Konu: | Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 96 |
Tarih: | 26.06.2024 |
ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Genel Kurul, değerli halklarımız; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerine söz aldım ancak konuşmamı yangın sürecinde Kürt halkına yönelik ırkçı ve ayrımcı pratiklere ayırmak istiyorum.
Öncelikle, DEDAŞ'ın ağır ihmalleri üzerine başlayan ve büyük bir yıkıma yol açan yangında hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine ve halkımıza başsağlığı diliyorum. Yıllardır halkın hayatını felç eden uygulamaların sebebi olan DEDAŞ bu yangının tek sorumlusu iken Hükûmet ilk günden itibaren bu suçu "anız yangını" şeklinde kodlayarak yurttaşları yangının faili olarak göstermeye çalıştı. Hayatını kaybedenler, yangından zarar görenler Kürt olduğu için yürütülen soruşturmanın sonucu dahi beklenmedi, faili Kürt olarak ilan etmekte ise bir an bile tereddüt edilmedi. Bu tavır yeni değil, yıllardır DEDAŞ'ın sebep olduğu enerji kaybı "Kürt halkı kaçak elektrik kullanıyor."şeklinde ters yüz edildi. Bu büyük enerji kaybı Kürt halkına yüklenmeye çalışıldığı gibi, yangının sebebi olarak da şimdi yine Kürtler gösteriliyor. Egemen olanın suçlarını ezilene yüklemesi bilinen bir sömürge taktiğidir. Aynı egemenlik tarzının toplumsal algıya etkisi ise ırkçılık şeklinde ve nefret şeklinde ortaya çıkmaktadır. Amed ve Mardin yangınlarında yapılan ırkçı paylaşımlar ise bunun kanıtıdır. Yüz yıl önce ayrımcı şekilde temeli atılan bu düzen, mevcut Hükûmet döneminde en pervasız hâlini yaşıyor.Başta Kürt halkı olmak üzere Türklük dairesinin dışında kalan bütün kimlikler nefret objesine dönüştürülmüş hâldedir. Altını çizerek söyleyelim ki bu siyasetin mayasını ırkçı saikler oluşturuyor. Yangın devam ederken, 15 yurttaş hayatını kaybetmiş, onlarca yaralı yaşam mücadelesi verirken, sayısız canlı feci şekilde ölmüş ve halk maddi manevi büyük bir yıkım hâlindeyken sosyal medyada vahşi, insanlık dışı, alçakça ırkçı yorumlar yapılmış, Kürt halkının bu tarifsiz acısıyla alay edilmiş ve bütün bunlar yaşanırken iktidar kulağının üstüne yatmaya devam etmiştir. Bununla yetinilmemiş, Amed Barosunun yaptığı suç duyurusuna karşı hükûmet ortağı Amed Barosunu tehdit etmiştir. Irkçı paylaşım ve söylemlere karşı hukuki sürecin işletilmesine dahi tahammül edilememektedir. Bu ırkçı paylaşımları hiçbir inanç sisteminde açıklayamazsınız. Sessiz kalmak, sahiplenmek bir yana bunun yaşanmış olması dahi kıyameti koparma sebebi olmalıdır. Gerçekliğe bakmayı bilenler için bu durum insanlığın iflasıdır, ahlaki çürümedir, vicdan yoksunluğudur, insanlıktan çıkmadır. Öğretmeninden avukatına, yazarından çizerine, işsizinden zenginine kadar geniş bir toplumsal alana yayılmış hâlde olan bir ırkçılık söz konusu, öyle birkaç meczuptan ibaret değil. Irkçılık ve Kürt düşmanlığı bu toplumun en esaslı harcına dönüştürüldü. Açıkça söyleyelim ki bu vahşeti ve vicdansızlığı siz yarattınız. 15 Kürt'ün hayatını kaybetmesine sevinen yüzlerce mahlukatı bu ayrımcı siyasetinizle siz beslediniz. Siz "tek millet" diye avaz avaz bağırdıkça toplumda Türk'ü yüceltip geri kalan bütün halkları nefret objesine dönüştürdünüz.
Elbette, son sözlerimi AKP bünyesinde yer alan Kürtlere yönelik söyleyeceğim. Bu yangında katledilenler gibi siz de Kürt'sünüz. Kürt'ün yanarak can vermesi karşısında bu denli duyarsızsanız dönün bir vicdanınıza bakın. Kürtler yanarak can verirken buna sevinen, bununla alay edenler sizin dâhil olduğunuz siyasetin eseridir. Bu sizi biraz olsun utandırmıyorsa insanlığımız nerede diye dönüp kendinize bir bakın.
Son olarak, bu ırkçılık rüzgârı karşısında sizin için bir yol ayrımı daha var şimdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Uzatmıyoruz.
ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - Öyle bir karar mı aldınız?