GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:26.06.2024

MEHMET SALİH UZUN (İzmir) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Elbette çok önemli bir gündemimiz var, onu konuşuyoruz ama benim arzım bambaşka bir konuyla ilgili olacak. Esasen gündem dışı konuşmak için şansımı denemiştim ama sağ olsun, grubu bulunan milletvekili arkadaşlar onları da sürekli doldurduğu için grubu bulunmayan milletvekillerine de işte böyle dolambaçlı yollar kalıyor.

Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz bayram tatili boyunca 25-30 yaşlarında genç bir agnostik yazar Peygamber Efendimiz'le ilgili birtakım sözler etti. Onlar çok tartışıldı, sosyal medyada tepkiler büyüdü, Adalet Bakanı işin içerisine girdi, yakalama kararına kadar iş götürüldü yani olacak iş değildi. Ben o tartışmayı burada yeniden açmak niyetinde falan değilim, ben bambaşka bir şekilde meseleye yaklaşmak istiyorum. Bu nedenle de öncelikle de muhafazakâr siyaset çizgisinden gelen arkadaşlara, sadece muhafazakâr siyaset de değil, merkez sağ siyasetten gelen birisi olarak, kendimi de işin içine katarak sağ siyasetin bütün damarlarından gelen arkadaşlara, hatta ayrımsız bütün siyasete çok samimi bir şekilde bir çağrıda bulunmak istiyorum. Şayet biz çocuklarımızın dinle ilişkisini önemsiyorsak, çocuklarımızın, gençlerimizin dinden uzaklaşmasını dert ediyorsak o zaman agnostik yahut deist yahut ateist yani kendi kişisel pozisyonlarını açıklamış olan kişilerin dinimizle ilgili söyledikleri sözlerden endişe etmeyin. Asıl zarar onlardan gelmiyor; asıl zarar din adına konuşanlardan geliyor, asıl zarar din adına iş görenlerden geliyor; gerçekten asıl sıkıntımız bu. Türkiye'de öyle bir güruh var ki tasavvuftaki anlamından çok uzak, dinimizin temel ilkelerinden çok uzak tarikat yapıları cirit atıyor. Yahu "Ancak sana kulluk ederiz ve ancak senden yardım isteriz." diye temel bir düsturu olan bir dinde ve bu düsturunu beş vakit namazda günde toplam 40 kere tekrar edilmesini isteyen bir dinde müritlerinden koşulsuz sadakat bekleyen tarikat şeyhlerinin yeri olabilir mi? (CHP, DEM PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Ama varlar, hem de çoklar, hem de çoğalıyorlar, hem de çok konuşuyorlar. Onlar konuştukça çocuklarımız dinden, imandan soğuyorlar, onlar konuştukça gençlerimiz deist oluyorlar, ateist oluyorlar.

Değerli milletvekilleri, bakın, dikkatinizi çekti mi Türkiye'de Ateizm Derneği diye bir dernek var ama son zamanlarda hiç onun faaliyetini gördünüz mü, işittiniz mi? Ben işitmedim çünkü onlara ihtiyaç yok ki, Türkiye'de Ateizm Derneğinin faaliyet göstermesine ihtiyaç yok ki. Neden olsun? "Annenizin diz kapağına fazla bakmayın hâllenirirsiniz." diye vaaz veren şeyhler varken Türkiye'de Ateizm Derneğine ne ihtiyaç var?

Sadece onlar mı? Resmî din görevlileri var. Cami kürsülerinde sıcak siyasete girip her gün siyasetçilere ayar veren, bu yüzden de toplumun en az yarısının nefretini kazanan sosyal medya fenomeni olmaya hevesli din görevlileri varken Türkiye'de Ateizm Derneğine ne ihtiyaç var?

Dahası var. İsrafa ve şatafata düşkünlüğüyle Diyaneti dolayısıyla dinimizi sürekli tartışma konusu hâline getiren Ali Erbaş varken Türkiye'de Ateizm Derneğine ne ihtiyaç var? (CHP, DEM PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Biri daha var ve ben onu çok daha tehlikeli görüyorum. Müfredatın her yerine, olur olmaz her yerine din bilgisi sokuşturarak dindar nesil yetiştireceğini zanneden ama işin sonunda -iddiayla söylüyorum- hem bilgisiz hem dinsiz nesiller yetişmesine sebep olacak olan Yusuf Tekin varken Türkiye'de Ateizm Derneğine ne ihtiyaç var? (CHP, DEM PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Gerçekten çocuklarımızı dinden bunlar soğutuyorlar, bunlara karşı çıkmalıyız, en önce de muhafazakâr siyaset karşı çıkmalıdır, sağ siyaset karşı çıkmalıdır, biz karşı çıkmalıyız.

Teşekkür ediyorum. (CHP, DEM PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)