Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 97 |
Tarih: | 02.07.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, sıklıkla ifade ettiğimiz gibi Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri, üniversitelerimizin özerklikten yoksun olması, akademisyenlerimizin de bilim hürriyetinden yoksun olarak faaliyetlerini sürdürmeye mahkûm edilmeleridir. Aslında, bu sorunun kökleri 12 Eylül 1980'de kurulan Millî Güvenlik Konseyinin yürürlüğe koyduğu birtakım hukuki tasarruflara dayanmaktadır. Böyle olmakla birlikte, sorun, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yürürlüğe girmesiyle birlikte zirveye tırmanmıştır. Bu problemin çok çarpıcı örneklerinden biri, İstanbul Şehir Üniversitesinin 30 Haziran 2020'de bir Cumhurbaşkanı kararıyla faaliyet izninin ortadan kaldırılması, öğretim üyeleri arasında benim de yer aldığım tüm çalışanlarının ve öğrencilerinin ağır bir mağduriyete mahkûm edilmeleridir. Bu, aslında çok kurnaz ve usta bir planın aşama aşama yürürlüğe girmesiyle gerçekleşmiştir. Üniversitenin aslında bir ödeme kapasitesi olduğu hâlde bir devlet bankasından aldığı banka kredisi gerekçe gösterilerek önce üniversitenin tüm banka hesaplarına el konulmuş, böylece, üniversite, çalışanlarına maaşlarını, öğrencilerine burslarını ödeyemez hâle getirilmiştir. Arkadan, 19 Aralık 2020'de Yükseköğretim Kurulu tarafından üniversiteye kayyum atanmıştır. Aslında, o tarihte yürürlükte bulunan Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği'ne göre, üniversitenin üç yıl bir denetime tabi kılınması ve üç yılın sonunda akıbetin belirlenmesi gerekmekteydi. Nitekim, Haliç Üniversitesine böyle bir uygulama yapılmıştı ama İstanbul Şehir Üniversitesiyle ilgili Türkiye'yi yönetenlerin ne yazık ki aceleleri vardır. Bu sebeple, Parlamentoya baskı yapılmış ve Meclis 2547 sayılı Kanun'da bir dizi değişiklik yapmış, böylece üniversitenin derhâl kapatılmasını sağlayan birtakım hükümler yürürlüğe girmiştir. Üniversite öğretim üyeleri 25 Haziran 2020'ye kadar maaşlarını almaksızın, öğrenciler burslarını almaksızın akademik takvim devam etmiştir ve not girişleri yapıldıktan sonra 30 Haziran 2020'de Cumhurbaşkanı kararıyla üniversite kapatılmıştır. O tarihten bu yana yürütülen bütün yargılama süreçlerine rağmen üniversite öğretim üyeleri ve diğer çalışanlarının özlük hakları, alamadıkları maaş ve ücretleri ve kıdem tazminatları ödenmemiştir, dolayısıyla bu ağır mağduriyet hâlâ varlığını korumaktadır.
Bundan daha önemli olanı ise şudur: 2547 sayılı Kanun'da yapılan bu değişiklikler, aslında şu anda bütün vakıf üniversitelerinin üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanmaktadır. Dolayısıyla, biz Saadet-Gelecek Grubu olarak İstanbul Şehir Üniversitesinin bütün çalışanlarının ve öğrencilerinin mağduriyetlerinin araştırılmasını, ortaya çıkacak tespitler doğrultusunda diğer vakıf üniversitelerinin benzer bir akıbete uğramaması için gerekli önlemlerin alınmasını talep ediyoruz.
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)