GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İNSAN HAKLARI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ BAĞLAMINDA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:90
Tarih:10.04.2013

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önerimiz gayet açıktır ve iki hususa açıklık getirmektedir.

Birincisi: Maddeye "tespit edilen gerçek zarar" kavramının oturtulmasıdır. Niçin? Çünkü genellikle tam yargı davalarında mahkemede bilir kişi incelemesi yapılıyor. Bir bilirkişi incelemesi yapıldı, talep edilen miktardan daha fazla bir miktarda zararın varlığı ortaya konulduğu takdirde bu kanun devreye girecek otuz gün içerisinde miktarını artırma dilekçesini vermek kaydıyla ve bir defa verebilecek bu dilekçeyi. Şimdi, otuz günü geçirdiği takdirde, itiraz hâlinde ikinci bilirkişi raporu geldi, ikinci bilirkişi incelemesi yapıldı. Farz edelim ki miktar birinci bilir kişi raporundan daha yukarıya çıktı. Bu takdirde, hak kaybı tekrar ortaya çıkacak. İkisi arasında çelişki olduğu için üçüncü bilirkişi raporuna gidilecektir, miktar yine değişecektir. "Gerçek zarar" tabiri bunu ifade eder. Buna niçin Sayın Hükûmet, Sayın Komisyon karşı çıktı, bilemiyorum ama muhalefetten gelen her öneriye karşı çıkmak adettendir, AKP Hükûmetinin geleneğidir, herhâlde onun için.

İkinci husus ise "bir defaya mahsus olmak üzere" ibaresi vardır bu yasada. "Bir defaya mahsus olmak" ifadesi nedeniyle ileride benzer taleplerin dava dilekçesinin üzerinde gerçekleşmesi hâlinde, aynı gerekçeyle tekrar Meclise geleceksiniz. İşte tekrar Meclise gelmenizi engellemek amacıyla ve hak kayıplarının giderilmesi amacıyla bu önerge verilmişti. Tabii ki yine parmaklar havaya kalkacak ve bu önergemiz reddedilecektir, bundan da kuşkumuz yok.

Şimdi, Sayın Bakan, ikinci bir konu: Zatıaliniz dedi ki: "1999'dan itibaren bu görüşmeler İmralı'yla yapılmıştır, o tarihten sonra da PKK geri çekilmiştir, çekilme sürecinde de bazı müessif olaylar olmuştur." Bu ifadeyi bugün kullandınız. Şimdi, Sayın Bülent Arınç kıdemli bir milletvekili ve deneyimli bir devlet adamı olarak bir zamanlar dedi ki: "PKK'yla görüşecek kadar alçak ve şerefsiz olamayız." Şimdi, Bülent Arınç'ın görüşüyle bakıyorum, siz dediniz ki: "İmralı'yla 1999'da görüşme yapılmış, bu görüşmenin neticesinde geri çekilme olmuş." Ben o dönemde bakan olarak da görev yaptım, Sayın Bülent Arınç'ın ölçüsüne göre alçak ve şerefsiz değilim. Bunu lütfen açıklığa kavuşturun. O dönemde kim görüşmüş PKK'yla? Bunun içerisinde koalisyon ortağı MHP'nin bakanları var mı? Eğer görüşen kimse onu açıklığa kavuşturun. Ben huzurukalp ile söylüyorum ki o dönemde MHP'nin hiçbir bakanı görüşmemiştir ve yine o dönemin bakanlarına izafeten söylüyorum, Bakanlar Kuruluna herhangi bir görüşmeyle ilgili tek bir konu, tek bir kelime dahi gelmemiştir.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)