sene de orada, dört-beş senede, bakın, dört-beş senede davalar gelmiyor. Geciken adalet adalet değildir. Bir alacağı olan bir işçi dava açtığında alacağını alana kadar beş yıl geçiyor ve parası yok olup gidiyor. Bu anlamda, geciken adalet, adalet değildir konusunu tekrar ifade etmek istiyoruz. Yargılamaların uzaması sorununun çözümü için de Meclis bu konuya bir çözüm bulmak zorundadır. Oturalım, hep beraber bu konuya bir çözüm bulalım değerli milletvekilleri.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSA MESİH ŞAHİN (Devamla) - Başkanım, toparlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Şahin, lütfen toparlayın.
İSA MESİH ŞAHİN (Devamla) - Son olarak da hukuk fakültelerinin çoğalması sorunu Türkiye'de yetkin hukukçuların yetişmesi anlamında önemli bir sorundur, bu konuyu da yeniden gözden geçirmemiz gerektiğinin altını çizmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, tekraren söylüyorum: Türkiye'nin en önemli sorunu adalet sorunudur. Ben bu kürsüden daha önce ifade etmiştim, bir kere daha ifade edeyim: Eski Meclis Başkanı, eski Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek bir televizyon programında şöyle bir ifade kullanmıştı: "Ben Adalet Bakanıyken yabancı yatırımcı geldiğinde ilk uğradığı mekânlardan biri Adalet Bakanlığıydı. Neden? "Bu ülkede hukuk güvenliği var mı?" Yatırımcı hukuka bakar; hukuka güvenirse gelir, güvenmezse gelmez, yatırımcı ürkektir." demişti. Tam da biz bugün bu sorunları yaşıyoruz değerli milletvekilleri. Her anlamda biz hukuk güvenliğini inşa etmek zorundayız; hukuka olan güveni, yargıya olan güveni inşa etmek zorundayız. Böylece, bir güven iklimini inşa edebiliriz diyorum. Bu anlamda, araştırma önergemize sizlerden destek bekliyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)